VENEDİK’TE TÜRK TİCARET MERKEZİ (Fondaco dei Turchi)

0

Venedik’te, şehre ayak basılan Piazzale Roma (Roma Meydanı) veya Ferrovia (Demiryolu istasyonu)’dan vaporetto’ya binilip Canal Grande (Büyük Kanal) üzerinden San Marco’ya doğru yol alındığında, ilk iskele olan sağ kıyıdaki Riva di Biasio’dan biraz sonra, cephesi mermer sütunlarla süslenmiş büyük bir bina dikkati çeker. Daha ilk görünüşte, Bizans – Arap İtalyan mimarisinden izler taşıdığı sezilen bu güzel yapı, bugün Museo Civico di Storia Naturale ( Tabiat Tarih Müzesi) olarak kullanıldığı halde, hâlâ geçen yüzyıllardaki adiyle, Fondaco dei Turchi diye anılır.

 

İsmi Türklerle özdeşlenen  “Fondaco dei Turchi” İtalya’da birbirinden kanallarla ayrılmış ve köprülerle bağlanan yüzlerce adanın üzerine kurulu olan Venedik şehrindeki Grand Canal saraylarından sadece biri. Peki neden Türk Sarayı/Hanı?

 

Bugün Sarayın bulunduğu yerde her ne kadar Türk Ticaret Merkezi olmasa da tüm yönlendirici levhalardan  ve haritalarda “Fondaco dei Turchi” ismini görmek  Venedik te tarihe verilen değeri gözler önüne serer.

 

Venedik’teki Fondaco dei Turchi, Türk tüccarlarının oturdukları bir han, mallarını muhafaza altına aldıkları bir depo ve ayni zamanda alış-veriş yaptıkları bir ticaret merkezi / Fuar demekti. Kendilerine böyle toplu bir iş yerinin ayrılması için de, Venedik’e gelen Türk tacirlerinin sayısının hayli kabarık olmasının sonucuydu  Ve bu bina, Türk tacirlerinin, Avrupa’nın en canlı pazar yerlerinden biri olan Venedik’te yüzyıllar boyunca bir koloni oluşturarak yaşamışlardı. Özellikle Balkanlar ve doğal olarak İtalyan tüccarlar ile buluşma yeriydi.

 

Anadolu’dan Venedik’e genellikle  Pamuk, ipek, Hububat, baharat, Seramik (İznik Çinisi) yün, dokuma ürünleri vb. ihraç olunmakta ve karşılığında kumaş ve kâğıt, Murano Adasından ayna ve cam malzemeleri gibi mamul maddeler ithal edilmekte idi.

 

Casa del Duca di Ferrara (Fondaca dei Turchi: 1621 – 1838) :

 

Canal Grande üzerinde bulunan bu bina, Venedik’in en büyük yapılarından biri olduğu gibi, ticarî eşyanın kolaylıkla nakline ve bilhassa Türklerin şehir halkı ile ilişkilerini mümkün olduğu kadar azaltmak için her taraftan tecrit edilmeğe de uygundu. İşte bütün bunları göz önüne alınarak, 11 Mart 1621 de, binanın sahibinden kiralanarak Türk tacirlerine fondaco olarak tahsis olunmasına karar verilmişti.

 

Esasen Venedik Cumhuriyeti sona erdiği ve şehir Avusturya hâkimiyeti altına girmiş bulunduğu için, Türk tacirlerini Fondaco dei Turchi’de oturmağa zorlayan decreto (Kararnameler) ve emirnâmeler de hükümsüz kalmıştı. Böyle olduğu halde Sadreddin’in Fondaco’dan çıkmak istememesi, binanın boşaltılması işini önemli bir olay haline getirmiş.

 

Bu arada keşifler özellikle Hint Deniz yolunun bulunmasıyla Akdeniz limanları eski önemini de yitirmiştir. Buna bağlı olarak Venedik dolayısıyla da Fondaca dei Turchi önemsizleşmiştir.

 

50 yaşlarında olan Sadreddin, uzun zamandan beri Fondaco’da yaşadığı için Venedik dialektini mükemmel surette öğrenmişti. Bununla beraber muhafazakâr bir kimse olup II. Mahmud’un ıslâhat hareketlerini benimsemediği için fes giymiyor, kaftan ve beyaz sarıkla dolaşıyordu. Kendisinden binayı tahliye etmesi istendiği vakit Sadreddin, binanın şimdiye kadar birkaç sahip değiştirdiği halde Türk tüccarlarının burada kalmağa devam ettiklerini belirterek, “Saint Marco Cumhuriyeti, bu binayı Türklere fondaco (Han) olarak vermiştir ve ben Fondaco da oturmak istiyorum” cevabını vermişti. Kendisine San Marco Cumhuriyeti’nin artık tarihe karışmış olduğu hatırlatıldığı vakit te, Venedik Comune’sinin tâbi bulunduğu Avusturya hükümeti nezdinde gerekli teşebbüse geçmesi için  Osmanlı elçisine müracaat etmekten çekinmemişti! Neticede , binayı tahliye ettirmek için mahkemeye başvurulmuş, Sadreddin mahkemede de ayni şeyleri söyliyerek,  Türk tüccarlarına fondaca olarak tahsis olunan binanın bir başka iş için kullanılamıyacağı görüşünü savunmuştu. Fakat sonunda davayı kaybedeceğini anlayan Sadreddin, bir gün ansızın ortadan kaybolmuştu. Onun Venedik’ten ayrılması ile ‘217’ yıldan beri Türk tüccarlarının kalmakta oldukları bina, artık Fondaca dei Turchi olmaktan çıkıyor ve XVI. yüzyıl ortalarında açılmış bulunan Türk Ticaret Merkezi kapanıyordu.

 

Museo Civico di Storia Naturale (Tarih-i Tabiî Müzesi) nin nüvesi teşkil olunmuştu.

 

Bugün bu müzeyi gezenler, ortasında küçük bir kuyu ile havuzun yer aldığı iç avluda, derinliğine 11, enine 5 sütunla ayrılan bölmeler arasında millî kıyafetleri içerisindeki eski Türk tacirlerinin hayallerini görür gibi olurlar. Orta kapı kemeri üzerinde ise lâtince şu kitabe göze çarpar :

 

Tempore quam prisco sedem teneurc

Eski koltuğu tuttuğum zaman

 

Pisauri Et Priolac atque ortum fertîli Ateşte genus

Pisauri ve Priolac ve verimli Ateste ırkının yükselişi

 

Turcarum emporio inde situ et squalore ruenti

Türk pazarı o zamanlar sefalet içindeydi

 

Antiqui decoris forma novata redit      .

Antik güzelliğin yeni formu geri dönüyor

 

Böylece, vaktiyle Pesaro ailesine aitken onlardan Priuli’lerin mülkiyetine geçen binanın, uzun bir süre Türklerin ikametine tahsis olunduğu ve harap olmağa yüz tutmuşken tamirden sonra bugünkü halini aldığı anlaşılır.

Kenan YEŞİLYURT

Leave A Reply

Your email address will not be published.