BİRAZ DÜŞÜN

0

Nerede olursanız olun, şöyle çevrenizi gözlem altına alın. Olan biteni biraz düşünerek izleyin.

Sabah kalkıyorsunuz, güzel bulutsuz pırıl pırıl bir gökyüzü sizi kucaklıyor. Bugün hava açık, gün güneşli olacak diye düşünüyorsunuz. Evden çıkarken havaya göre giyinipte çıkıyorsunuz, herşey yolunda.

Birkaç saat geçiyor, ah oda ne gökyüzü bulutlanıyor, serin bir rüzgar esmeye başlamış, hava bozacak diyorsunuz, biri geliyor bayır köyden, soruyorsunuz, yahu köyde hava nasıl diye. Sabah güneşli idi ama ben köyden çıkarken yağmur başladı diyor.

İşinizin telaşesi içinde havayı unutuyorsunuz,vakit akşam olmuş, artık paydos zamanı, yavaş yavaş gitmeli diyorsunuz. Aha o da ne, bardaktan boşalırcasına yağmur yağıyor. Çaresiz, yağmurun durmasını bekliyorsunuz, yağış azalınca hızlı adımlarla evin yolunu tutuyorsunuz. Giderkende keşke şemsiyemi yanıma alsaydım diyorsunuz, ama çaresiz ıslanıyorsunuz.

Bahçede kedi yavrulamış. Yavrularını da duvarın dibindeki sandıkların arasına yerleştirmiş. Öyle, insan elinin bile giremiyeceği kadar kuytu bir yer bulmuş.

Zaman zaman giriyor yavrularının yanına, uzanıyor o daracık yere, yavruların gözleri bile kapalı ama annelerinin geldiğini biliyorlar ve hemen annelerinin memelerini bulup emmeğe başlıyorlar.

Anne kedi hem onları doyuruyor, hemde ikide bir kulaklarını kabartıp gelen giden varmı diye etrafı kontrol ediyor. Sonra doyurma işi bitiyor ve anne kedi etrafı kontrol ederek birşey bulup yemek için çöp vs. araştırıyor. O yavrulara süt verebilmek için çevreyi dolaşıp birşey yudumlayıp hemen geliyor ve güvenlik kontrolünü öncelikle yapıyor. Herşey yolunda ise yine yavrularının yanına girip onları beslemeye devam ediyor.

Böyle düzenli ve titiz davranış içindeki anne kedi biz bahçeye geçip komşular ile ayak sohbeti yaparken komşunun iri Alman kırması koca köpeği fark etmiş, köpekte onu fark etmiş ve hızla üzerine yürüyünce anne kedinin kabararak sırt kemiklerinide yükselterek köpeğe karşı kedice birşeyler de söyleyip o koca Alman kırmasının üzerine bir saldırması varki ne oluyor demeğe kalmadan koca köpeğin sırtüstü yere yayıldığını gördük. Yahu ne oluyor filan derken köpek kalktı ama kediye birkaç metre uzaktan saldıracakmış gibi hareketler yapıp havladı, durdu, bir adım ileri gidemedi. Kendisinden belki on misli küçük olan bir kediye o kocaman köpeğin saldıramadığını gördük ve şaşırdık.

Neydi o kediyi güçlendiren, yada köpeğin saldıramaması.

Kuzuların yüzlerce koyun içinde annelerini bulabildiklerini bilirmisiniz.

Yada kendi yavrusu olmayan kuzuyu koyunun emzirmediğini.

Baharda gelen göçmen kuşlarının binlerce kilometre uzaklardan gelip bir sene önceki yuvalarını bulduklarını biliyormusunuz? Leylekler, sığırcıklar gırav gırav dediğimiz çok güzel renkli ama bir o kadar da yuvaları pis kokan bu göçmen kuşlar yaz dönemi buralar yuvalarında kalıp, yumurtlayıp yavruladıklarını ve sonra yine sonbahara doğru güneye taa Mısır’a Nil vadisine gittiklerini, ertesi sene yine gelip yuvalarını bulduklarını, yine yavrulayıp mevsim dönünce gittiklerini biliyormusunuz.

Bu göçmen kuşlar ilkbaharda gelip yavrulayıp, onları büyütüp uçurduktan sonra yine dönüşe hazırlandıklarını bilirsiniz.

Bu kuşlar binlerce km. uzaklardan yavrulamak için mi geliyorlar acaba.

Çok değil birkaç örnek koyduk ortaya. Bunlara benzer yüzbinlerce örneği görebilir, yaşayabilirsiniz.

Kedi-yavruları-köpek-göçmen kuşlar-koyun-kuzu. Ve insan. Ve bebek .

Bu örnekler ve daha pekçok örnekler insanlar içindir.

Acaba Dünya da tek düşünebilen yaratık olan insan, nasıl doğar, nasıl büyür, nasıl gelişir?

Kuzu doğar, on dakika sürmez, ayaklanır, annesinin peşine takılır, kır-bayır demez, ot-süt demez, ne bulursa yer, büyür. Kuşlarda öyle, kedi yavruları üç-beş günde kendine gelir.

Ya insan yavruları?

Dünyaya hakim olan insanın yavruları büyümek için, kaç yılları göze alır.

Biraz düşünün.

Hoşça kalın.

Leave A Reply

Your email address will not be published.