Kentimizin tarihi misyonuna dönebilmesi için, turizmde hak ettiği yere gelmekten geçiyor.
İznik turizminin TARİH- KÜLTÜR- İNANÇ ve DOĞA açısından dünyada az görülebilecek çeşitliliğe sahip olduğunu biliyoruz.
Bu denli potansiyeli olan kentimizin eksikliği nerede sorusunu aklımıza getirmeliyiz. Bunun yanıtı; örgütlü olamamak, profesyonel anlamda yapılanamayan MARKALAŞMA’yı gerçekleştiremememiz. Markalaşma konusunda herkesin rolü iyi belirlenmeli, doğru stratejiler oluşturulmalı. Marka tanıtımını sürekli kılabilmek, sürdürebilmekten geçtiğini bilmemiz gerekir.
Şehrin doğası ve tarihi anlamdaki büyüklüğü bazı şeyler için yetmeyebilir. Kentin yaşanabilirliği, yeşili, kültür ve öğrenci hareketliliğiyle, insanların bilinçlendirilmeleriyle desteklenmeli. Ve de KONGRE ve PANELLER kente uygun şekilde düzenlenmeli.
Özellikle kentimize gelen yerli ve yabancı ziyaretçiler deneyimli kent insanlarıyla entegre bir şekilde iletişim kurmak isterler. Bunu nerden biliyorsun diye bir soru sorabilirsiniz. Ben kentimizi ziyarete gelen insanlara dilimin döndüğünce gönüllü rehberlik yapıyorum. Bu zaman diliminde bunu açık bir şekilde görüyorum. Yani kısacası kentimizi ziyarete gelen insanlar donanımlı kişilerden doğru bilgiyi almaya hazırlar. Gerçekten İZNİK ziyaretçileri heyecanlandıran özellikleri barındırıyor. Markamız olan “ÇİNİ”, Panoramik görüntü veren ABDULVAHAP Tepesi, Göl ve tüm yeşiliyle DOĞAMIZ, SANSARAK KANYONU, Orman yürüyüş yollarımız. Her şeyin ötesinde 1. ve 7. KONSİL’leri yaşamış Hıristiyanlık tarihi ve de Osmanlı Dönemine tanıklık yapmış Alim ve Bilginler Kenti ünvanına kavuşmuş bir KENT’tir İZNİK.
Her turistin kentimize gelme amacı farklılık taşıyor. Bu anlamda turistin gelme amacını iyi bilerek, şehrimizi tercih edebilecek kafileleri bulabilmeliyiz. Hedef kitlelerimizi mutlaka çeşitlendirmeliyiz.
Bütün bunlar için yerel yönetimimizi plan ve projeler geliştirip, uzman eleman yetiştirme konusunda çalışmalar başlatmalıdır.
Tüm insanlara ve Müslüman alemine Ramazan ayı hayırlı olsun.
