GÜLÜŞ, GÜLME ÇOK ŞEY ÇAĞRIŞTIRIR

0

İnsan gülmez mi be?

İnsana gülen çok şey vardır. Halikarnas Balıkçısı’nın “Gülen Adam” adlı hikayesini okuyun bir, tabiat, büyük bir çağırışla nasıl gülüyor insana.

Eski filozoflar insanı tarif etmeye uğraşmışlar. Kimisi öyle demiş, kimisi böyle.

Kimi konuşan hayvan, demiş. Kimi düşünen hayvan, kimi gülen hayvan. Bunların hepsini topla, bilmem neyle çarp yine hepsinin toplamından fazladır insan.

En güzel tarifi Şeyh Galip yapmış galiba: “Alemin özüsün sen”

İnsan güler ve bu insana çok yakışır.

Somurtkan, kara bulutlara benzeyen bir yüze pek yakın gelmez insan.

Gülme ile birlikte bir neşe fışkırır.

O da insanda bir yaşama sevinci uyandırır. Yaşama sevinci duyan insan, daha güzel düşünür, daha yapıcı olur, daha güzel üretir.

Sanat yapar, alet üretir.

Kendini gerçekleştirecek imkanlar arar, bulur.

Nasrettin Hoca’ya kim gülmez. Karagöz – Hacivat’a, Bektaşi fıkralarına, Temel fıkralarına.

Nasrettin Hoca fıkralarını toplayan Eflatun Cem Güney yazdığı önsöz de “Güler yüz gönlün yaylasıdır, tatlı dil de o yaylanın baharıdır” diyor.

Bir arkadaş, şair Çınar Çığ, Şadan Gakova ile birlikte gelirken Kundera’nın “Ölümsüzlük” adlı kitabını getirmişti bana.

Kütüphaneciye ne getirilir. En güzel hediye o. Yağ bal gibi bir şey. Aynı yıllarda Umberto Eco’da çok okunan bir yazardı.

Eco’nun ilk kitabının adı “Gülün Adı”

Şöyle başlar: “16 Ağustos 1968’de Vallet adında bir rahibin 1842 de yazdığı bir kitap geçti elime. Kitabın, Melk’li Dom Adsa’nun 14. yüzyıla ait el yazmasının tıpkısı olduğu, bu el yazmasının da Benedikten tarikatının tarihine kadar büyük bilgi sahibi bir alim tarafından Melk Manastırının kütüphanesinde keşfedildiği ileri sürülüyordu.

Melk manastırı 1085’te Avusturya’da Uç beyi 2. Leopold tarafından Benedikten keşişlerine verilmiş ve dillere destan bir kütüphane oluşuyor.

100 bin cilt kitap, 1186 nadide el yazması var.

Bu nadide kitaplara ÜNİK KİTAP diyoruz. Çok pahalıdır bunlar.

Umberto Eco “Gülün Adı” kitabında Başkerlileli William adlı araştırmacı keşişin yanında yardımcısı Melk’li Dom Adsa ile 1327 yılında İtalya’da geçen bir cinayet soruşturmasını kapsıyor.

Soruşturmacı William Benediet Manastırı baş rahibi Abbonnete’ten rahipleri sorgulama ve serbest gezme izni alır.

Yalnız öyle ki bundan bir yer hariç tutulur. Neresi orası biliyor musunuz?

Manastır Kütüphanesi.

Rahip William katili bulur.

Cinayete sebep olan bir kitaptır.

Filozof Aristoles’in “Portika” adlı eserinin ikinci oldu. Bu kitapta gülmenin teorisi yapılmaktadır.

Rahip Jorge için gülmek günahtır.

Aristoles’in kitabını işaret ederek: “Burada gülmenin işlevi tersine dönüyor sanat düzeyine yükseltiyor, bilginler dünyasının kapıları gülmeye açılıyor. Böylece gülme felsefenin ve eskizsiz Tanrı biliminin konusu oluyor” der.

Leave A Reply

Your email address will not be published.