ORD. PROF. DR. SÜHEYL ÜNVER’İ İYİ Kİ TANIMIŞIM

0

Kaç yaşlarında idim bilmiyorum. Süheyl Ünver Çorum İl Halk Kütüphanesine geldi. Hani 10 parmağında 10 marifet derler ya, o türden bir insan.

Tıp, hat, resim, tezhip, minyatür gibi bilim dallarında mütebahhir olan hoca en önemli şeyleri yapmaktan geri durmamış, insan yetiştiren bir okul da olmuştur.

Yazdığı kitap, kitapçık ve makalelerin sayısı o kadar yüksek ki sadece eserlerinin bibliyografyası beş kitap halinde yayınlandı. Kandilli Rasathanesine, Türk Tarih Kurumu’na ve Süleymaniye Kütüphanesi’nin her birine ayrı ayrı tabii ilimler ve sosyal ilimlere dair binlerce defter, kitap ve çeşitli doküman bağışlamıştır.

Kütüphanede kaldığı süre içinde bize anlattığı bir hikaye hiç aklımdan çıkmıyor. Ve o hikaye ilginç bir hikaye olduğu için “Kütüphane Haftası” açılış törenlerinde onu kullandım.

Bir kitap hastası için büyük bir şerefti bu.

Şimdi size kendisinin Yeşilay Dergisi’nin 1976 da yayınlanan “Sizlere değil, kendime” adlı makalesinde yer verdiği öğütleri aktarmak istiyorum.

Bizlere vazife ve selahiyetlerimizde asla tereddüt göstermemek lazımdır.

Ben on dokuzuncu asırdan sizlere muvakkaten yadigarım. Artık kendime dönmüş bulunuyorum. Kendime seçtiğim öğütleri burada sıraladım. Sizlerde kulak kabartırsanız bu naciz öğretmeninizin kendisi ile sizler için ne noktalardan mücadele ettiği hakkında fikir edinmiş olursunuz.

Allah sizleri soysuzların iftirasından korusun dualarımla başlıyorum.

-Dikkatli ol. Zira karakterimizi onunla yaparız. Dikkatlerimizle…

-Yaptığın iyiliği kendine bile duyurman ayıptır, günahtır.

-Şöhret peşinde koşma. O sana muhtaç ise senin peşinden gelir.

-Feleğin gözüne çıban olup batmana rağmen ilim ve fazilet yolundan ayrılma.

-Geçmiş büyüklerin ahlakı hep senin hayatının bir nizamnamesi gibidir.

-Başkalarına ait vazife icaplarının senin için bir manevi servet kaynağı olduğunu unutma.

-Boş yere lüzumsuz kitap okumakla vaktini heder etme. Onları karıştır. Nerede ne var öğren, icabına göre alakadar olduğun mevzular üzerine topladıklarını okur, edindiğin intibaları ve sona gelen bir kağıtçığa not ederek, onları isimlerinin bulunduğu bir dosyada saklarsın.

(Bu konuda bir itirafta bulunmam gerek. Hiçbir konuda bir notum yok. Bir arşivim yok. Ve o alabileceğim notları sakladığım bir dosyam yok. Üzgünüm ama ne yapayım, bunu yapamadım, yerine getiremedim.)

-Hayatta daima her şey etme ve bulma mahsulüdür.

-Tek tek geçici güzellikler değil, geçmeyen bütün güzellikle aşık ol.

-Bir insan 20 yaşında yüzde yirmi münasebetsiz ise, 60’ın da yüzde 60 olur. O cihetle kendinle mücadeleye giriş ki, bu nispet, her sene yüzde 1 olsun azalsın.

-Gayet iyi siyaset bil, fakat siyasete girme.

-Yüksek tahsil de yapsan şahıs olarak kalma. Daima şahsiyet sahibi güzidelerden ol.

-Bu günün işine aldanma.

-Her şey boşa gidebilir, çalışmak asla.

-Herkese karşı daima gülümser olmak asaletin ve soyluluğun erbabıdır.

-Hayatta ne insanlarla kaynaş, ne de onlara darıl.

-Söylemediğin sözden, yapmadığın hareketten utanma.

-Gönlün istediğini sevsin ve içinden ne isterse söylesin, onu lisana dökerek kirletme.

-ANCAK KUŞKULU OLANIN AKLI BAŞINDADIR.

Böyle bir insanı tanımak, tabii ki alabilen bir insanı alıp bir başka yerlere savurur.

Ve orada da ayaklarının üstünde durabilirsen dur.

Ha bire gitmek, bir yerlere varmak için can atarsın.

İyi ki vardın, iyi ki yaşamışsın güzel insan. Kainat böyle bir insana da tanık oldu.

Nur içinde yat.

 

Leave A Reply

Your email address will not be published.