ZANNA YENİ ALBÜMÜ ‘MİLYONLARCA’ İLE MÜZİK DÜNYASINA BOMBA GİBİ DÜŞÜYOR!

Uzun zamandır müzik Dünyasında adını sıkça duyduğumuz sevgili Zanna birbirinden güzel Milyonlarca ve Hey Lolita! İsimli şarkılarıyla müzik Dünyasına bomba gibi düşüyor.

0

İlk olarak 2021 yılında ‘Ara Ara’ isimli şarkısıyla dikkatleri üzerine çeken Zanna 1 yıl aradan sonra ‘Pinokyo’ isimli şarkısıyla büyük bir hayran kitlesine ulaşmayı başarmıştı. Hemen ardından sevgili Kaan Gökman işbirliğinde ‘Hatırım Yok Mu?’ İsimli şarkısıyla dinleyicilerine büyük bir sürpriz yaparak gönüllerde taht kurmayı başardı. Son olarak ‘Ya Deliler Haklıysa?’ İsimli şarkısını çıkartan Zanna’nın kısa bir aradan sonra beklenen ‘Hey Lolita!’ ve muhteşem klibiyle ‘Milyonlarca’ isimli bu iki güzel şarkı dinleyicileriyle buluşuyor.

 

İznik Gazetesi olarak sevgili Zanna ile harika ve eşsiz bir röportaja imzamızı atmış bulunmaktayız. Bu güzel röportajımıza geçmeden önce İznik Gazetesi ve ekibi olarak katkılarınızdan dolayı sevgili Kaan Gökman’a sonsuz teşekkür ederiz.

 

İlk müzik hayatına nasıl başladınız? Çocukluk hayali falan mıydı sizin için?

 

Aslında biraz ailemin yönlendirmesi ile başladım. Evet, öyle başladım çünkü müzik öyle bir şey ki bunun benim için bir tarifi yok. Ben böyle çok küçük yaşlardan itibaren dinlediğim reklam müziklerine çok fazla tepki veriyormuşum, onları söyleyerek dans ediyormuşum ve ailem bunu bir yerden sonra fark etmeye başlamış. Ve daha sonrasında enstrüman çalmama destek olarak ve sürekli farklı müzikler dinleterek beni geliştirmişler. Klasik müzik, pop müzik gibi birçok müzik dalına kulağım aşina ve bunu aileme borçluyum. Ve ben sonradan bu alışkanlığıma engel olamadım ve iş olarak yapmaya devam ettim. Çünkü başka bir işte müzik kadar mutlu olamayacağımı fark ettim ve devamı geldi zaten adım atarak başlamış oldum.

 

Mesela ben “Ara” isimli şarkınızı oldukça çok dinlemiştim. Şarkının sözlerini yazarken aşk hayatınızla bağlantılı mıydı? Bir bağlantısı varsa şayet anısı ya da hikayesi var mı?

 

Tabi var. Aslında çok ilginç bir anısı var. Benim için en ilginç şarkım bu aslında. Şöyle ben o zaman Kaan’la henüz yeni tanışıyordum ve bir iş yapmak için onunla tanışmıştım, aranje için. Bestemi ona dinletmeye geldim bu stüdyoda hatta burada. Tam da burada oturuyordum. Ondan sonra şarkı okudum ve çok şaşırmıştı. Bu şarkıyı bir alt yapı var onun üzerine okuyabilir misin? Diye sormuştu. Daha öncesinde yaptığı ve beklettiği bir alt yapısından bahsediyoruz. Oda aslında bu besteye ortak bir şeyler hazırlamış ve bunu bilmeden. Daha sonrasında hazır olan alt yapının üstüne bestemi okudum ve ilginç bir şekilde alt yapı ve sözler birbirine son derece uyumlu olduğunu fark etmiştik. Bu çok sık rastlaşacağımız bir durum değildi. O başka yerde ben başka yerde aslında aynı müziği bestelemişiz. Ve yan yana geldiğimizde bu yapboz gibi oturdu. Daha sonrasında “Ara Ara” isimli şarkıyı çıkarmaya karar verdik.  Birçok kişide zaten çok beğendi. Aslında ona yazdığım bir şarkı değil ama aşk şarkısı.

 

Gerçekten çok başarılı ve güzel bir şarkı. Genel olarak şarkılarınızın hepsi güzel bir enerji veriyor. Yani bir nevi motivasyon enerjisi veriyor. Bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?

 

Benim şarkılarımda aslında benim tam olarak yapmak istediğim şey bu. Ben insanları gülümseten bir şarkı yapmak istiyorum, eğlendiren bir müzik yapmak istiyorum. Şimdiye kadar 6 şarkı çıkardım. Hepsi de birbirinden çok eğlenceli. Çünkü müzik bence insanları motive etmeli ağlatmamalı. Tabi o tarafımızı da mutlaka beslememiz lazım. O tarafımızda bir ilaç istiyor aslında. Buda bir nevi müzikle oluyor. Çünkü ruhun gıdası müzik. Ama ben şuanda eğlenceli müziklere kendimi daha çok yatkın hissediyorum.

 

Peki ilk sahneye çıktığınız zamanı hatırlıyor musunuz? İnsanlar sizi dinlemeye gelmişler, nasıl bir duygu?

 

Aslında insanlara yani en çok arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum. Çünkü o heyecan çok korkunç bir şey. İlk kez sahneye çıkıyorsunuz ve karşınızda bir sürü insan var. Ve ben çok küçükken sahneye çıkma şansını elde ettim. 6 veya 7 yaşlarından itibaren sahneye çıkma şansı elde ettim, hep yönlendirdiler. Ve hani kendin çok küçüksün karşındakiler çok büyük gibi hissediyorsun. Hani ben küçücüğüm ama onlar çok büyük. Ama sonra alkış sesini duyduğum zaman tamam dedim ben bunun bağımlısı olacağım dedim ve devam ettim. Arkadaşlarım, öğretmenlerim o dönem hayatımdaki herkes çok destek oldu. Böyle böyle zaman içerisinde o heyecanları aştık tabi.

 

Bütün şarkılarınızın bir anısı var mı?

 

Evet var. Aslında anısı olmayan, duygusu olmayan, bir yaşanmışlığı olmayan şarkıların karşı tarafa da duygusal olarak çok geçmiyor. O samimiyet sözlere ve besteye yansıyor. Pinokyo’ nun mesela bir hikayesi var, pinokyo biliyorsunuz bir masal kahramanı, yalancılığı temsil eden bir kahraman ama bence insan olma çabasını da temsil ediyor.  Bana söylenen bir yalanı aslında çok etkilenmeme rağmen böyle çocuksu bir şeyle anlatmaya çalıştım. Böyle hani yalancılık çok kötü bir şey aslında ama ben yine de bunu insanlara mutlulukla nasıl anlatabilirim diye bu şekilde bir hikâye ile oluşturup şarkı olarak dinleyicilerimle paylaştım.

 

 Ya Deliler Haklıysa? Neden böyle isim buldunuz bu güzel şarkınıza?

 

-Şarkının ismine vuruldum, çok filozofik geldi. Sözlerini yazan arkadaşım da çok sevdiğim bir arkadaşım, daha önce dinlemişsinizdir ‘Sıfır Tolerans’ isimli şarkının söz yazarı. Yaklaşım çok değişik geldi ve o an ben aslında bu şarkıyı hayata geçireceğimi bilmeden duydum ve okudum. Daha sonrasında bu şarkı sözlerinin ne kadar da çok beni anlattığını fark ettim. Biz her zaman şöyle düşünüyoruz, hani insanlar çılgın bir şey yaptığında ya deli deyip dışlıyoruz ama aslında ya onlar haklıysa? Nereden biliyoruz? Ya biz haksızsak? Bu yaklaşım bana çok farklı geldi o yüzden hemen hayatıma kattım. Ve dedim bu benim sözüm olmalı, sloganım oldu zaten. Benim gibi delilere armağan ettim.

 

Müziğin ve sanatın dışında başka herhangi bir iş yapıyor musunuz? Yoksa sadece ben müzik ile mi uğraşırım diyorsunuz?

 

Aslında ailemin ısrarıyla, birçok sanatçının zaten kaderi diyelim biz buna.  Benimkine biraz şaşırıyorlar çünkü ben kaptanım. Evet yat kaptanıyım. Denizcilik mezunuyum. Deniz ve Liman okudum. Daha sonrasında yat kaptanlığı başladı. Bu şekilde bir başlangıç yaptım ama yat sektöründe bir yıl var olduktan sonra müziksiz yapamayacağımı anladım ve bir dönüşüm yaşadım. Tamamen hayatımı müziğe yönlendirdim. Ama denizcilik halen çok ilgilendiğim bir dal. Hala motor yatları çok ilgimi çekiyor, hala kaptanlığı çok özlüyorum. O da bir ilgi alanı sonuçta bir mühendislik gibi bir şey değil, o da farklı ilgi alanı. O da bir yaşam tarzı ama ben şimdilik müzik ile hayatımı sürdüreceğim gibi gözüküyor.

 

Sosyal mecra hesaplarında aktif misiniz? Yani fanlarınızdan gelen soruları cevaplıyor musunuz? Ve size nasıl tepkiler geliyor?

 

Tabi ki hiçbirinin mesajını boş bırakmamaya çalışıyorum, beklettiğim oluyor ama hepsine mutlaka cevap veriyorum. Gelen tepkiler hep iyi ve olumlu yönde. Çok mutlu ediyorlar beni çok güzel tepkiler veriyorlar. Hatta şuanda beni daha mutlu eden bir şey yok onlardan aldığım mesajlar kadar.

 

Türkiye’de kadın sanatçı olmak nasıl bir şey?

 

Çok zor.  Türkiye’ de kadın olmak çok zor. Şöyle aslında Türkiye’ de özgür, biliyorsunuz dünyada birçok star istediği kıyafeti giyip istediği müziği yapabiliyor ve bunun karşılığında hakkını çok fazla alabiliyor. Ama bizde nedense özellikle görsel konularda önemli açılarda insanları biraz ağır eleştirebiliyorlar. Ve bu sizin hani düşüncelerinize, müziğinize ve kimyanıza bile yansıtılabiliyor, aslında hiç alakası olmasa bile. Kendin olmak çok zor bu ülkede, kadın olmak çok zor, kendi şarkıların ile var olmak çok zor. Ben o yüzden kadınların ekstra önde olmasını çok istiyorum.

İlerleyen zamanlarda müzik tarzınızı değiştirmeyi düşünüyor musunuz?

 

Şuan düşünmüyorum çünkü çok seviyorum müzik tarzımı. Tabi milyonlar dinlense daha mutlu olurum şuan hayal ettiğim şeyler sınırsız çok fazla tabi hepimiz sınırsız şeyler hayal ediyoruz. Ama şuan aldığım tepkiler kendin olmak güzel şeklinde ve ben kendimim. Müziğime pop da diyemiyorum ve başka bir şeyde diyemiyorum kendim olmaya devam edeceğim.

 

Bu sektörde 10 yıl sonra kendini nerede görüyorsunuz? Ya ben bunu başardım 10 yıl sonra buradayım gibi mesela?

 

Aslında bunu hiç düşünmemiştim, çok güzel bir soru.  Sürekli bir yıl iki yıl içerisinde küllerinden doğan birisiyim. Aslında sürekli değişen birisiyim ve bende kendimi tanıyamıyorum. O yüzden hiçbir sınır çizemiyorum ama şunu söyleyebilirim Dünya müziğine daha çok yaklaşacağım bir senaryo yazdım kendi kariyerim ile ilgili böyle planlarım var.  Dünya müziği ile alakalı işler yapmak daha etnik İngilizce çalışmalar yapmak, Dünyaya açılmak. Spotify ve diğer mecralar bunu bize çok fazla sağlıyor. Tabi İngilizce şarkılar da var, onları da hayata geçirebilmek için dünya müziğine bulaşmayı düşünüyorum.

 

Son olarak YouTube gibi sosyal mecralarda klipleriniz yayınlanıyor. Oradan gelen yorumları okuyor musunuz? Nasıl tepkiler geliyor?

 

Okuyorum çünkü aslında biraz onlar belirliyor. Aldığım tepkilere dikkat ediyorum çünkü insanların verdiği tepkiler bizim için eleştiri anlamında çok önemli. Hem yorum ona göre yapıyoruz hem şarkılarımızı ona göre ayarlıyoruz. Çünkü gündemi takip etmek ve trendleri yakalamak aslında şarkı yapmanın bir kısmı. Gündemi takip etmemiz gerekiyor, yorumlara dikkat ediyorum. İnsanlar ne istiyor biz ne veriyoruz? Mutlu edebiliyor muyuz onları? Bunlara önem veriyorum, yorumları okuyorum hatta bazen karşılık veriyorum.  Güzel yorumlar gördüğüm zaman bir kalp atıyorum.

Leave A Reply

Your email address will not be published.