MUHATAP ARANIYOR

0

Başta kamu kuruluşlarında olmak üzere pek çok kuruluşun yetkilisini bulmak mesele oldu.

Örneğin, bankalara gidiyorsunuz bekleşen bir sürü insan. Ne oldu niye bekliyorsunuz, fiş aldık sıra bekliyoruz. Ne sırası? İşte para yatıracağım, para çekeceğim, havale yapacağım gibi sıradan işlemler için vatandaş banka şubesinde bekleyip duruyor.

Hani artık işler çabuk olacak, basite indirildi, otomatik internet üzerinden yada bilgisayar sistemi ile her şey çabucak oluverecekti.

Bunlar tamamda, bunları yapacak olan insan. Ve pek çok banka şubesinde 1,2,3,4 vezne olduğu halde sadece birinde çalışan eleman var diğerleri boş. Yani o banka şubesinde iş bir elemana kalmış. Onun için bekleniyor.

Bu insanın parası ile rezil olması demektir. Daha ağır sözlerde söyleyeceğim ama en hafifini söyliyelim, bu insanı sağlam inek yerine koymaktır.

Bu durum düzelmez mi? Düzelir. Hemde anında. Ama muhatap yok.

Verdiğimiz örnekleri çoğaltabiliriz. Hemen hemen her işyerinde buna benzer hizmeti aksatan yada insanları(hiç) yerine koyan uygulamalar oluyor.

Bunlar büyük sıkıntı.

Yine bir başka alandan örneklemeler yapalım:

Hayvan hakkı savunucuları. Peh, peh, peh. Bunlar varya hakkı da bilmezler, insanı da bilmezler, hayvanı hiç bilmezler.

Ne diyoruz. Bir yerleşim yerinde mahalle, köy şehir neresi olursa olsun, örneğin İznik ilçe merkezi.

Burada başıboş, sahipsiz sokakları pislikleri ile kirleten, hastalıklı, uyuz olmuş yada kaşıntılı kirli hayvanlar yani başta köpekler, o yerde olmamalı. Bunların çevreye verdiği kirlilik sağlıksız ortam olmamalı. Onun için bu hayvanların toplanıp bir yerlerde korunması ve insanlar ile çevre ile ilişkilerinin önlenmesi gerekir. Kim yapacak bunu. Resmi kuruluşlar, başta belediye, merkezi idare, bakanlık kuruluşları filan.

Bunlar yapılmıyor ve güzel İznik’imizin sokakları köpek pisliğinden geçilmiyor. Merak edenler var ise başta Ayasofya çevresi, çini fırınları çevresi hatta Kılıçaslan Caddesi, yaya yolları, mahalle araları. Sokaklar, okul çevreleri, dükkan önleri nereye bakarsanız bakın bu kirli manzaraları görebilirsiniz. Tabii bu hayvanların pislikleri yanında gürültüleri, mahalleyi ayağa kaldıran havlamaları, saldırgan ve sürü halinde dolaşmaları ve bazen de insanlara fiilen zarar vermeleri, korku işin cabası.

Bizim evlerin olduğu bölgede 70-80 mahalle sakini imza toplayıp verdik. Kaymakamlık belediyeye havale etti. Belediye de 2 senedir bir şeyler yapacakmış, Tavşanlı hikayesi, kısırlaştıracakmış, falan filan, sonuç yok.

Konuşuyoruz insanlarımızla. Pek çok insan bu konuda şikayetçi, bezgin ve artık resmi mercilerden umudunu kesmiş. Neden? İlgilenen yok. Arayıp soruyorsun, bin dereden su getiriyorlar ama çözüm yok. Kısacası muhatap yok.

Kendimden bir örnek vereyim: herhalde üç ayı geçti. Bizim ev telefonu arızalı. Telekom’un arıza servisini bul, ara, derdini kayda geçsin. Sonra sizi arayacaklar, kayda alındı diyecekler bilmem ne zaman bakım için gelecekler, olacaksa olacak, telefondan bilgi gelecek, tamam diyecekler, yine telefonun arızalı yine ara, yine aynı teraneler. Bir türlü arıza giderilemiyor. En sonunda “sizin oralarda hat arızası var, yapılamıyor….” Cevabı gelecek.

Ama her ayın telefon parası konuşmamış olsanda, arızalı olsa da tıkır tıkır ödenecek.

Şimdi ben bu telefonu ne yapayım. Konuşmadığın ayların parası alınıyor. Aboneliği iptal etsem çözüm olacak ama pek çok tanıdık bizimle konuşamayacak. Söyleyin ne yapayım.

Aylardır bir telefon arızası giderilemez mi? Müeyyidesi yok, muhatabı yok. Tavsiyeleri, “İnegöl’e git, biz oraya bağlıyız” kusura bakmayın, bu söz üzerine “Oha” demek geçiyor içimden.

Şimdi bunlara benzer pek çok karşılaştığımız olaylarda muhatap bulamıyoruz, çözümde bulamıyoruz.

Neydik, ne olduk. Çağ atladık öyle değil mi?

Evet sizinde, çağınızında Allah ……. versin.

Hoşça kalın.

 

Leave A Reply

Your email address will not be published.