Hizmet sektöründe ya da yatırım işlerinde bulacağınız kaynak çok önemlidir. Nedir kaynak?
Bir işi yapabilmek için o işin yapılmasında kullanılacak olan maddi imkanlar, yatırımlar, harcamaların hepsi paya dayanan işlerdir. Kaynak bu parayı sürekli temin edebilecek bir oluşumu gerçekleştirmekle mümkün olur.
Meseleyi sezonu itibariyle örnekleyelim:
Spor kulüpleri, özellikle futbola ve futbolcu transferine yapılan yatırımlar. Bunlar milyonların döndüğü ortamlar. Kaliteli futbolcu alacak da takımı şampiyon yapacak. Para nerede? İşte şu futbolcuyu satar bedeli ile şu futbolcuları alırız diye yapılan transferler. Tabii bunların büyük bir kısmı hesaplandığı gibi olmuyor. Genelde de bütün kulüpler bu işlerden zararlı çıkıyor. Şimdi bakıyoruz, filan kulüp bilmem kaç milyar borca batmış. Bunu nasıl ödeyecek? Bunlar genelde banka borcu olduğu için borç hızla yükseliyor ve altından kalkılamaz hale gelince de Avrupa Futbol Birliği de yasaklar getiriyor. Bu ise daha kötü.
Bunlar gibi özellikle belediyelerimiz bol kepçe harcarken borca batıyorlar, kredi yolları kapanıyor, yatırım ve hizmetlerde aksamalar oluyor. Yerel yönetimlerin bu yanlışlara girmemesi en iyi çözümdür. Bu çözümü nasıl sağlayacağız? Kaynak yaratarak.
Eskişehir Belediyesi meşhur Kalabak suyunu şişelemiş, servis yaparak diğer şişe sularından daha ucuza satıyor, hem de tüketicinin kapısına kadar getirerek. Sokak sokak, semt semt suyun dağıtımını yapıyor. Bir milyona yakın bu suyu içen var Eskişehir’de. Varın hesabı kendiniz yapın. Kocaeli de Çene suyunu aynı şekilde şişeleyerek bayilere dağıtım yaparak satıyor. Diğer sula
Kadıköy Escort
Ataşehir Escort
Bostancı Escort
rdan biraz indirimli olduğu için ve sağlıklı bir su olduğu için çok satıyor, çok da gelir elde ediyor.
1990 başlarında Mehmet Kaman belediye başkanı iken dağlık bölgede boşa akan Habib suyunu İznik’e getirmeye kalkıştık. O zaman köylüler mani oldular, biraz da imkanlar kısıtlı idi, sonuç alınamadı. İznik’in halen kullandığı çamdibi yolundan ve yerin 80-100 metre altından çıkarılan suyu kullanıyoruz. Bu su hem çok kireçli, hem kum, hem çakıl taşlı, hem de tadı iyi değil. Yani bir içme suyu değil. Hep söylüyorum. Dağdaki boşa akan sağlıklı suları ilçemize getirelim. Maliyeti baştan biraz olur ama belli yerlerde ölçülü, miktarlı olarak yani sayaçlı olarak satalım. O zaman İznik Belediyesi bir kaynağa sahip olur, İznikli vatandaş da ucuz fiyatla ve sağlıklı içme suyuna kavuşur.
Kuruluşlar verimli ve yeterli kaynakları ortaya çıkarıp hizmetlerini kendi imkanları ile yapabilmelidirler. Bunu başardığımız zaman hem verimli, hem de kaliteli hizmetler yapabiliriz.
Sunduğumuz bu bir çözüm yoludur.
Türk Sanat müziğinin iki büyük bestekarı vardır. Sadettin Kaynak, Selahattin Pınar. Bu iki bestekarın her yaptığı beste büyük bir zevkle dinlenir. Ve bu iki bestekar o kadar mütevazılar ki birbirlerine hep saygı göstermişlerdir. Üstelik de birbirlerini hep takdir etmişlerdir. Bir gün Selahattin Pınar’a sorarlar. ’’-Üstat çok büyük bir bestekarsınız’’ Selahattin Pınar cevap verir.’’- ben Pınar’ım benden büyük Kaynak var, Kaynak olmasa Pınar akmaz.’’
Bu küçük anekdottan sonra umarım Kaynak’larımız verimli hale getirilir. Biraz gayret gösterin yeter.
Hoşça kalın.
