BEYNİMİZ VE SİNİRLERİMİZ

0

Bu başlık çok sevdiğim ve saygı duyduğum, öte yandan bütün yazılarını ve kitaplarını okuduğum ve kendisini de dinlediğim Prof. Dr. Ayhan Songar’ın bir kitabının adı.

Bu kitabı çok sevdiğim ve bu konuda merakı olan bir arkadaşıma hediye ettim. Şimdi yanlış hatırlamıyorsam 1984 yılında Çorumda almışım.

Çok ünlü bir psikiyatrist idi. Dünya ilimler akademisi üyesi idi. Birçok merakı vardı. Fotoğraf çekerdi. Türkiye’de ilk kez Sibernetik Kürsüsü kurucularındandı. Bu hususta bir kitabı da var. “Sibernetik “ bir dergide bir nokta üstüne yazılmış nefis bir makalesi de, bana öyle geliyor ki bu alana ilgi duyan insanların çok büyük ölçüde yararlanacakları bir kaynaktı.

Dünya Nöroloji Federasyonu 22 Temmuzu Beyin Farkındalık Haftasının bir parçası olan Dünya Beyin Günü olarak kabul ediyor.

Bu yıl ki tema ise “İnme”.

Dünyada her 6 kişiden biri inme geçiriyor.

Ülkemizde Koroner kalp hastalıklarından sonra ikinci sırada yer alıyor. Ölüm nedenleri arasındadır.

Bu beyin konusunu Sami diye makine mühendisi bir aile dostumuz var, galiba onunla çok konuştuk hatırlamıyorum. O bu konulara bir hayli ilgili.

Eski yunanda Delfi tapınağı kapısında “Kendini Tanı” diye bir yazı vardır. Yazı Sokrates’e ait.

İnsanoğlu git gide kendini daha iyi tanıyabilmek için bir çok çalışmalar yapmış, yapıyor ve yapmakta.

Aşağı-yukarı 2.400 kg ağırlığında bir organ.

Önce bir iki noktaya değineceğim ve daha sonra konuyu açmaya çalışacağım. Beynin her hangi bir noktasına dokunun, vücudun bir yanı oynar, harekete geçer. Beynin uyumlu bir biçimde çalışmasını mümkün kılan ruhtur.

Bir piyano düşünün bu piyanonun her hangi bir tuşuna basın bir ses çıkar. Ama ondan güzel bir eser ortaya çıkarmak için bir virtüöz gerek. O başına geçecek, bir sanat mı, süit mi, concerto mu, ortaya çıkacak.

İşte beynin ahenk li bir biçimde çalışmasını mümkün kılan ruh dediğimiz şeydir. Ruh Allah’tan bir netfadır. Bu konuda çeşitli bilim adamları çeşitli şeyler söylemişlerdir. Bir salgıdır falan diye.

Zeka konusunda da çeşitli tartışmalar yapılmış, gri bölgelerinin ya da kıvrımların zeka ile ilintili olduğu üzerinde durulmuştur. Şunu kabul etmek zorundayız.

İnsanın ömrü gün geçtikçe artıyor. Uzayan yaş yaşlılıkla birlikte bir takım rahatsızlıkları da beraberinde getiriyor.

İnme dışında sık görülen beyin hastalıkları demans, baş ağrıları, Parkinson ve daha az oranda olsa da MS.

Beyin sağlığı açısından en önemli faktör beslenme ve hastanın yaşam şekli.

Beslenme ile ilgili olarak yapılan çalışmalarda, Akdeniz tipi diyet ile beslenenlerde daha az Alzheimer görüldüğü, daha az hayvani yağ, daha fazla zeytin, yağlı yemekler, balıktan zengin bir diyet demek.

Balık, fındık, ceviz gibi yemişlerin ve omega3 folik asitten zengin beslenmenin demansı azalttığı gösteriliyor.

Bu arada bir şey üzerinde durmak istiyorum. Ceviz, beyin için mucizevi bir besin kaynağı. Sanki Allah (c.c) bak bu beyine çok benzeyen şey içinde beyne son derece yararlı bir şey var der gibi. Sanki insanoğlunun dikkatini çeksin diye özellikle öyle yaratılmış.

Cevizin içinde beyin için çok yararlı olan bir şey, gümüş iyonu var.

Bunlar beslenme konusunda dile getirebileceğimiz şeyler kısaca.

Bir de yaşama biçimimize gelelim:

Sosyal çevresi geniş olmak, arkadaşlar ve yakınları ile birlikte olmak beyni koruyan bir başka faktör.

Bu açıdan bakıldığında yalnız ve depresif kişiler daha fazla beyin hastalıklarına yakalanıyorlar.

Öyle ki beyin hücreleri zarar gördükten sonra dönüş imkansız. Travma, beyin damar tıkanıkları yada demans nedeni ile kaybedilen beyin dokusu yeniden oluşmadığından nörolojik hastalıklar ağır sekeller bırakabiliyor.

İnmeye çok kez beyin kanamaları neden oluyor ve bundan ileri gelen birçok arazlar görülebiliyor.

Anevrizma sonucu görülen bir kanama yada yüksek tansiyondan ileri gelen kanamalar beyni işlevsiz hale getirebiliyor.

Yada beyne giden damarlarda bir daralma yada tıkanma bu tür bir rahatsızlığa yol açabiliyor.

Bende emekleri olan hocam, felçli hasta bir biçimde öldü.

Yine yakın bir dostum, sık sık birlikte olduğum, evinde yattığım, bir ressam, heykel tıraş, tabela ustası Alzheimer hastası. Beni tanımıyor artık.

Ne ki hayat böyle bir şey işte.

Kimi kez de kırılıp dökülen şeyler. Hep iyi, hep güzel değil.

Hep dua ederim. Allah (c.c) herkese sağlık, akıl, fikir versin diye.

Belki o zaman hayat daha güzel olur.

Ne diyor Allah (c.c) “Kendi elinizle kendinizi tehlikeye atmayın”.

Biraz dikkat ve özen gösterebilirsek daha sağlıklı bir ömür ve daha önemlisi daha sağlıklı, etrafına daha yararlı bir yaşlılık geçirebiliriz.

Leave A Reply

Your email address will not be published.