TURGUT TUNA VE PAŞABAHÇE MAĞAZASI, BAĞDAT CADDESİ

0

İstanbul’a gittiğim yerler genelde bellidir.

Suadiye de AUM diye bir yer vardır. Pasta-Cafe orada oturur ya bir şeyler okur yada yazarım.

Oradan kalkar Suadiye Camisinin yanında sanatçılar sokağı vardır. Ya orada biraz eğlenir ve daha sonra oradan Bağdat Caddesine inerim. Biraz yürüdüm mü az ileride D&R vardır. Oradaki kitaplara ve CD lere bakarım, yeni bir şey var mı diye.

Daha ileride Remzi Kitap Evi vardır. Orada da son derece güzel kitaplar yer alır. Ne ki onun farklı bir yanı vardır. Yan tarafta oturup bir şeyler içip, okuyabileceğiniz bir salon vardır.

Oturanları dikkatle gözlemlerseniz, önlerinde birçok kitap ve bir şeyler okuyorlardır.

Bu tür insanlar gördükçe hoşuma gidiyor, umutlarım artıyor.

Geçenlerde Adapazarı Fikir/Sanat Akademisinde bir arkadaşla oturuyoruz. Yeni nesillerin dili başka Erdoğan Abi dedi. İnternet, whatsapp, instagram gibi. Onlara bir şey öğretmek biraz zor dedi. Buna bir ölçüde katılmak mümkün, ne ki ben oradan gelen bilgilerin çok sığ ve derinlikten uzak olduğuna inanıyorum.

Onları da kullanmasını bilmiyorum.

Hemen hemen karşılarında bir yerde Paşabahçe Mağazası yer alır.

Hemen siz içeriye girerken bir yazı gözünüzü okşar. HAYAT SİZE ARMAĞANDIR.

Ben bu söze sonuna kadar katılıyorum. Bu konuda yazdığım bir yazıyı gazeteye bırakıyorum.

İçeriye girdiğinizde her yandan bir şeyler söyleyen, fısıldayan eserler içinde bulursunuz kendinizi.

CAMDA DÜNYA MİRASI

Aman Allah’ım!

Hitit Heykeli, Güneş Kursu…

Biraz yürüdüm bir baktım Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun kimi resimlerini bardağa aktarmıştılar.

Orada çakılı kaldım. O bardakları elime aldım, baktım uzun süre.

Bedri Rahmi hakkında bir yazı ve yanında bardaklar.

İki farklı resim

Birini kızıma hediye olarak alayım dedim. Sardırdım, paketlediler.

Böyle bir şeye sahip olduğum için içim içime sığmıyordu.

Oradaki bana yardımcı olan bayana benim bir arkadaşım var. Turgut Tuna.

Uludağ Üniversitesine bağlı Çinicilik Yüksek Okulu İznik Müdürü ‘idi onun seramiklerinin de Paşabahçe’ye verildiğini biliyorum, dedim.

Beni seramik bölümüne götürdü.

Turgut Tuna’ya ait seramikleri gösterdi. Ben kendisinin Turizm Bakanlığına ait bir ofisi de hazırladığını söyledim.

Bir tanıdığımın, bir arkadaşımın ve hele hele İznik’te görev yapmış bir kimsenin eserlerinin böyle nadide bir mağazada sergilenip satılıyor olması doğrusu nasıl diyeyim hoşuma gitti.

Dilerim İznik daha birçok yönleri ile böyle güzide yerlerde boy verir.

İznik’te tanıtılacak çok şey var.

Leave A Reply

Your email address will not be published.