DÜNYA FUTBOL KUPASI VESİLESİ İLE BİR SEYİRLİK SPOR OLARAK FUTBOL

0

İnsanoğlunun vücut yapısı, yani anatomisi ve iskelet yapısı hareket ile çok yakından ilintilidir.

Öyle ki sağlıklı kalabilmek için insan organizmasının hareket ile senkronize bir bağı vardır demek mümkün.

Avcı-Toplayıcı toplumlara bakarsak erkekler sürekli av peşinde olarak bir devinim halindedir. Öte yandan kadınlarda öyle. Bu yanda av peşinde koşarken yara-bere içinde kalmış eşlerini tedavi etmek amacı ile çevrede bilinen ve denenmiş otlardan bileşikler yapmak için dere tepe gezenler, öteyandan yemek için hazırlıklar yapıyorlardı.

Bu kadınlara ilk doktorlar demek mümkün.

Daha ileriki çağlarda bu hareketleri sistematize ve estatize ederek bir çok spor dalları geliştirilmiştir. Ve öte yandan sporun yararları, gün be gün daha detaylı bir biçimde keşfedilmeye, ortaya çıkmaya başlamıştır. İlk kez Atina’da yapılan olimpiyatlar, daha çok atletizm üstünde keşif bir biçimde görülür.

Koşma…

Daha sonra evrimleşerek 100 mt koşma, engelli koşular, giderek balfiks , yüksek atlama, sırıkla atlama, 3 adım atlama, bayrak yarışı gibi çeşitli dallarda hem birfiil katılan kimseler oluyor, hemde onları büyük bir kitle zevk ve heyecan ile seyrediyor.

Öteki spor dallarına değinmek istemiyorum. Konumuz futbol. Genellikle spor dalı olarak futbolun “İngiltere’de” doğduğu bilinir ve öyle söylenir. Sanayi devrimi sırasında İngiltere’de yapılan bir çok fabrika yapılmıştı. Ve bu fabrikalarda çalışan yığınla işçi vardı. Çalışma aralarında bu tür bir eğlence ile uğraşıyorlardı. Bu konuda dinlediğim bir uzman bunun tarihinin eski Mısır’a kadar dayandığını söyler.

Daha sonraki yıllarda bu sistematize edilir ve bir takım kurallar ile oynanır.

Öyle ki bu kurallar günden güne daha sağlıklı bir hale getirilir.

Bu gün öbür spor dallarına oranla bir hayli yaygın olan ve en çok seyircisi olan spor dalı futboldur.

Küçük yaşlarda ya da gençlik yıllarında futbol oynamamış genç yoktur dersek yeridir.

Edirne’de kaldığımız yıllardı. Yusuf Hoca ilkokulu bahçesi bir hayli genişti boş zamanlarımızda oraya gider, futbol oynardık. O arkadaşlarımı hala unutamıyorum. Ertan, Günay, Gamış v.s

Günay güzel futbol oynardı. Daha sonraki yıllarda Edirne Sporda oynadı.

Edirne spor maçlarına giderdik.

Yaş daha küçük. Kapıda bekler bir süre sonra bizi içeri alırlardı.

Bir gün hiç unutamadığım bir olay yaşadım. Unutmamda mümkün değil. Yine bir maç  saati ve biz yine kapıda bekliyoruz.

Bir adam yaklaştı. Maçamı gireceksiniz, dedi. Evet, dedim. Benim elimden tuttu, ve gişeye gittik, bir tribün bileti aldı bana. Nasıl sevindim. Demek ki iyilik unutulmuyor.

Edirne spor da Rıdvan diye bir oyuncu vardı, genelde sol ayağını kullanırdı ve çok iyi, popüler bir oyuncu idi. Toplara çok sert vururdu.

O günlerde daha televizyon yoktu ve maçları radyodan Halit Kıvanç anlatırdı. Spor dünyasının Halit Kıvanç’ı unutması mümkün değil. Daha sonraları Orhan Ayhan ve bir arada Ali Kacattepe, Radyo başından ayrılmazdık.

Lüleburgaz’da kaldığımız yıllar.

Lüleburgaz spor çok popüler idi. Ve bir çok ünlü futbolcu yetiştirmişti. Hepsini gördüm ve izledim. Mesela Baskın Ankaragücünde Kaleci idi. Sabahaddin Beşiktaşta.

Önceleri İstanbul ligi olarak başlayan futbol müsabakaları daha sonra Türkiye ligi olarak büyük ilgi topluyordu.

Anadolu futbolu bir ara Gegiç’in Eskişehirspor’u çeliştirması ile ön plana çıktı. Daha sonra Trabzon spor.

Çok ünlü hocalar geldi. Mesela Brezilya’nın dünyaca ünlü yıldızı Didi.

Bir süre Fenerbahçe’yi çalıştırdı. Milli Takım Başına getirilen Derval ünlü bir hoca idi ve iki iyi hoca yetiştirdi. Fatih Terim ve Mustafa Denizli, Türk futbolu’nda unutulmayacak olaylar ve unutulmayacak isimler vardır. Mesela Macar Milli Takımını yendiğimiz 3-1 lük maç, Macar Milli Takımında çok ünlü bir isim vardı. Puskas. Öte yandan bir Dünya Kupası maçında başında Şenol Güneş’in olduğu Milli Takım dünya 3.’sü olmuştu. Berlin Panteri Turgay’ı, Lefteri, Can’ı v.s v.s nasıl unutabiliriz?

Dışarı da oynayan ilk oyuncularımızdan biri Can Bartu. Nedense ona Şinyar Bartu derlerdi. Ve çok iyi bir basketbolcu idi. İstanbul-Harbiyede ki Diyan Otelinin lobisinde otururdu.

Arda

Ve başka ülkelerin takımlarında oynayan Türk asıllı futbolcular. Mesut Özil.

Bu futbol merakı beni Çorum Bölgesi futbol hakemliğine kadar götürdü. Hocamız Merkez Futbol Hakem Komitesi’nden Bedri Kaya idi.

Bol küfür yedik ama.

Güzel olan bir yan vardı. Maç bitti mi gidip bodroyu imzalıyor ve paramızı alıyorduk.

Leave A Reply

Your email address will not be published.