KİM NE YAPIYOR!

0

Türkiye’de de, Dünya’da da herkes birşeyler yapıyor. Neler yapıyorlar diye şöyle bir göz atacak olursak;

– Başbakan Davutoğlu daha tutarlı beyanatlar veriyor.

– Cumhurbaşkanımız ise konuşmadan duramıyor. Çok konuşuncada yanlışlar ortaya çıkıyor ki aman Allahım. Rus uçağının düşürülmesinde “iki pilotun hatası” demesin mi, kahroldum. Suriye meselesinde de “Irak’ta yaptığımız yanlışa düşmeyeceğiz” demesi de büyük bir gafmıdır, yoksa büyük bir itirafmıdır, anlaşılamadı.

– Alman Başbakanı Ankara’yı komşu kapısı yaptı. İkide bir geliyor; “Aman mültecileri Avrupa’ya göndermeyin, size bakım parası, masraf, hizmet karşılığı 3 milyar vereceğiz…” deyip duruyor.

Bir yetkili çıkıpta “Al o 3 milyarı başına çal” diyemiyor. Aslında o üç milyar Avrupa Birliği’nin Türkiye’ye vereceği -mülteci meseleleri olmadan önce- paradır. Türkiye’nin AB’den alacağı uyum-destek parasıdır. Şimdi bunu mülteci bakım parasına çevirdiler. Olay böyle.

– Müthiş olay nedir biliyormusunuz. Dost ve Nato müttefiki ABD Suriye’deki PKK lılara yani PYD lilere başarılarından dolayı takdirname veriyor. Türkiye ABD’nin bu tutumuna aylar önce karşı çıkmasına rağmen Suriye ve PKK savaşı devam ediyor.

Biz yıllardır PKKnın arkasında dış güçlerden söz ediyoruz. Ve bu dış güçlerin başında ABD olduğunu söylüyoruz ama bunu anlamamak için seçilmiş olmak lazımmış, bu vesile ile bunu da öğrenmiş olduk. Durum böyle olunca PKK biter mi? Bitmez. Cizre’yi temizlersin, bir başka yerde başlar. Yani, kaynağı kurutamazsınız. Hergün şehit haberleri ile ülkeyi biraz daha karamsarlığa düşürürsünüz.

Türkiye’nin yıllardır yaptığı büyük bir yanlış var. Türkiye Batı’ya dönmüştür, yönü doğruda, yanlışı batının “ilimini, tekniğini, fenini, çağdaş gelişmeleri almak” için yüzünü batıya dönmüştür. Ne yazık ki 2. Cihan savaşından sonra bu sefer Batı’nın siyasetini, kültürünü de kabullenir olmuştur ki işte bu büyük yanlış Türkiye’yi “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” ilkesinden uzaklaştırmıştır.

Bu yanlışın zararlarını Kıbrıs meselesinden tutun, Orta Doğu, Arap, Kuzey Afrika ülkeleri, hatta İran, Afganistan, Pakistan’a kadar uzanan olaylarda görmüştür. Dahası Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin dağılmasından sonra bağımsız kalan ve Rusya esaretine boyun eğen Türk devletlerine “yeterince” sahip çıkamayışımız yanında bir Ermeni diasporasına dahi karşı koyamayışımız bu yanlışın sonuçlarıdır.

Pekii… bu böyle devam edecek mi? Ne yazık ki biz, biz olmadıkça bu böyle devam eder. Öncelikle biz kendimizdemiyiz bunu çözmemiz gerekir.

Uzun sözün kısası Batı bize dostmudur, yada ne derece dosttur. Bunu iyi bellememiz gerekir.

Yine bir örnek ile sözü bitirelim: “Hiçbir zaman Türkiye’yi Avrupa Birliği’nde görmek istemiyorum” diyen Alman Başbakanı Merkel, acaba son 2-3 ayda hemde 3-4 defa Türkiye’ye gelip birtakım masallar anlatıp gidiyor.

Bunu çözün gerisini anlarsınız.

Hoşça kalın.

Leave A Reply

Your email address will not be published.