YOLLARIMIZ(2)

0

Yenişehir-İznik yolunun birkaç özelliği ve önemi vardır. Özelliği tamamen kazma-kürek ile yapılmış olmasıdır. Öyle bir işçilik özelliği vardı ki sanki küçük küçük taşlarla yolu adeta örmüşler, parke taşla örülmüş gibi idi.

Çocukluğumda, at arabası ile birkaç defa Yenişehir’e gidip gelmiştim. Çift koşumlu yaylı at arabasının bir güzel tarafı da üstü kapalı idi, yandan binme yerleri var idi. İçi adeta bez kumaşlarla süslenmişti, biniş yerleri, arka tarafı filan hep perdeli kapalı idi. Tam bir fayton diyebileceğimiz Kırmasti(Mustafa Kemal Paşa ilçesi) yapısı kasaları ağaç işleme, alt kısmı demir aksamlı sağlam arabalardı. Bizim köyde daha 3-4 tane aynı tip araba var idi. Bunların çoğu, o zamanlar İznik ile Yenişehir ve İznik ile Mekece arasında yolcu taşırlardı. Yani o dönem için bu arabalar, bugünün taksileri, minübüsleri idi.

İznik-Yenişehir arasında bu arabalar aynı zamanda posta görevi de yaparlardı. Yani PTT’nin Yenişehir ve oradan Bursa tüm posta hizmetleri bu arabalarla yapılırdı. Kalın meşin bir çanta vardı. İçi mektup, havale Yenişehir’e ve oradan Bursa’ya gidecek tüm posta işleri, evrakları bu çanta ile araba sahibine teslim edilirdi. O da bu zimmeti Yenişehir PTT’sine götürür, gelirken de Bursa ve Yenişehir’den gelen mektup, havale ne varsa aynı çanta ile İznik’e getirirdi. Tabii bunun ücreti de vardı. Aynı çantalarla daha sonraki yıllarda at arabalarının yerini otobüsler alınca, bu sefer otobüs şoförü aynı görevi yapardı. Hatta, Yenişehir postasını da bu İznik otobüsü yapardı.

Bu posta hizmetleri yanılmıyorsam taa 1960’lı yıllara kadar sürdü. Ben, Bursa Erkek Lisesi’ne başladığım 1959 yıllarında posta arabası böyle olurdu. Zaten, Bursa yolu 1954-55’lere kadar hep böyle Yenişehir üzerinden gidip gelinirdi. O yıllara kadar gölün güneyindeki Göllüce-Narlıca-Sölöz-Dutluca-Gölyaka(Arapkir sonra Arapgazi oldu) yolu yoktu.

Güney yolu dediğimiz bu yol 1952’lerde başladı, 1954 veya 1955 de bitti. Şose bir yoldu. Güney yolu bitince oradan gölün kuzeyine geçildi. Yani Çakırca-Boyalıca-Orhangazi yolu yapımı da iki sene sürdü.

Göl çevresindeki bugünkü yollar 1952’lerde başlayıp, 1956’larda tamamlandı.

Bu yıllara kadar İznik’in Bursa ile bağlantısı Yenişehir üzerinden olurdu.

Daha ilginç olanı İznik’in İstanbul ile olan yol bağlantısı. İznik-Yenişehir-Kocaçınar-Aşağı Sölöz-Dutluca-Gölyaka-Gürle altı-Karsak sapağından Bursa yoluna bağlanır, oradan Orhangazi’ye dönüş yapardı. Yani Gölyaka’dan doğrudan Orhangazi’ye şimdiki yol yoktu. Orası da göl yolları ile birlikte açıldı.

Bir anımı anlatayım: Henüz göl çevresindeki bu yollar yapılmamıştı. Herhalde sene 1952 olabilir. İnikli Köyü’nde doğduk, büyüyoruz. Köye de o yıllarda hamam yapıldı. Çalışmasa da halen hamam duruyor. Babam, akşam yani gece gel seni hamama götüreyim dedi. Çok sıcak oluyor diye benim canım istemedi ama hamamdan sonra İstanbul’a götürürüm dedi. Bende olur dedim. Gece artık saat kaç idi bilemiyorum ama köyden birkaç kişi otobüs gelmişti ona bindik, Elbeyli’den de birkaç kişi bindi, İznik’e geldik. İznik’ten de binenlerle otobüs yola çıktı. Gece gittik, gittik, gittik ben uyumuşum, uyandığımda şaşırdım, denize gelmişiz, kocaman vapur vardı. İskele, ışıklar her şey farklı bir yer, Yalova imiş. Bindik vapura, biz giderken güneş doğmaya başladı. Sabahın erken saatinde İstanbul’da olduk. Yıllar sonra anladım ki Yenişehir üzerinden, Bursa yoluna, oradan Kocaçınar, Sölöz üzerinden Orhangazi, Yalova’ya gitmişiz. Kaç saat sürdü bilemiyorum. Zaten sonra anladım ki Karsak kavşağına kadar şose yolmuş.

Yalova’ya gitmek için uzun bir yolu geçmek zorunda kalmışız.

Göl çevresi yolları yapılmadan Yalova tarafına ve Orhangazi’ye ulaşım gölden yapılırdı. İnsan taşıma ve özellikle yük yaşıma İstanbul’a meyva-sebze taşıma işi, gölden motorlarla -ki bu motorlar Karadeniz’in taka dedikleri 30-40 ton yük taşıyabilen teknelerle- yapılırdı.

Devamı haftaya.

 

Leave A Reply

Your email address will not be published.