AĞANIN KIZI EVLENMİŞ

0

Bir düğün haberiki bir gazete sayfasını dolduruyor. Bir gelinlik ki 17 kilo, en az 50m2’lik alana yayılıyor etekleri. O gelinlik ki 300 bin Auro imiş. Yani doğru hesapladım ise bir milyon civarında. Evet bir gelinlik sadece sekizyüzbin TL. Evet bu düğünün gelini İstanbul Çırağan Otel de düğünü olmuş ve gelin hazırlanabilmek için suit oda olarak geceliği 50 bin dolar ola “Sultan Suit” odasını da kiralamış. Yani bu gelinliği giymek için sadece oda kirası olarak ödenen para yüzelli bin TL’nin üzerinde.

Kim bu gelin kızımız?

Televizyonlarda yaptığı inşaatların reklamını yapan, İstanbul’da gökdelenler yaparak o güzelim tarihi şehrin silüetini bozan, hatta müslüman geçinip o güzelim son dönemlerin en güzel camisini bile yaptığı gökdelenlerle küçümsercesine aşağılayıp, camiye tepeden bakan, şikayet ve tartışmaya konu ruhsat dışı yapılaşmaya karşıda “gerekirse cami çevresindeki yapıların 5-10 katını yıkabiliriz” deyip işi oluruna bırakan, daha neler yaptığını bilemeyiz de son yılların yetmelerinden biri.

Kim yahu bu adam?

Reklam yaparken bile TV’lerde birden çok karısı(pekçok eşi) olduğunu hemde böbürlenerek söyleyebilen cesur(!) yürekli inşaat krallarından Ali Ağaoğlu.

İşte o Ali Ağaoğlu’nun kızı evlenmiş. Gelinlik onun gelinliği imiş.

Gazetelerde sayfa sayfa magazin haberi, boyboy resimler.

Tam devrin adamı, hatta dört dörtlük bir iş adamı. İstanbul’da gökdelenler, plazalar yapıp sattığı dairelerin fiatları milyonlardan başlıyor. Hemde yok pahasına satılıyormuş. Bravo.

Hatta duyduk, doğrumudur bilemem ama yeni açılan yolların, köprülerin çevresindeki arazileri önceden ucuz ucuz kapatıyormuş. İznik’ten de yerler almış.

Olabilir, hepsi olabilir, gayette normaldir. Ne demiş atalarımız: At binenin, kılıç kuşananın. Zaten, Türkiye’de son 10-15 yılda en çok rantın olduğu sektör, inşaat sektörü imiş.

Nüfusu hızla artan bir ülkede inşaat sektörünün ön sıralarda olması doğaldır.

Biz inşaat sektörünü “ölü yatırım” olarak bilirdik, ki doğrudur. Ancak, bu sektör öyle bir yükselişe geçmişki, diğer yatırım sektörlerine nal toplatır olmuş. Yalnız nereye kadar diye bir soru karşınıza çıkar.

Bu döneme özgü bir sektör olmuş inşaat sektörü. Başta Toki ve belediyeler kentsel dönüşüm çalışmaları ile inşaat sektörü hızını almış gidiyor. Burada sermayenin üretime dönük olması için yapılanların dış pazara –yabancılara- yönlendirilmesi yani döviz girdisi sağlamak getirici bir sektörel kalkınma olabilir. Bunun alt yapısı önceden yasal bir düzenleme ile hazırlanmıştı. Yabancıların Türkiye de mülk edinmesi hakkındaki yasa ile yabancı uyruklu insanların Türkiye’den mülk(bina, arsa, arazi v.s) edinmesi kolaylaştırılmış idi. Bu sayede satışlar ile döviz girdisi sağlanabilmektedir.

Bu bir çeşit dışa dönük yatırım olmaktadır.

Ancak, bu sınırsız anlayış sonu ülkenin tapu olarak dışa pazarlanması olur ki sonunda olay Filistin faciasına dönüşebilir. Yani, ülke gider.

O zaman Ağaoğlu’nun kızının gelinliği de kurtaramaz Türkiye’yi.

Türkiye’nin konumu, tarihsel gelişimler, yabancılar ve kapitilasyonlar ve dahi orta-doğu çıkmazı. Önümüzde dağlar gibi sorunlar varken, içte güvenliğin sarsıldığı, dışta ise güvenin olmadığı bir ortama gelinmişken espri olsun diye söylüyorum ama Ağaoğlu’nun kızının düğünü beni derin derin düşüncelere yönlendirdi.

Bekri Mustafa’nın sözü ile bitirelim yazımızı. Bekri Mustafa hergün içen biridir, o hali ile fıkralarda yer almıştır. Birgün Süleymaniye’de bir cenaze kaldırılacaktır, yağmur bardaktan boşanırcasına yağmaktadır, cemaat toplanmış, imam gelememiştir. Herkes biran önce cenazeyi kaldıralım der ama hoca yok. O sırada caminin yanından Bekri Mustafa geçmektedir kendi hali ile. Biri der ki yahu Bekri Mustafa bu işlerden anlar, gün görmüş adamdır. Çağırırlar, razı ederler. Bekri cenazenin önünde cemaat arkasında namazı kıldırır, sonra tabuta eğilir birşeyler söyler ama cemaat duymaz, döner cemaate artık cenazeyi alın, götürün, gömün der. Cenaze giderken cemaatten biri Bekri’ye sorar: Yahu sen cenaze ile konuştun, ne dedin. Bekri gizlemeye çalışır ama çok üsteleyince o kişiye söyler. Ne dedim biliyor musun? – Sen öbür aleme gidince sana sorarlar; “dünyada ne var ne yok” diye. Sende “Bekri Mustafa Süleymaniye Camisine imam olmuş” dersin onlar ötesini anlarlar.

Bilemem Dünyanın halini, hele hele öte alemi?

Hoşça kalın.

Leave A Reply

Your email address will not be published.