Yerel Yönetimler yasasıyla tüm Belediyeler “KENT KONSEYLERİ’ ni oluşturmuşlardır.
Ben bu “KONSEY” kelimesine fena halde takıyorum. Sanki İngiltere’de ki “LORDLAR Kamarası” gibi bir şey. Şuna adam gibi “KENT MECLİSİ” diyelim isterseniz.
Bu konu gündeme geldiği günlerde Belediye Meclis üyeleri biz seçimle geldik. Halk bizleri seçti. KENT için alınacak kararlar bizden geçer gibi itirazlar olmuştur.
MECLİS niye kurulmuş, ne yapar gibi sorular yerine, KENT MECLİSİ’nin görevlerini açıklığa kavuşturalım;
*KENT yönetimine bir fiil katılmak,
*Kentlilik bilinciyle hareket etmek,
*Sorumlu bir yurttaş gibi davranmak,
*Meclise seçilmiş yurttaşların, kendilerinde birikmiş uzmanlık konularında Yerel Yönetime yardımcı olmak,
*Kentte yaşayan tüm insanlar adına ORTAK AKIL noktasında Yerel Yönetime değer katmak,
*Demokratik bir yönetim anlayışı geliştirmek gibi sorumluluklar üstlenmek.
Kent Meclisinin gündeme taşıyacağı çözüm önerilerinin arkasında bir çıkar ilişkisi de söz konusu olamaz. Çünkü Ortak Akıl kullanılmaktadır.
Kent Meclisi;
Kente sahip çıkma, aktif katılımda, çözümde aynı zamanda ilkeler çerçevesinde tüm kenti kucaklayan, yerelde demokratik bir yönetimin en önemli mekanizmalarından biridir.
Bu Meclisin temel felsefesi “BEN” den çok “BİZ” üzerine odaklı olmalıdır.
İznik’te de bu Meclisin oluşturulduğu günlerde eleştirilerimi yapmıştım. Öncelikli itirazım, seçilmiş olan Belediye Başkanı Sayın Osman SARGIN’ın bu KONSEYİN de başkanı olmasıydı. Bu görevi de hala devam ediyor. Şimdi görüyoruz ki bu birim kentimize fayda sağlamadığı gibi, hiçbir şekilde ortalıklarda görünmüyorlar.
Kentimizde değişmesi gereken çok şey var…
