RADYO TİYATROSU

0

Bu hafta hepimizin eskiden merakla dinleyebilmek için radyo başında beklediğimiz vakti gelince de nefes almadan dinlediğimiz radyo tiyatrosundan bahsetmek istiyorum.

Televizyonun pek yaygın olmadığı dönemlerde hemen hemen herkesin evinde bir radyo ve dinleyebileceği kısıtlı radyo programları vardı. Bu programlardan bir tanesi de televizyonu aratmayan dinlerken düşüncelere dalarak sanki olayı bizzat yaşıyormuş gibi zevk ile dinlediğimiz radyo tiyatroları maalesef ki günümüzde unutulmaya yüz tutmuş durumda.

Tv ve internetin yaygınlaşmasıyla birlikte insanlar farklı mecralara yayılmış durumda. Günümüzde belli başlı büyük radyo kuruluşları ve sevgili Ahmet Arslan’ın yazarlığı önderliğinde Deniz Özgür, Onur Ovalı ve ekipte yer alan pek çok seslendirme sanatçılarımızın haricinde radyo tiyatroları maalesef ki artık yapılmamakla beraber dinleyici kesiminde gün geçtikçe azalma görülmekte. Ah nerde o eski radyo tiyatroları.

İstanbul’a ilk geldiğimiz dönem yaşım çok küçüktü ve çok iyi hatırlıyorum bir radyomuz vardı. Hafta içi her akşam 19 saatlerinde arkası yarın adlı bir program çıkardı ve ben bu programı dinleyebilmek için üstüme düşen bütün her şeyi yapar ve o radyo tiyatrosunu keyifle dinlerdim. Hayal etmeyi, dinlerken düşünmeyi çok severdim. Televizyon dizileri gibi her akşam yarıda kalırdı ve ben gelecek bölüm hakkında hayaller kurardım. Acaba gelecek bölümde neler olacak diye. Aslına bakarsanız bunu hayal etmesi bile insanı sevindiriyordu.

İnsanlar bazen böyle küçük şeylerle bile mutlu olabilir bence. Şimdi modern teknoloji, yani internet sayesinde istediğimiz vakitte, istediğimiz bölümü kolaylıkla açıp dinleyebiliyoruz. Elbette bu harika bir olay. Lakin kolay ulaşılan bazı şeylerin hiçbir önemi kalmıyor bana göre.

O yayın saatini beklemek acaba bu bölümde neler olacak diye hayaller kurmak benim gibi insanlar için muazzam bir olaydı. Gün geçtikçe teknoloji gelişiyor ve hayatımız da daha çok kolaylaşıyor. Buna bir itirazım yok elbette sevgili okuyucularım. Bu yazımda sizlere küçüklük yıllarımda beni mutlu eden bir konudan bahsetmek istedim. Bazen açar dinlerim gerekli mecralardan kolaylıkla ulaşabilmek mümkün. Lakin aynı tadı veriyor mu diye soracak olursanız, söyleyeyim vermiyor sevgili okuyucularım.

Bu radyo tiyatroları eskiden daha mı çok güzeldi, yoksa artık ben dinlerken hayal kurmayı mı unuttum bilmiyorum. Tek bildiğim bu yaşımda bazı şeylerin eskiden güzel olduğu ve aynı tadı vermesinin imkansız olduğu.

Genel de her hafta siz değerli okuyucularıma röportajlar veya filmler hakkında araştırmalar yazılar yazardım ama bu hafta bizzat içimden gelenleri yazıma dökmek istedim. Bir ara radyo tiyatrosu dinlemenizi de öneririm bu arada.  Eski tadı heyecanı ve bekleyişleri olmasa da yine de güzel. Hayal kurmak sanki o anı yaşıyormuş gibi dinlemek güzel bir olay.

Bu yazımı burada noktalamak istiyorum. Bir sonra ki köşe yazıma kadar görüşmek üzere.

Leave A Reply

Your email address will not be published.