Bir ismin, bir hikayenin, bir kadının tüm dünyayı sarsabileceğini kim bilebilirdi? Belcalis Marlenis Almánzar, sahne adıyla Cardi B, şöhretin basamaklarını kendi kurallarıyla tırmandı. Kimileri onu sadece sansasyonel açıklamalarıyla tanıyor olabilir ama aslında Cardi B, pes etmeyen ruhuyla, başarısıyla ve müziğiyle bir devrim yarattı.
Cardi B, 11 Ekim 1992’de Manhattan’ın Washington Heights bölgesinde doğdu. Ancak onun hayatının gerçek şekillendiği yer Bronx oldu. Zor bir çocukluk geçirdi, zamanının çoğunu büyükannesiyle geçirdiğini söylüyor. Annesi Dominik Cumhuriyeti kökenliydi, babası ise Trinidadlıydı. Ailesinin göçmen olması, Cardi B’nin hayatındaki en büyük etkilerden biri oldu. Bronx’un sert sokakları ona hayatta kalmanın ve güçlü olmanın derslerini verdi. Daha genç yaşlarda, sokak hayatına sürüklendi ve 16 yaşındayken United Blood Nation çetesine katıldı. Bu dönemde edindiği deneyimler onu bugün olduğu kadına dönüştürdü ama geçmişte yaptığı hataların farkında olarak gençleri benzer yollardan uzak durmaları konusunda uyarıyor.
Cardi B’nin sıra dışı bir yükselişi var. Genç yaşlarında bir süpermarkette kasiyerlik yapıyordu ama düşük maaşı nedeniyle geçimini sağlayamıyordu. İşte tam da bu noktada hayatı değişti. Patronunun tavsiyesiyle karşıdaki bir striptiz kulübüne girdi. Striptiz yapmaya başlaması onun için bir dönüm noktası oldu. Çünkü bu iş ona ekonomik bağımsızlığını kazandırdı, istismar dolu ilişkilerden çıkmasını sağladı ve hatta eğitimine geri dönmesine yardımcı oldu. Cardi B, striptiz yapmanın kendisini birçok kötü alışkanlıktan koruduğunu her fırsatta dile getiriyor. Bu süreçte, annesine bebek bakıcılığı yaparak para kazandığını söylemesi ise onun ailesine ne kadar önem verdiğinin küçük ama anlamlı bir göstergesi.
2013 yılında Cardi B’nin hayatı bambaşka bir yöne evrildi. Vine ve Instagram’da yayınladığı eğlenceli, dobra ve komik videolarıyla kısa sürede viral oldu. Sosyal medyada milyonlarca takipçi kazandı ve herkes Bronxlu bu cesur kızı konuşuyordu. Unfiltered (süzülmemiş, filtresiz) tarzı, onu diğerlerinden ayıran en büyük özellikti. Kendi geçmişiyle, hatalarıyla, sokak diliyle, eğlenceli mimikleriyle doğal bir şekilde milyonları kendine çekti. Bu ün, ona VH1’in reality şovu Love & Hip Hop: New York’ta bir yer kazandırdı. 2015-2017 yılları arasında programda yer alarak televizyon dünyasında da tanındı. Ancak Cardi B, sadece bir reality yıldızı olmayı asla yeterli bulmadı. Daha fazlasını istiyordu.
2016 ve 2017 yıllarında Gangsta Bitch Music, Vol. 1 ve Gangsta Bitch Music, Vol. 2 adında iki mixtape yayınladı. Hip-hop dünyasında kendine sağlam bir yer edinmek isteyen Cardi B, sözleriyle ve tarzıyla farklı bir yol izliyordu. Ve bu çabası sonuç verdi: 2017 yılında Atlantic Records ile büyük bir plak anlaşması imzaladı. Aynı yıl çıkardığı “Bodak Yellow”, Cardi B’yi bir anda müzik dünyasının zirvesine taşıdı. Şarkı, Billboard Hot 100 listesinde bir numaraya yükseldi ve onu Lauryn Hill’den sonra solo olarak bu başarıyı elde eden ilk kadın rapçi yaptı.
2018 yılında çıkardığı Invasion of Privacy albümü, Cardi B’nin müzik dünyasındaki kalıcılığını kanıtladı. Albüm, Billboard 200 listesine bir numaradan giriş yaptı, birçok dijital platformda rekorlar kırdı ve Cardi B’ye “En İyi Rap Albümü” dalında Grammy kazandırdı. Böylece, solo olarak bu ödülü kazanan ilk kadın rapçi oldu. Albümdeki “I Like It” şarkısı, onu Hot 100 listesinde iki numaralı hit çıkaran ilk kadın rapçi yaptı. Maroon 5 ile olan iş birliği “Girls Like You” da listeye zirveden giriş yaptı ve Cardi B, tarihte üç bir numara hiti olan ilk kadın rapçi olarak kayıtlara geçti.
2020’de Megan Thee Stallion ile çıkardığı “WAP”, dünya çapında olay yarattı. Şarkı, cesur sözleriyle tartışmalara neden olsa da müzik dünyasında çığır açtı. 2021’de gelen “Up”, Cardi B’yi Billboard Hot 100’de tekrar zirveye taşıdı ve o, listede en çok bir numara hiti olan kadın rapçi unvanını aldı.
Cardi B, sadece müzik kariyeriyle değil, kişiliğiyle de milyonları etkileyen bir figür haline geldi. Filtreli bir imaj sunmak yerine, olduğu gibi kalmayı tercih etti. Eğlenceli, dobra ve samimi tavırlarıyla medya dünyasında çok konuşuldu. Politik görüşlerini açıkça dile getirdi, sosyal adalet konularında sık sık sesini yükseltti. Kadın hakları, göçmen hakları ve ekonomik eşitsizlik gibi konularda aktif olarak konuşması, onu sadece bir müzisyen değil, aynı zamanda bir aktivist haline getirdi.
Forbes, onu tüm zamanların en etkili kadın rapçilerinden biri olarak gösterdi. RIAA’nın dijital satışlarda en çok sertifika kazanan kadın rapçisi ve Spotify’da en çok dinlenen kadın rapçilerden biri oldu. Aynı zamanda Guinness Dünya Rekorları’na adını yazdırdı, Time dergisinin Dünyanın En Etkili 100 Kişisi listesinde yer aldı ve 2020’de Billboard tarafından Yılın Kadını seçildi.
Cardi B, Bronx’un sert sokaklarından çıkıp dünya sahnesine adım atan, hiçbir zaman geçmişinden utanmayan, her anıyla gerçek ve kendisi olmaktan vazgeçmeyen bir kadın. O, kadınların müzik dünyasında nasıl sınırları zorlayabileceğinin en büyük kanıtlarından biri. Onu sevebilirsiniz, eleştirebilirsiniz ama tek bir şeyi inkar edemezsiniz: Cardi B, müzik endüstrisini ve kadın rapçiler için oyunun kurallarını değiştirdi.
Ve eğer Cardi B’nin hikayesinden bir ders çıkarılacaksa, o da şudur: Kendi yolunuzu çizin, ne olursa olsun vazgeçmeyin ve her zaman kendi sesiniz olun. Çünkü Cardi B’nin yükselişi, yalnızca şarkılarla değil, inancıyla, çabasıyla ve asla pes etmemesiyle mümkün oldu.