Müziğin duygulara dokunan o büyülü tarafı, bazen sadece bir kelimede, bazen de bir sessizlikte saklıdır. Ceren Hocaoğlu, yeni şarkısı “Sen Yoksun” ile tam da bu noktada karşımıza çıkıyor: bir boşluk, bir özlem ve sessizliklerin içinden yankılanan bir kalp sesiyle.
Henüz yayımlanmadan dinleyicilerde merak uyandıran bu şarkı, sözlerinde derin bir hüzünle birlikte olgun bir kabullenişi de barındırıyor. “Bugün biraz özledim, seni sen yoksun diye” dizeleri, aşkın ardından gelen sessizliği öylesine sade ama vurucu anlatıyor ki, dinleyici kendini bir gecenin ortasında yalnız bir odada, eski bir anının yankısında buluyor.
Ceren Hocaoğlu bu kez sadece bir şarkı değil, adeta bir duygu hikâyesi anlatıyor. Sözcüklerin arasında gizli bir iç hesaplaşma, melodilerin ardında ise umutla harmanlanmış bir teslimiyet hissediliyor. Şarkının düzenlemesinden klip planına kadar her detay, sanatçının kendi dünyasında olgunlaşmış bir anlatının ürünü gibi duruyor.
Biz de bu özel dönemde, Ceren Hocaoğlu ile “Sen Yoksun”un duygusal yolculuğunu, şarkının perde arkasındaki hikâyeyi ve onun iç dünyasını konuştuk. Aşkın ardından gelen o sessiz ama yankısı büyük “yokluğu” birlikte keşfetmeye hazır olun…
“Sen Yoksun” oldukça melankolik bir atmosfer taşıyor. Bu şarkının yazım süreci nasıl başladı? Gerçek bir ayrılıktan mı, yoksa içsel bir yalnızlıktan mı ilham aldın?
Bu şarkıyı sanırım 2020 senesinde ilk defa kendi kendime gitar çalarken mırıldanmıştım. Ses kayıtlarımda sürpriz olarak çıktı karşıma. Biz o sırada bir albüm çalışması sürecindeydik. Elimizde 6 şarkı yeni şarkı vardı. Sözlerde biraz düzenleme yaptım, Sonra direkt Cenk Çelik’e yollamıştım. O da albüm içine bunu da koyalım çok sevdim diyerek beni şarkıya bir kat daha yükseltmişti🌸
Şarkının nakaratındaki “Bugün biraz özledim, seni sen yoksun diye” cümlesi çok vurucu. Bu söz senin için ne ifade ediyor? Dinleyici bu satırlarda hangi duyguyu yakalamalı sence?
Ben belli bir döneme kadar duygularımla barışık değildim. Yıllar geçtikçe kendimi tanıma yolunda güzel adımlar atıyorum. Yanında olan birini özlemek bana gerçekçi gelmezdi. İlişki içinde duygu göstermek pek tarzım değildi. Sanırım bu bir kendini reddediş hikayesi. Yıllar içinde kendime olan şefkatim arttıkça, davranış biçimim de olumlu yönde gelişti. Bu da sanırım köpeğim Pudra sayesinde oldu diyebilirim.
Müzikal olarak baktığımızda, şarkının sound’u nasıl bir atmosferde şekillendi? Daha akustik, sade bir düzenleme mi tercih ettin, yoksa modern bir pop dokusu mu baskın olacak?
Soft rock olarak yapmıştım parçayı, nitekim Cenk Çelik ile tarz arayışımıza öncü de oldu. Ben rock müzik altyapılı bir geçmişe sahip, dingin olma yolunda bir bireyim artık. Kendimi ararken bulduklarım beni yol boyunca yumuşattı. Bu sebepten, bugüne kadar tarzıma en yakın parça “Sen Yoksun”dur diyebilirim.
“Her şeyin sonu varmış, bu bir başlangıç” dizesi umut dolu bir mesaj gibi. Şarkının bu kısmında geçmişle bir hesaplaşma mı var, yoksa bir kabulleniş mi?
Kabullenişin vermiş olduğu, umut diyebiliriz. Benim şarkılarımın temalarında bir arayış söz konusudur hep. Kendimi var ederken çeliştiklerim, bana hep soru sordurur. Bu da farklı bakış açılarının pencerelerini açar. Sonsuzluğuna inandığımız şeylerin, sonsuzluğu devam eder. İnancını yitirdiğinde ise yeniden başlamak gerekir.
O iki satırda;
hem hesaplaşma(öfke evresi), hem kabulleniş(vazgeçiş süreci) ,hem de umut var.(kendini tamamlama)
Şarkının aranjörü kim? Düzenleme sürecinde sözlerin duygusunu en iyi yansıtmak için nasıl bir yol izlediniz?
Bu 6 şarkının ilki. Her ay bir şarkı yayınlayacağız. Hepsinin aranjörü Cenk Çelik. Muhteşem bir beyin. Müzik için yaratılmış bir kişilik diyebilirim. Yollarımız kesiştiği için çok mutluyum. Elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışan, içine sinmediğinde sil baştan tekrar yapan, her detayıyla ilmek ilmek işleyen bir aranjör.
Şarkının sözlerini ve hikayesini anlatmak Cenk için çok yeterli oluyor. Biraz da duymak istediğin sound’u örnekleyebilirsen, tam istediğini alabilirsin ondan
“Sen Yoksun” için bir klip çalışması planlanıyor mu? Eğer varsa, bu klipte hikâyeyi nasıl anlatmayı düşünüyorsun — sembolik bir anlatım mı olacak yoksa daha gerçekçi bir hikâye mi izleyeceğiz?
Bu şarkı için klip çekimi planlamadık, bundan sonraki şarkımız için klip çekeceğiz.
Şarkının duygusal derinliği göz önüne alındığında, bu projede seni en çok zorlayan ya da en çok etkileyen kısım ne oldu?
Şarkının tüm süreci keyifli geçti. Zorlanmadık diyemem ama spesifik bir durum aklıma gelmiyor. Belki süreçler diğer şarkılarla birleştiği için biraz yorucu olmuş olabilir. Ama tatlı bir yorgunluk, sürecin sonu ise her zamanki gibi en etkilendiğim andı. Aranjeyi bana ilk dinlettiği zamanı hatırlıyorum Cenk’in. Çok içime sinmişti.
“Sensizlik çok koydu, yine” gibi satırlar, sanki bir döngüde yaşanan acıyı anlatıyor. Ceren Hocaoğlu olarak sen bu döngüden çıkmayı başarabildin mi? Yoksa hâlâ şarkılarına o duygulardan mı güç alıyorsun?
Çok güzel soru. Ben de bunu düşünüyordum albüm süresince. Ama sonlara doğru gelecek olan şarkılar bu duygulardan arındığımın işareti olabilir. O da biraz merak uyandırsın.
Bu şarkıyla birlikte müzikal tarzında bir değişiklik sinyali görüyor muyuz? Daha içsel, daha hikâyesi olan bir döneme mi giriyorsun kariyerinde?
Daha kendim olan, kendime yakın bir döneme giriyorum. Umarım dinleyenlere de aynı yerden dokunabilirim.
Son olarak, “Sen Yoksun” dinleyicilerin kalbine nasıl bir his bırakmalı? Şarkının sonunda insanların içinde bir sızı mı, yoksa bir huzur duygusu mu kalmalı sence?
Herkes duyguları farklı şekilde yaşar, kimisi geçmişi hatırlattığı için üzülür, kimisi geçmişin zaferine sevinebilir, kimisi içinde kendine duyduğu özlemle dinler ve farkına varabilir. Benim çeşitli çeşitli yolculuklarım oldu şarkıyı yazarken, aranjesini dinlerken, bende hüzün değil de iletişimden korkan, yalnızlık korkusu çeken birinin tarafı ağır basıyordu. Yazıp söyleyince geçiyor tabi tüm hisler. Olgunlaşıyor. Farklılaşıyor. Belki dinleyenler de farklı başlayıp dinledikçe farklı hissedebilirler.