MÜZİĞİN PARLAYAN YILDIZI: SOFİA HİCRAN’IN BAŞARI ÖYKÜSÜ

0

Kendisini ve şarkılarını severek dinlediğim sevgili Sofia Hicran, Türk müziğinin genç ve yetenekli yıldızlarından biri olarak parlamaktadır. 1 Nisan 1996 doğumlu Sofia, Radyo ve Televizyon bölümü mezunu olup, TRT Kurdi’de perfore sunuculuğu yapmaktadır. Müzik kariyerine olan tutkusu ve bağlılığı, onu kısa sürede geniş bir dinleyici kitlesine ulaştırmıştır. Sofia’nın ” Zamansız Yağmur ” ve “Bıraktın Beni” gibi şarkıları, onun müzikal yeteneğini ve duygusal derinliğini gözler önüne sermektedir. ASC Prodüksiyon etiketiyle çıkardığı bu eserler, dinleyicilerin kalbine dokunan güçlü ve etkileyici yorumlar içermektedir.

 

Sofia Hicran, sahnede sergilediği enerjik ve samimi performanslarla, dinleyicilerine unutulmaz anlar yaşatmaktadır. Genç yaşına rağmen olgun bir müzikal anlayışa sahip olan Sofia, her yeni şarkısıyla müzikseverlere sürprizler sunmaya devam etmektedir. Kariyerinde sürekli olarak yeni hedeflere ulaşan ve kendini geliştiren Sofia Hicran, Türk müziğinde kalıcı bir iz bırakma yolunda emin adımlarla ilerlemektedir. Hem Türkiye’de hem de uluslararası platformlarda adını duyurma potansiyeline sahip olan bu genç yetenek, müziğin evrensel dilini en iyi şekilde temsil etmektedir.

 

Sofia Hicran, sadece bir şarkıcı değil, aynı zamanda duygularını müziğiyle en güzel şekilde ifade eden bir sanatçıdır. Müzikseverler için her yeni projesi büyük bir heyecanla beklenen Sofia, gelecekte de birçok başarılı projeye imza atarak adından sıkça söz ettirecektir. Müziğe olan aşkı ve tutkusu, onu daha da yükseklere taşıyacak ve uzun yıllar boyunca müzik dünyasında ilham verici bir figür olarak kalacaktır. Şimdi ise sevgili Sofia Hicran ile yapmış olduğumuz röportajımıza göz atalım.

 

Klasik olacak ama Sofia Hicran kimdir? Neler yapar? Tam olarak nedir hayat hikayeniz?

1 Nisan 1996’da doğdum. Hakkari/ Yüksekova’lıyım, fakat Ankara’da büyüdüm diyebilirim lise yıllarımdan beridir de Ankara’dan ayrılmadım. Planım öncelikle konservatuvar okumak iken, eğitim hayatıma Bilgisayar Programlama okuyarak başladım fakat yarım kaldı ve daha sonra zaten hayalim olan Radyo Televizyon bölümüne yazılıp eğitimimi tamamladım. Ankara’da Ekrem Tamer, Ali Ferhabot, Eray Eserol, Hafize Okan, Deniz Kart gibi profesyonel eğitmenlerden seslendirme ve diksiyon eğitimleri aldım.

Hem haber spikeri olarak, hem seslendirme sanatçısı olarak kısa bir süre çalıştıktan sonra müziğe geri döndüm ve TRT’de hem perfore seslendirme yapmaya, hem de müzik programlarına aktif bir şekilde katılmaya başladım.

Her insanın küçük yaşlardan itibaren belli başlı hayalleri olur. Sizin içinde müzik piyasası hayallerinizden bir tanesi miydi?

Aslında değildi. Asıl hayalim haber spikeri olmaktı, bu yüzden gelişimime en çok bu yönde yatırım yaptım diyebilirim. Ve dış ses olmak bana daha çok keyif verdi. Fakat müzik hayatımın çok büyük bir parçası ve bu iki yönümü bir arada yürütmek beni zorlamadı değil. Müziğe yeniden ve profesyonel olarak başlamamı sağlayan ilk şarkım Türk Halk Müziğinin üstadı Musa Eroğlu’na ait “Zamansız Yağmur” eseri. Aynı zamanda kendisinin de aranjörü olan Ahmet Özgül’ün ASC müzik etiketiyle çıkardığım ve yeni bir soluk kattığımızı düşündüğüm eser “Zamansız Yağmur”. Bana olan inancı ve güveninden ötürü büyük usta Musa Eroğlu’na ve sevgili hocam Ahmet Özgül’e buradan da bir kez daha teşekkür ederim.

 

Zorlukları nelerdir ve mesleğinizden memnun musunuz?

Türkiye’de müzisyen olup gerçekten çok mutlu olan az sayıda insan var, işte onlar gerçek sanatçılardır. Müzisyen olmak bence; beklentisiz yaşamaktır. Eğer bir beklentiniz yoksa memnunsunuzdur.

 

Vokal olarak hangi tür parçaları okuyorsunuz ve çalmaya sevdiğiniz enstrümanlar nelerdir?

Türküleri ve etnik kökenli eserleri seslendirmeyi çok seviyorum özellikle de Flamenko kendimi bulduğum bir tarz. Yine TRT’de bunun üzerine yaptığımız bir programım da var. Çeşitli sosyal platformlar üzerinden rahatlıkla ulaşabilirsiniz.

Fakat söylediklerimle dinlediklerim çok farklıdır, kimi zaman rap müzikler dinlerken kimi zaman da pop dinliyorum. Belli bir tarzım yok diyebilirim, bir melodisi olan her sesi dinleyebilirim ve söyleyebilirim kendimi hiç şartlamıyorum. Gitar, ukulele ve piyano çalıyorum.

Size göre mesleğinizin en eğlenceli yanı nedir?

Kendinizi anlatabilmek duygularınızı bir melodiyle aktarabilmek, sahnede olmak ve birçok insanın sizinle aynı hisler yaşadığını bilmek çok kıymetli ve bir o kadar da eğlenceli.

Mesleğiniz dışında ilgilendiğiniz başka bir şey var mı?

Bunun dışında kadın kıyafet, ayakkabı ve takı tasarlıyordum fakat kendimi şu an yalnızca müziğe vermek istiyorum. Önüme daha ne çıkar bilmiyorum. Zaman Sofia’yı dilediği gibi büyütsün diyelim.

Dinleyici kitleniz ve sosyal mecralardan sizi takip eden hayranlarınızla aranız nasıl?

İletişimim çok iyi, önceleri Tiktok kullanmaya çok karşıydım önyargılı olduğum bir mecraydı, fakat daha sonra en çok oradaki sosyal ilişkilerimin kuvvetli olduğunu gördüm. Bir de tabiiki TV kitlesi, sosyal medyada aktif değiller, fakat ulaşmaya çalışıyorlar bu çok güzel beni izlerken video çekip atanlar ya da eşlik edenler beni çok duygulandırıyor. Küçük kitlemle aramın çok iyi olduğunu görebiliyorum.

Sahneye ilk çıktığınız anı hatırlıyor musunuz? Nasıl bir duyguydu? O heyecanı tarif etmek gerekirse tam olarak nasıl tarif edersiniz?

O zamanlar 15-16 yaşlarındayım, festivallerde sahne alıyordum “Van Gençlik Festivalleri” çok küçüğüm ama yüzbinlerin karşısına çıkıp şarkı söyleyebiliyordum şimdi aklıma gelince duygulanıyorum o heyecan çok büyük anlatamam gerçekten o atmosfer bambaşka fakat şehir değiştirdim bir daha grup kurmadım ve 2019a kadar sahne almadım, tekrar başladım ve biletli konserleri devam ettirdim, daha sonra ise televizyonda başlayınca ve araya pandemi girince yeniden konserlere ara verdim. 2022 yılında evlendim bu da müzik hayatımda değişiklikler yaptı ister istemez. Şehir dışı başta olmak üzere hiç bir konser teklifini değerlendirmedim.

Son zamanlarda çok dikkat çeken ‘Arafta’ adlı şarkınızdan bahseder misiniz?

Arafta benim için çok özel çünkü ilk single çalışmam, söz müziği bana ait ve gerçekten kendimi arafta hissettiğim bir zamanda yazmıştım. Klibi de kendi evimde çekmeyi tercih ettim. Benim için hem duygusal, hem keyifli bir çalışmaydı. Yeni çıkan “Affetsen” adlı şarkımda en çok beğeni toplayanlar arasına girmeyi başardı diyebilirim. Çok yakında ise “İhtimaller” adlı şarkım başta olmak üzere birçok parçamı yayınlamayı düşünüyorum. 2024 yılında geciktirdiğim tüm parçalarıma yer vereceğim.

 

Sahnede yaşamış olduğunuz en ilginç veya en komik bir anınız var mı? Varsa paylaşmak ister misiniz?

Genellikle kültürel etkinliklere katılım sağlardım ve sahne izleyiciyle bir bütün halinde olurdu, bir gün ses sistemi kullanmadığımız bir fotoğraf sinema etkinliğinde dinleyiciyle son derece yakın ve samimi olduğumuz bir sahnedeyken bir an içeri bir hanımefendi dalmıştı sinirli bir halde, eşini arıyordu. Abimiz kim bilir ne hata yaptı herkes herkese baktı ve beyefendiyi bulamadık. Sonra aldı başını gitti. İlginç bir olaydı. Biz de kaldığımız yerden devam ettik.

Sizi siz yapan en önemli etken nedir ve müzik sektörü dışında nasıl bir Sofia Hicran var?

İletişim! Beni ben yapan en önemli şey çok kuvvetli bir iletişimim olması. Ayrıca kamera olan her yerde mutluyum diyebilirim! Oğuz Aksaç – Gideceksin klibinde kendisine yardımcı oyuncu olarak eşlik ettim. Bazı zamanlarda make up artistler için mankenlik de yapıyorum. Sofia Hicran çok canlı, çok hayvansever, çocuklarla arası çok iyi, çok arkadaş canlısı ve sosyal birisi. Ayrıca sürekli olarak seyahattedir çünkü gezmeyi çok sever.

Müzik piyasasında en çok yapmak istediğiniz şey nedir? Bunu öyle ya da böyle yapacağım, bir şekilde başaracağım dediğiniz türden?

Bu piyasada tutunmak çok zor gerçekten, ya utanç verici şarkılarla ünlenirsiniz ya da sessizce bir köşede sanatınızı yaparsınız. Tarzımın dışına çıkmayı düşünmüyorum bu yüzden de gözüm yükseklerde değil popüler kültüre göre ilerlemeyeceğim müziğimi öyle ya da böyle hiç bozmayacağım. Hitap ettiğim kitlem dinlesin yeter, tüm amacım bu! Başarı ve hedef herkese göre değişiklik gösteriyor. Benim başarım sanatımı koruyabilmek olsun istiyorum.

Kendinizi müzik yolunda 10 yıl sonra nerede görüyorsunuz? Yani belli başlı projeleri başarmış bir Sofia Hicran’ı görebilir miyiz sizce?

Kesinlikle aklındaki her şeyi icraate dökmüş bir Sofia Hicran göreceğiz bunda kesinim. Amacım küçük bir kitlem olması ve sadık dinleyici, bu benim için yeterli bir başarı.
Son olarak sizin gibi genç ve yetenekli arkadaşlarımıza ne gibi tavsiyeler verebilirsiniz?

Çevrenizde “müziği ne yapacaksın? Müzisyen mi olacaksın aman olma, çok saçma bence yapmamalısın” vs cümleler çok kuracaklar lütfen kulak asmayın ve bir yerden geç olmadan başlayın, ben geç anladım bazı şeyleri, bu yüzden pişmanlık duyuyorum kimi zaman. Fakat artık kendime göre yaşamayı öğrendim. İnsanlara göre değil, kendinize göre kararlar verin, kendiniz için en iyisini siz bilirsiniz. Kimse size yardımcı olmayacak ve takdir etmeyecektir bu gerçekle yola çıkınız. Siz neyi başardığınızı farkında olduğunuzda bunlar önemli değil. Fakat buradaki en önemli şey şu; maalesef Türkiye şartlarında müzisyen olmak çok zor sizi finansal olarak geçindirmeyecektir. Bu yüzden üzülerek söylüyorum ki elinizde bir alternatif meslek olmalı. Son olarak benimle röportaj yaptığınız için hem gazetenize ve size çok teşekkür ederim.

 

 

Leave A Reply

Your email address will not be published.