İZNİK’TE BİR KOCA ÇINAR ŞAİR/RESSAM MUAMMER TUNÇEL

0

Bu çınar ismi bana çok şey hatırlatıyor.

Adı Çınar idi ya kendini çınar ağacı ile özleştirmiş gibi idi. Çınar ağacı hakkında şaşılacak bir bilgisi vardı.

Kendisi iyi bir şairdi. Atilla İlhan’ın yönettiği “Sanat Olayı” adlı dergide şiirleri yayınlanıyordu.

Şadan Gökova onun hakkında bir yazı yazmıştı.

Güzel ve etkili konuşuyordu.

Benim resim yaptığımı biliyordu ve bana bir yer için bir resim yaptırmıştı.

O zaman yanımda bir keman vardı. Erdoğan bir Çığan müziği çal, dedi.

Resme çok küçük yaşlardan ilgim var.

Daha ilkokuldan başlamak üzere. Edirne’de Selimiye Cami’nin resmini yapmıştım. Daha sonra elinde palet, tuvali bir ressamı Selimiye Cami resmi yaparken izlemiş, seyretmiştim.

O zamanlar şehir şehir gezen portre ressamları vardı. Bir yere oturup kendi fotoğrafını getiren kimselerin resimlerini yapıyorlardı. Gidip onları seyrediyordum. Bunlardan biri benimle ilgilendi.

Bir resim öğretmeni tanıdım, onun çalışmalarına, çizimlerine baktım, inceledim. Elinde bir not defteri gibi bir şey vardı. Oturur müsait bir yerde çizim yapardı. İlk sanat galerisine Edirne’de gittim.

Evimiz Belediye arkasında bir yerde idi. Ve bir yol belediye önüne, eski camiye çıkardı.

Hemen sağ yanda bir sanat galerisi açılmıştı. Hoş bir yerdi. Yanlış hatırlamıyorsam ressam Erol babamın arkadaşı idi.

Ve orada bir resim sergisi açmıştı. Şunu itiraf edeyim Edirne başka bir yer. Bana çok şey kazandırdı.

Fakat resme yoğunlaşmam Kepirtepe Öğretmen Okulunda oldu. Çok güzel hocalarım vardı. Ünsal Kınıklı, Ziya Mayadağ.

Her ikisinin de üzerimde büyük etkileri oldu. Benimle ilgilendiler. Öğretmen öğrenci ilişkisi değildi. Bir arkadaş gibi davranıyorlardı. Ve her ikisi de iyi bir ressamdı.

Ünsal Kınıklı benim bir resmimi İstanbul Alman Galerisinde açılan bir sergide yer verdi.

Yine bir resmim okulun yemekhanesinde asılı idi. Yağlı boya.

Yahu Muammer abiyi anlatacaktım nerelere gittim.

Bunları özellikle anlattım. Resme ilgim var.

Bir çok ressam/sanatçı yakınım dostum oldu. Resim konuştum, resim yaptım.

Resim üstüne yazılar yazdım.

Gittiğim her yerde sanat galeri gezmek ilk önceliğim oldu.

Bu ressam arkadaşlarımdan biri de İznik’te yaşayan Muammer Tunçel oldu. Muammer Tunçel aslen Mengenli. Babası postanede çalışıyor. Üç kardeşler. Büyüdükleri ve artık iyi bir eğitim almaları için babası tayin istiyor. İstediği yerler İstanbul yada Ankara. Ankara’ya tayini çıkıyor.

Muammer abi orada cilt işleri ile uğraşıyor.

Yakın dostları var. Bunlardan biri Levent Kırca topluluğunda oynuyor.

Ve bir ara Almanya’ya gitmek istiyorlar.

Eşine açıyor, Neriman abla razı oluyor. Almanya’ya gidiyorlar. Orada uzun yıllar kalıyor, bir gazetede çalışıyor.

Bir süre sonra İznik’te bir avukat aracılığı ile göl kıyısında bir yer alıyor. Bir ev yaptırıyor.

Evin bir bölümünde kendisi oturuyor, bir katını da pansiyon olarak kullanıyor. En sonu en alt kat bir sanat galerisi oluyor.

Resim yapıyor, şiir yazıyor.

Bir şiir kitabı çıkarıyor. Daha sonra bir başka şairlerle yapılan ortak bir kitapta yer alıyor. Kendine özgü bir şiir kitabı daha hazır. Bütün gelirini Lösev’e bağışlamayı düşünüyor.

Bir de resim yanı var.

Bıkamadan, usanmadan resim yapıyor. İlk sergisini Ankara’da açıyor. Daha sonra bir çok yerden teklif gelmesine karşın gidemiyor.

Kendimden söz ederken amacım resimden, resim sanatından bilgim var demek içindi.

Güzel resimleri var. Yağlı boya çalışıyor. Halen bu işi bırakmak gibi bir niyeti yok.

Kafa zehir gibi işliyor. Espritüel.

Yaptığı resimlerden sattıkları çok. Gelip alanlar var.

Realist tarzda çalışıyor. Bazı tablolarında sanki içinde yer alan figürler fırlamış gibi, o kadar canlı.

Yaşını söylemek istemiyorum. Şaşıracaksınız.

Şunu kayda geçmekte bir yarar var. Muammer abi hak ettiği bir yerde değil. Oysa ki daha güzel bir şartlarda daha güzel yerlerde olabilirdi.

Ondan daha çok yararlanabilinirdi.

Allah(c.c) ona uzun , daha uzun bir ömür versin, daha çok üretsin ve daha çok yararlı olsun.

Bundan daha güzel bir şey herhalde olmaz.

 

 

 

Leave A Reply

Your email address will not be published.