İznik Gazetesi ekibi olarak durmadan siz değerli okuyucularıma röportajlar hazırlamaya devam ediyoruz. Yaklaşık olarak 2 yıldır çeşitli röportajlar hazırlayarak okuyucularımızın beğenisini kazanmaya çalışıyoruz. Yine severek okuyacağınızı bildiğim, sevgili Mizan Akkoyun’lu ile harika bir röportaja imzamızı atmış bulunuyoruz. Bu harika röportajımıza geçmeden önce katkılarından dolayı sevgili Fatih Baştürk’e ve röportaj serimize katıldığı için sevgili Mizan Akkoyunlu’ya İznik Gazetesi ekibi olarak teşekkür ederiz.
Klasik olacak ama kendinizi tanıtmak gerekirse Mizan Akkoyunlu kimdir ve neler yapar?
Kendimi bildim bileli sanatın pek çok alanına ilgiliydim. Üretmeyi hep çok sevdim. Lisedeyken çizim yapmaya ve kısa filmler çekmeye merak salmıştım. Bu yüzden üniversitede medya ve görsel sanatlar bölümünü bitirdim. Oldukça aktif bir öğrencilik hayatım oldu. Bir dönem stajyer olarak fotoğrafçılık, seslendirme ve muhabirlik yaptım. Harika insanlarla tanışıp farklı deneyimler edindim. Bir yandan müziğe olan tutkum devam ettiğinden müzik prodüksiyonu ile ilgili eğitimler almaya başladım. Burs paramı biriktirip kendime ekipman alıyordum. Sonrasında tamamen müziğe yönelmek istediğimi fark ettim. Okul bittikten sonra müziğe daha fazla vakit ayırma fırsatı buldum.
Her insanın küçük yaşlardan itibaren belli başlı hayaller olur. Sizin içinde bu sektör hayallerinizden bir tanesi miydi?
Elbette, müzik daima en büyük tutkum oldu. Küçükken düğünlerde masalara çıkıp şarkı söylerdim. Shakira şarkılarında dans edip kendimi kaydederdim. O zamanlardan beri bir şeyler belliymiş. Zaten çocukluğumuzun, o saf benliğimizin hayatta nasıl bir yol izlememiz gerektiğine dair çok şey barındırdığına inanırım. Çünkü o dönemlerde yapmak istediklerimiz konusunda daha coşkulu ve cesur olduğumuzu düşünüyorum. Bugüne kadar birçok farklı alana yönelip kendimi geliştirmeye gayret ettim fakat yürüdüğüm yol hep müziğe çıktı.
Zorlukları nelerdir mesleğinizden memnun musunuz ?
Yaptığım işe aşığım. Öyle olunca zorluklar da tuzu biberi gibi geliyor insana. Belirsiz çalışma saatleri çok yorucu olabiliyor tabii. Eğer benim gibi çalışma şartlarını ve saatlerini kendi belirleyen bağımsız bir müzisyenseniz bazı günler yeni bir projeye başlamak için motive olmak zor oluyor. Prodüksiyon başında uzun zaman geçirmek de hem zihinsel hem fiziksel olarak yoruyor insanı. Örneğin bazen çalıştıktan sonra uykuya dalmakta zorlanıyorum ya da uzun süre sese maruz kalmak kulaklarda basınç oluşturabiliyor. Bu yüzden çalışırken enerjinizi doğru kullanmak ve nerede duracağınızı bilmek çok önemli. Bir de “show must go on” dediğimiz durum var, o gün her ne yaşarsanız yaşayın kamera önünde ya da sahnede bambaşka birisiniz. Bunu yapabilmek de her zaman kolay değil.
Vokal olarak hangi tür parçaları okuyorsunuz ve çalmaya sevdiğiniz enstrümanlar nelerdir?
Genelde pop parçalar söylüyorum fakat caz armonisini ve vokal tekniklerini de öğrenmeyi hedefliyorum. Müzik prodüksiyonu ile ilgilendiğimden tüm enstrümanları dijital ortamda icra ediyorum. Bu yüzden hepsini seviyorum. Daha çok klavye ile haşır neşirim diyebilirim fakat kemanı da iyi bir şekilde çalabilmeyi çok isterdim.
Size göre mesleğinizin en eğlenceli yanı nedir?
Sizi özgür, yaratıcı ve üretken kılabilmesi kesinlikle. İlham alabileceğiniz şeylerin ucu bucağı yok. Bunun yanında müzik sizi benzersiz insanlarla buluşturuyor. Diğer sanatçılar ile iş birliği yapmak hem çok keyifli hem de ufuk açıcı. Yazdığınız şarkıların başka ruhlara dokunmasının verdiği hazdan bahsetmiyorum bile… Düşünsenize bir şarkı yazıyorsunuz ve bir salon dolusu insan sizinle aynı şarkıyı farklı duygularla, farklı anılarla söylüyor. Bu eşsiz.
Dinleyici kitleniz ve sosyal mecralardan sizi takip eden hayranlarınızla aranız nasıl?
Şu sıralar cover parçalar yayınlıyorum ve oldukça güzel geri dönüşler alıyorum. Bu beni çok motive ediyor. Yapıcı ve eleştirel yorumlar ise sonraki işlerim için kulağıma küpe oluyor. Bazen hangi şarkıyı söylememi istediklerini soruyorum ve gelen istekleri çalışma planıma dahil ediyorum. Etkileşimin her türlüsünü seviyorum.
Sahneye ilk çıktığınız anı hatırlıyor musunuz? Nasıl bir duyguydu? O heyecanı tarif etmek gerekirse tam olarak nasıl tarif edersiniz?
İlk sahneye çıktığım anı hatırlamıyorum fakat 12-13 yaşlarındayken aldığımız bir sahneyi hiç unutamıyorum. Koro halinde bir performans sergilemiştik. Eserleri icra ederken insanların gözlerindeki mutluluğu izlemek muhteşemdi. Sanki dünyaları başarmışız gibi hissediyordum. Bu yüzden “ilk” deyince aklımda hep bu anı canlanır.
Kendinizi tam olarak 10 yıl sonra nerede görüyorsunuz?
Aslına bakarsanız bu tarz uzun vadeli planlar konusunda pek iyi değilim fakat kaç yıl sonra olursa olsun kendimi müziğin içinde görmek isterim. Stüdyomu geliştirip prodüksiyon anlamında daha da ilerlemek ve kendi şarkılarımı yayınlamak istiyorum.
Sizi siz yapan en önemli etken nedir ve müzik sektörü dışında nasıl bir Mizan Akkoyunlu var?
Bu sorunun yanıtını düşünürken müzik dışında bir hayatımın olmadığını fark ettim, teşekkür ederim. Üretirken odaklandığımda dış dünyaya kendimi tamamen kapatabiliyorum. Bu yüzden çalışmadığım zamanlarda arkadaşlarımla vakit geçirmeyi ve çeşitli sanat etkinliklerine katılmayı tercih ediyorum. Özellikle dans etmek benim için terapi gibi. Etrafınızda enerjinizi yükselten ve sevdiğiniz insanların olması kadar güzel bir şey yok.
İnsanların size ulaşabileceği sosyal mecra hesaplarınız nelerdir?
Instagram ve SoundCloud ve YouTube üzerinden aktif olarak paylaşım yapıyorum. “Mizan Akkoyunlu” yazarak çalışmalarıma ulaşabilirsiniz. Instagram kullanıcı adım ise: mia.kko. Çok yakında diğer sosyal mecra hesaplarımda olacak. Sadece an meselesi.
Sizin gibi genç ve yetenekli arkadaşlarımıza ne gibi tavsiyeler verebilirsiniz?
Bence sık sık kendilerine “bu ses benim sesim mi?” diye sormalılar. Ben bu soruyu kendime çok fazla soruyorum. Çünkü yapmak istedikleriniz konusunda çevrenizden her zaman destek göremeyebiliyorsunuz. Böyle zamanlarda dışardan gelen olumsuz seslere kapılmak da daha kolay oluyor. Size yapamayacağınızı, geç kaldığınızı söyleyen ya da hissettiren her ses siz inandığınız sürece gerçek. Ruhunuzdan yayılan ışığı parlatmak ise yine sizin elinizde. Lütfen ışığınızı kısmayın, sevgiyle kalın…