PROF. DR. ŞERİF MARDİN

0

“Haksızlık neticede sahibine döner. Kim yaparsa

bunları asıl aldanan o olmuştur daima”

(Kelile ve Dimme, Beydaba)

PROF. DR. ŞERİF MARDİN

“Ali’min ölümü, alemin ölümü gibidir.”

Bizde ne yazık ki iyi demek, güzele güzel demek biraz zor gelir. Bir kimseye bir düşünüre hakkını teslim etmek o kadar zor mu?

Öyle ki işimiz gücümüz başkalarının eksiklerini görmek, noksanlarından söz etmek, o şöyle kötü, böyle kötü demek.

Bundan bir süre önce “Mahalle Baskısı” üstüne bir yazı yazmıştım. Bu mahalle baskısı Prof. Dr. Şerif Mardin’in gündeme getirdiği bir kavram idi.

Bir süre sonra bir tanıdık arkadaş aynı gazete de benden söz etmeden bir yazı yazdı.

Çok açık bir biçimde belli idi ki kafasındaki, zihnindeki şablonlarla, kalıplarla konuşuyordu.

Gerçek entelektüel kendi dünyasından, sahip olduğu çerçeveden çıkıp öteki mahalleye de uzanıp onları dinleyip, dediklerine kulak verip onları anlamaya çalışan, hakkı teslim etmesini bilen kimsedir.

Onun bunun kusurunu araştıran kimseleri dikkatli bir biçimde irdeleyin o kimse çok kez yansıtma mekanizmasını kullanan kişidir. Peki nedir bu yansıtma mekanizması? Kendinde olan bir takım eksiklikleri, noksanlıkları karşısındaki kimseye yansıtır. Demek ister ki o böyle. Kendisi ile karşısındakini özdeş kılar.

Onu değersizleştirmek ister.

Bunun gerisinde kendisine alan açmak gibi bir düşünce de yatar.

Bir kez kafasındaki bir takım şablonlarla, kalıplarla düşünen insanın gerçeğe, doğruya erişme şansıda yoktur. Belki bir ölçüde kendini rahatlatır. Ama gerçekten uzaktır.

Neden ki bilimsel, nesnel ve analitik düşünceden uzakta bu tipler. Diyeceksiniz ki entelektüel sürekli bir zihinsel sancı içindedir, rahatsızdır. Anlamak, yorumlamak, yeni şeyler söyleyebilmek çok zahmetli bir iştir. Çaba ister, emek ister.

Bu tip, bu tür insanın herkes tarafından kabulü pek kolay olmaz. Altının değerinden sarraf anlar.

Şerif Mardin gerçek bir entelektüeldi. Bütün dünyanın tanıyıp takdir ettiği bir sosyolog idi.

Din, siyaset ilişkilerine kendi penceresinden bakmıyordu.

Bütün kitapları yayınlandı. Din ve ideolojiden Türkiye’nin modernleşmesine kadar alın okuyun çok güzel şeyler bulacaksınız.

Şerif Mardin bizde sosyal bilimlerin en büyük birkaç isminden biridir. Dünyada sosyal bilim çevrelerinde onu kadar tanınmış ve onun kadar referans yapılan başka bir sosyal bilimcimiz yoktur.

Niye? Çünkü kalıpları kırmış, düşünmüş çeşitli alanlarda da ilk araştırmaları o yapmış, ilk tezleri o ileri sürmüştü.

Onu ciddi bir biçimde izledim. Televizyondaki onunla yapılan konuşmaları basında onunla yapılan röportajları pek kaçırmak istemedim.

Ruşen Çakır onula yapılan röportajları bir kitapta toplamış ve kitap yayınlanmış.

Mahalle Baskısı konusunda onunla yapılan bir röportaj büyük ses getirmişti. İslami katmanlara Hoca’nın övgü ile bahsettiği bir yüksek ve safistike İslam Kültürü, bir de “Mahalle İslamı” vardır.

Şerif Hoca Jön Türklerin ve Mehmet Akif’in de bu ikinciden ürktüğünü anlatır.

Bu arada belirteyim Hocanın Jön Türkler adlı bir kitabı da vardır.

Yazar Teoman Duralı: “Cevval bir kişiydi. Büyük bir serveti kaybettik” dedi. Ölümünün ertesi gün hakkında yazı yazılan bütün gazeteleri aldım. Bize verdiklerinden dolayı ona şükran borcumuz var.

Ruhu şad olsun.

Şerif Mardin’in kuzeni, yine ünlü bir isim Betül Mardin: Merhum siyaset bilimci için “Çok büyük bir kafaydı. İftihar ederdik. Gurur duyardık. Büyük bir zeka idi. İnsanların kafalarında, zekalarında yeni bir merkez açtı” diye konuştu.

Ne diyeyim böyle bir kimseye sahip olduğumuz için şanslıyız. Öte yandan böyle bir kimseden yararlananlar bir kat daha şanslı.

Hakkında çıkan en son kitap “Şerif Mardin Okumaları” adlı kitabı fellik fellik aradım. Kadıköy’de buldum.

Entelektüel olmak zor.

Onu dışlayanlar arasında bile bir Şerif Mardin çıkmadı.

Takdir etmek büyük erdemdir.

Şerif Mardin 1927 yılında İstanbul’da doğdu. Orta öğrenimini ABD de tamamladı. Stanford Üniversitesi Siyasal Bilimler Bölümü mezuniyetinin ardından Lisansüstü eğitimini John Hopkins Üniversitesinde yaptı. 1954 te Siyasal Bilgiler Fakültesine asistan olarak giren Mardin, doktorasını Stanford Üniversitesinde tamamladı. 1964’te Doçent, 1969’da Profesör oldu. Sırasıyla Ankara, Boğaziçi ve Washington American ve Sabancı Üniversitelerinde çeşitli görevlerde bulundu. En son İstanbul Şehir Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Öğreti Üyesi olarak görev yapıyordu.

Türk ilim ve irfanına çok şey kattı.

Allah(c.c) rahmet eylesin.

Leave A Reply

Your email address will not be published.