İZNİK GÖLÜ VE SULAMA

0

İznik Ovasının büyük bir kısmı sulanamazdı. Karasu Deresi Ömerli – İnikli ve Çakırca Ovalarının bir kısmını sulayabilirdi. O sulama şekli de gever dediğimiz yer üstü suyun akışını sağlayan çukurların içinden akıtılabilen su ile olurdu.

Karasu Deresinin ovaya inen Ömerli mıntıkasında Hebil değirmen, Yanık değirmen tarafından terazi derdik dereden ağaç tahta çukurlarla kenara su aktarılır oradan da geverlerle ova aşağıda akıtılırdı. Bu terazi denden sonra alınan su üçe ayrılır, bir kolu Ömerli Ovasına, bir kolu Çakırca, bir kolu da İnikli Ovasına giderdi. Su yetmezdi, kendi akışı içinde olan yerlerde sulama yapılabilirdi.

O zaman bağlara kış suyu verilir, yazı pek bağlar sulanmazdı. Yazın zaten su azalır gelen su ile de sebze, yonca gibi insanlar kendi ihtiyaçlarını ve hayvanlarının ihtiyaçları olan yonca gibi otları sulayabilirlerdi.

İznik Ovası 1950’li yıllarda Müşküle üzümü yetiştiriciliğinde yüksek gelir elde edilebilir hale geldi. Bu durum 1960 yıllarda da devam etti. Hatta 1957’lerden 1967’lere kadar üzüm ihracatı çok yapıldı. Soğuk havalı kapalı tır araçları ile günlerce eylül ekim aylarında üzüm ihracatı yapılırdı. O zamanlar şimdiki şimdiki geçilen İstanbul kapı ve Yenişehir kapı yoktu. Sadece tarihi kapılar vardı. Onun için tır araçları yani büyük araçlar İznik’in içerisine giremezlerdi. Soğukkaleden/Şimdiki Spandau bulvarının hizasından karayollarına kadar sahil tır araçları ile dolardı.

60’lı yıllarda bağcılık yanında zeytincilikde önem kazandı. Hatta yeni dikilen bağların içine iki asmada bir zeytin çoralları dikilirdi. O zamanlarda zeytin dikimi dağlardan kökü ile getirilen deli zeytin/çoral/ dikilir sonra aşılanırdı.

İznik Ovasında gördüğümüz zeytinliklerin hemen hemen hepsi önce üzüm bağı idi. Şimdi bakıyorumda Çamdibi altlarında Ömerköy’ün Orhaniye tarafından ve Orhaniye’nin de doğu tarafında üzüm yetiştiriciliği kalmış. Hatta Tacir gibi yukarı köylerde yetiştirilen razaki üzümleri bile kalmamış, pekmez için olan dikçıbık, yadlaş yapıncak gibi çok daha tatlı üzümlerden de eser kalmamış belki ileride yeni cins üzümlerle İznik Ovasında üzümcülük canlanabilir. Yüksek maliyetleri, Ege’nin çekirdeksiz üzümü İznik’in tarihinde çok önemli yeri olan ve Arap kaymakam ile başlayan Müşküle üzümcülüğü bitmek üzere.

Ovanın az bir kısmının sulanabilir olması, diğer kısımlarda kuru ziraat dediğimiz başta tahıl olmak üzere yapılan ekim yeterli getiri sağlamadığı için su arayışları yıllarca devam etti. DSİ teşkilatı özellikle 1960 yıllarda Karasu Deresine Tacir tarafında bir baraj veya bent yapılması hesaplamaları yanında Göl suyundan istifade yolları araştırıldı. Hava ve iklim şartları değerlendirmeleri yıllar aldığı için sonuçta İznik Ovasını İznik Gölü suyu ile sulama projesi ağır bastı.

Bu hesaplamalar yapılırken Göl suyunun yetmeyeceği hesabı ortaya çıkar. Rahmetli Demirel hesapları inceler bakar ki gölden sulama yapılınca araziden toprağa sızan suyun tekrar göle ulaşımı hesapları yapılmamış. Buna göre dönüşüm derler, Demirel hesaplar noksan der ve anlatır tekrar hesaplamalar yapılır ve İznik Gölü’nün suyunun İznik Ovasının sulanmasına yeteceği ortaya çıkar. Ve planlamalar yapılır. Bu arada İznik Gölü’nden halende Gemlik gübre fabrikası da devamlı su almakta olup Gölün dip kaynakları ve çevre su birikimi alınan suyu karşılamaktadır. Yani göl sulama suyu alınınca bitmez.

Ve İznik Ovası sulama işi kuzeyde Keramet daha ileride ise Ilıca’dan ileride Üreğil pompası ile başlar, 1976 Keramet pompaları(Demirel buna Keramet 1, Keramet 2 pompaları derdi) sulama işleri başlar.

1978 senesi İznik-Boyalıca pompası planlanmıştır. Ancak bu pompa o tarihte yapılmaz 1980 Eylül-Ekim dönemi yapımına başlanır. Onu da gelecek haftalarda anlatalım.

Haftayı bekleyelim efendim.

Hoşça kalın.

Leave A Reply

Your email address will not be published.