THE MENTALİST 

0

Son dönemlerde hemen hemen herkesin gerek sosyal mecralardan ve gerekse belli başlı tv kanallarından severek izlediği ve kaçırmadığı yabancı veya Türk yapımı diziler vardır. Bunlardan en çok akılda kalan aradan yıllar geçse bile tekrar başa sarıp keyifle izlediğimizde masum bir gerçek olsa gerek. Bu tür akılda kalan yapımlardan bir  tanesi de hiç şüphesiz zamanının çok izlenen yabancı  dizisi The Mentalist olsa gerek. Her bölümü 45 dakikadan ve her sezonu 23 bölümden oluşan bu polisiye ve dram dizisi 7 sezonluk yayın hayatı boyunca insanların severek izlediği yapımların arasına girmiş durumda. Peki bu diziyi diğer polisiye dizilerinden özel kılan nedir? Gelin hep birlikte inceleyelim. The Mentalist, 23 Eylül 2008 tarihinde CBS’de yayınlanmaya başlayıp 18 Şubat 2015’te sona eren bir polisiye dizi. Her ne kadar kağıt üstünde polisiye olsa da Mentalistin bundan çok daha fazlası olduğunu diziyi izleyen herkesin doğrulayacağına eminim.

 

Dizinin adından da anlaşılacağı gibi baş karakterimiz Patrick Jane, bir mentalist. Peki nedir bu mentalizm? Her bölümün başında yazdığı gibi zihinsel zekasını kullanıp hipnoz ve telkin uygulayan kimse, düşünce ve davranışları yönlendirme uzmanı. Patrick Jane, sizi olması imkansız şeylerin olduğuna inandırabilir, kıyafetleriniz ve davranışlarımızdan kişiliğinizi okuyabilir, gözünüzden kolaylıkla kaçacak en küçük ayrıntıyı bile görebilir. Büyük illüzyonisler de genelde Patrick Jane gibi mentalist oluyor. Zaten Jane de iluzyon numaralarında usta. Cinayetleri çözerken de aynı numaralan uyguluyor gibi düşünün.

 

Jane, bu özelliklerini kullanarak herkesi bir medyum olduğuna inandırmıştır. Televizyon programlarına çıkar, çok fazla para kazanır. Ta ki Red John lakaplı bir psikopat, Jane’in karısını ve kızını öldürene kadar. Red John, kesinlikle Jane in dengi diyebileceğimiz biridir. Bu noktadan sonra Jane’in hayatında her şey değişir. Jane, hayatını Red John’dan intikam almaya adamıştır. Davayı daha yakından takip edebilmek için CBA da (Califomia Araştırma Bürosu) bir ajan ekibine dahi olur. The Mentalistin klasik bir polisiyeden farkı, Jane ekibin diğer üyelerinin aksine oyunlar çevirerek, insanları manipüle ederek, çoğunluğun saçma ve gereksiz olduğunu düşündüğü detaylarla sonuca ulaşıyor. Insanları kolayca okuyabilmesi de davalara yardımcı olan diğer faktör. Zaten yedi sezonun sonunda her şeyin bir açıklaması olduğuna inanıyorsunuz gerçekten. Eğer paranormal olaylardan endişe duyuyorsanız The Mentalist, bütün kaygılarınızı çöpe atacak. Eşi ve kızın ölümünden sonra kendine biraz daha çeki düzen verse de Jane, yeteneklerinin oldukça farkında ve bu onu çok kibirli biri yapıyor. Bazen sonuca ulaşmak için yaptığı hareketleri düşünmeden yapıyor ve çoğu zaman başını belaya sokuyor, Hakkını vermek lazım. Düştüğü durumlardan sıyrılmasını da iyi biliyor. Kurallar esnetmekten çekinmiyor. Fiziksel güçle kesinlikle bir iddiası yok. Hatta fiziksel bir tehlike gördüğü anda topuklamaktan çekinmiyor. Diziyi sürükleyici yapan şey sadece bölüme özel cinayetler değil. Dizinin büyük konusu Red John davası zaten arkadan ileriyor. Hatta Red John’un bölüm cinayetlerine dahil olduğu da oluyor. Diğer bir şey ise ekibin arasındaki dinamik ve aralarındaki drama. Diğer üyelerin öyle ahım şahım oyunculuklar olmasa da dizi sizi karakterleri çocuğunuz gibi sevme noktasına getiriyor. Dizinin yedi sezonunun yedisi de kusursuz değil. İnişler çıkışlar oluyor fakat dizi bir formül tutturmuş ve onu uyguluyor. Sen de o formatta ki  çok sevdiğin ve alıştığın için sona kadar keyifle izliyorsun. Bana en sevdiğin diz ne? gibi yüzeysel bir soru sorulduğunda son birkaç yıldır Mentalist cevabını yapıştırıyorum. Sizlerinde eminim hayranlıkla ve severek izlediğiniz bunun gibi nice yapımlar vardır. Son olarak dizinin final bölümünü söylemesen daha iyi olur sanırım. Umarım keyifle izlemeniz dileklerimle. Bir sonraki yazıma kadar hoşcakalın.

Leave A Reply

Your email address will not be published.