“SÜT” (Semih Kaplanoğlu/Yönetmen)

0

Süt.

Süt çok önemli bir şey canlılar, canlıların büyüyüp serpilmesi için.

Süt deyince aklıma birçok şey geliyor. Bir annenin çocuğunu emzirmesi, ne kadar etkileyici bir manzara, bir fotoğraftır.

Anne sütü bir mucizedir.

Bu tıp bir alem. Çocuk mamalarına demir yönünden eksik besleniyor diye, çocuk mamalarına demir koyuyorlardı. Yani mamaların bileşkesinde demir yok diye o vardı artık.

Fakat öyle ki bunun boş bir şey olduğu anlaşıldı.

Çocuğun bağırsaklarında ona en az bir yıl yetecek miktarda demir vardı.

Çuvallaya çuvallaya, yana yakıla en sonunda doğruyu buldular.

Anne sütünde her şey vardı.

Öte yandan anne sütünün mucize bileşenleri çocuğun beslenmesinin yanında çocuğu bir yıl süre ile hastalıklardan koruyordu.

Bir de dikkat ederseniz bütün bitkileri, meyveleri biraz ezerseniz ondan bir süt çıkar.

İncir, bir deneyin bakın, soyarken kabuğunu beyaz bir süt cevherine rastlarsınız. Hemen aklıma Romus ve Romulus kardeşleri emziren kurt, dişi kurt geldi. Bu bir efsanenin konusudur.

Ben sütü severim. Sütlü çayı müthiş severim. İmkanım olursa sütlü çay içerim. İyi bir çayda olursa, değme keyfime. Hele de yanımda yarenlik edecek biri olursa.

Süt filmi bana çok Eski Yunan’dan gelen Panteist, Tasavvuftan gelen Vahdet-i Vücut ve tabiat sevgisi gibi şeyleri hatırlattı, düşündürttü de.

Filmin başındaki epigram sayılabilecek bir bölümde bir kız çocuğunu ayaklarından bağlayıp ağaca asarlar. Ve altında koca bir tencere süt kaynar. Ve bir süre sonra kızın ağzından yılan çıkar, çıkartılır.

Ve film ondan sonra başlar.

Bundan bir süre önce yine Semih Kaptanoğlu’nun “Buğday” adlı filmi gösterimde idi. Ne yazık ki ona gidemedim.

Birçok film, konser, konferans, yazar söyleşisi oluyor. Bütün hepsine yetişmek mümkün değil.

Yusuf genç bir çocuk. Şiir yazar.

Ve sık sık postaneye gidip bana bir şey var mı, diye sorar.

Ve bir gün postadan bir şey gelir. Annesi alır. Bir şiiri çıkmıştır. Nasıl sevinir.ve uzun bir yolda koşmaya başlar.

Bu arada ünlü şair ve düşünür İsmet Özel bir kalp krizi geçirmiş ve sonuçta bir beyin kanaması, geçmiş olsun. Allah(c.c.) şifa versin.

Fabrikada çalışan bir arkadaşı vardır. Onun yanına gider, konuşurlar. Arkadaş benimde bir şiirim var, yayınlatabilirsek, der.

Şiir önemli bir şeydir. Çok önemli şiir tahlilleri vardır.

Heidegger şair ile şiirleri bir tutar. Hölderlin’in şiiri üstüne yaptığı tahlillerde.

Yusuf süt satar. Sağılan ineklerden alınan süt bir apartmanda satılır.

Yusuf’un askerlik yoklaması gelmişti.

İzmir’e gitmesi gerekir.

İzmir’de bir kütüphane de elinde bir kitap Braudel’in. Heyecanlandım.

Çok ünlü bir tarihçi. Elimde “Akdeniz, Tarih, Mekan, İnsanlar ve Mekan” adlı kitabı.

İnsana heyecan veren ünlü bir tarihçi.

Bir insanın toprağa uzanıp suyun sesini dinlemesi, bir ördek yavrusunun görüntüsü, ağaçlar ne kadar özlemişim böyle bir yeri.

Kuş sesleri.

Ağustos Böceklerinin sesleri.

İnsanda koşmakla bütünleşmek hisleri uyandırıyor.

 

 

 

Leave A Reply

Your email address will not be published.