Şampiyon “Kaybedeceğini bilsen bile sonuna kadar koşacaksın”

0

Ben at bindim.

Atın gitmesi de çeşitli adlar alır. Rahvan, Tırıs, Dörtnala v.s.

At insan hayatında hep olmuş, çeşitli biçim ve yerlerde kullanılmıştır.

Atı ilk kez ehlileştiren ve daha sonra onu arabaya koşan Hitit’ler.

Türklerin tarihine baktığımızda atın çok önemli bir rolü var. Göçebe yaşayan topluluklar için atın insan hayatında çok yönlü ve vazgeçilmez bir yeri olduğunu ileri sürebiliriz. O yüzden ki bu deyiş “At, avrat ve silah” bir hassasiyette atfeder.

Atla yolculuk yapılmış, arabaya koşularak savaşta kullanılmış ve yine araba ile taşımacılık yapılmış.

Bu birçok romana “Yılkı Atı” gibi, birçok filme de konu teşkil etmiştir. Uzun yıllar Faytonla gezilmiş, insanlar faytonla gidecekleri yere gitmişlerdir.

Ben o günlerde yaşadım, Çorum’da, Edirne’de. Faytoncular durağı vardı. Bugün yine İstanbul Büyükada’da gezmek isterseniz ancak bir faytoncuya başvuracaksınız.

Büyükada’da geniş ve uzun bir tur yapmak istiyorsanız, biraz tepede bir bahçe vardır, orada oturup bir çay içer etrafı seyredersiniz.

Biz atı daha çok Western filmlerinde gördük. Orada kovboylar ata biniyorlar ve hayvan sürülerini sürüyorlardı. Ya da bir kovboy şehre geldiğinde atını bir yere bağlıyor, genelde bir salona giriyordu. Amerikan yerlileri, Kızılderililer ve at, aynı fotoğrafın isimleri idiler.

Zengin ve varlıklı kimse, sevgilisine at hediye ediyordu.

Ve at yarışları.

At alpı onu hazırlayan ve bir yarışa sokan kimseler var.

Atların bakıldığı haralar var.

O haralarda atlar bakılır, antreman yaptırılır.

Öyle ki bunun için iyi bir jokey gerekir. Jokey genel olarak kiloca hafif insanlardan seçilir.

At yarışlarının yapıldığı hipodromlar da çok sayıda seyirci olur.

Bu yarışlar televizyon aracılığı ile de verilir.

At çeşitleri de vardır. Katana, Midilli ve yarış atları. Yarış atları için genelde Arap Atları ve İngiliz Atları tercih edilir.

Arap Atları daha ince belli olur.

Şampiyon gerçek hayattan alınmış bir hikayeden şampiyon olan bir atın hikayesidir.

Bob Baylin.

Gerçekten ünlü bir at. Atın sahibi Halis Karataş’a bu atla koş der.

Halis atla epey çalışır ve atla dost olur.

Katıldığı 70. Gazi Koşusunda 1.olur.

At yarışlarını seyretmek gerçekten heyecan vericidir.

Daha sonra Başbakanlık yarışmasında da yine birinci olur.

Daha sonra Uluslararası Boğaziçi yarışması yapılacaktır. Bob Baylin’in bacağında bir arıza vardır. Veterinerler tedavi etmeye çalışırlar.

At sahibinin kızı kanserdir, kemoterapi tedavisi olmaktadır. Kanserli hücre metastaz yapmış, cerrahi müdahale de zordur.

O halde gelir ata bakar. Veterinerlerden izin alır, merhemi sürer ve akupunkturcu ben yapabilir miyim der.

Ve yapar.

Merakla beklenen Bob Baylin pistlere çıkar ve koşar.

Yine birinci olur.

Kız Amerika’ya gider, tedavi olur ve iyileşir. Halis’le evlenir, çocukları olur.

Ve bir süre sonra kız ölür.

Halis evlilikte taktığı yüzüğünü hiç çıkarmaz.

Çok duygu yüklü filmi aynı frekansta anlatmak mümkün değil.

AŞK GÜZEL ŞEY,

KAYBEDECEĞİNİ BİLSEN BİLE KOŞACAKSIN.

Şunu da ekleyeyim. At ve atın üstünde durma, uzun süre durma yarışları vardır. Bunlara Rodeo denir. Eğitilmemiş at üstünde uzun süre durmak bir marifet işidir.

Sirklerde kullanılan atlar vardır. Bu atlar ile çeşitli gösteriler yapılır.

Yahu atın kuyruğunda alınan kıllar ile keman çalmak üzere yapılan yay sahipleri var!

Eğer müzikten hoşlanıyorsanız ve farklı bir müzik dinlemek istiyorsanız bir kovboy müziği olan “COUNTRY” müzik türüne bir bakın. Belki hoşunuza gidebilir.

 

 

 

Leave A Reply

Your email address will not be published.