PEYGAMBERLİK HAKKINDA

0

Herhalde birçok kime zaman zamanda olsa biz bu dünyaya niçin geldik, burada ne işimiz var ve nereye gideceğiz gibi konularda kafa patlatmıştır.

İnsanlık tarihine bakıyoruz, insanoğlu hep bir dine muhatap olmuş, buna ihtiyaç duymuş. Bunu birçok nedenle açıklamak mümkün. Öte yandan bunun psikolojik yanını da izah  edebiliriz. (Prof. Dr. Mümtaz Turhan, Erich Fromm, Prof. Dr. Kemal Sayar) Bana öyle geliyor ki; bu inançtan yoksun insanların en küçük acılar, üzüntüler ve gündelik yaşamları sırasında karşılaştıkları maniler karşısında kolayca çöküntüye uğramaları, kapıldıkları melankoni, depresyonun üstesinden gelebilmek için akla gelmedik fena çarelere başvurmaları hiçten bile değil. Kimi insanda vardır ki içinde yaşadığı dinin ne olup olmadığını iyiden iyiye, etraflıca araştırır, sorgular ve sonuç olarak bir takım saçma sapan bağaçmanlardan arınıp, sade duru ve sağlıklı bir dinsel inanca sahip olur.

Zaman zaman birlikte olduğum, zeki ve gerçekten saygı duyduğum bir arkadaşım var. Ve din konusunda da bir hayli mesafe almış biri. Bir ara bana Erdoğan abi neden birçok Peygamber Yahudilerden diye sordu. Ona bir takım açıklamalarda bulundum. Ama bana öyle geliyor ki benim yaptığım açıklamalar onu yeteri ölçüde tatmin etmedi. Kendisi aklındaki düşünceleri sıraladı. Öyle ki yaptığı izahlar mantıklı, akla yakın ve iyi bir çerçevesi çizilmiş şeylerdi.

Şimdi bu hususu biraz daha açarak, daha güçlü ve temeli olan bir sonuca varmaya çalışalım.

Acaba sözü edilen bütün Peygamberler Yahudi imiler?

İbrahimi olanları bir gözden geçirirsek sarih bir şey anlayabilmek mümkün olur sanıyorum.

Bir kez şunun altını çizmekte bir yarar var. Bizde sürekli olarak kullanılan Peygamber sözcüğü Farsça bir sözcüktür. Haber getiren demektir. Arap dilinde kullanılan sözcük Resul ve Nebi.

Bunları böylece saptadıktan sonra, izaha başlayabiliriz.

Peygamberler, Yahve tarafından sadakatten ayrılmış, halkın çarptırılacağı cezayı haber vermekle kalmamış, geleceğin ufuklarına da işaret etmişlerdi.

Bu yeni bakış içinde, Tanrı’nın iradesinin enstrümanları Asur Kralı (İşaya/0/5), Babil Kralı Nebukadnezar (Yeremya 27/6), daha sonra da Pers Kralı Koreş Hüsrev olmuştur.

Siyasi anlamsızlığı ne olursa olsun İsrail tarihinin merkezinde kalıyordu bu hususlar.

Söylediklerini yazıya geçiren Peygamberlerin ilki olan Amos askeri bozgunun ve sürgünün habercisidir.

Din otoritelerince kabul edilen Peygamberlerin sonuncusu Malaki ise sürgün dönüşünden itibaren, hahambaşıların yanlış öğrettiği vahyin bozulduğunu ilan eder.

Bu sözünü ettiğim kimseler Verimli Hilal olarak adlandırılan yörenin içinde yer alır aşağı yukarı. Yani bugünkü Irak merkezli.

Hz. Muhammed Hicaz diye bilinen Mekke ve Medine yöresinde ortaya çıkıyor. Yani yöre farklı.

Kaldı ki Hz. Muhammed Arap değil. Sümerli. Peki bunu nasıl ileri sürebiliyoruz. Çünkü Hz. İbrahim Sümerli. Hz. Muhammed’de Araplaşmış Sümerli. Bildiğimiz gibi Hz. Muhammed Hz. İbrahim soyundan geliyor. Şimdi iş iddia edildiğinden başka bir platforma oturuyor.

Peygamberlik konusunu iyice anlayabilmek için vahiy noktasını iyiden iyiye idrak edebilmek gerek. (Prof. Dr. Mustafa Öztürk Kur’an, Vahiy ve Nuzül)

Çeşitli İslam alimleri bu hususu farklı biçimde algılayıp tanımlamışlardır. Ama ortada bir gerçek var. Ne derseniz deyin, nasıl tanımlarsanız tanımlayın ortada o çağda bilinmeyen, düşünülmesi dahi imkan dahilinde olmayan şeyler var Kur’an-ı Kerim’de. Evrenin sürekli olarak genişlediği zinekoloji, dünyanın döndüğü, parite teorisi v.s. v.s.

Bu sözünü ettiğim şeyleri o zaman bilmek mümkün değil.

Hiç şüphesiz Kur’an-ı Kerim bir bilim kitabı değildir. Ama zaman zaman yeri geldikçe ilim konularına değinilmiştir.

Mesela yükseklere çıkınca nefes almanın güçleşeceği, bitkilerin döllenmesi gibi.

Bütün bu yollarla bir yaşama pratiği içinde insanları Tevhit’e, yani Allah’ın birliğine çağırır insanları.

Büyük bir ahlak ile temellendirilen bu yaşama pratiği normal bir akıl için zor değildir.

Vesselam.

Hadi şunu da ekleyelim. Eski Hıristiyan hareketlerinin en güçlü ifadesi Montanizm’di. Frigyalı Peygamber Montanus’un güçlü çabalarıyla ikinci yüzyılın ikinci yarısında ortaya çıkan Montanizm Hıristiyanlık içindeki uzlaşmacı eğilimlere karşı çıkan, eski Hıristiyanlığın coşkusunu yeniden tesis etmeye çalışan bir tepkiydi.

Demek ki bu iş yalnızca orta doğuya özgü bir iş değil.

Kur’an-ı Kerim’de de biz her topluma bir peygamber gönderdik diyor.

 

 

 

 

 

Leave A Reply

Your email address will not be published.