‘’YAVAŞ SÖYLÜYORUM…’’

0

Bilmem kaç kere yazdık, anlattık, kibarca uyardık, şu belediye ses düzenini ya da anons edeni kim ise bir düzene koyun diye.

 

Yıllardır ses düzeni bir türlü ayara gelmedi. Konuşmalar duyulmuyor, anlaşılmıyor diye diye ağzımızda tüy bitti. Ses düzenini akort edecek bir eleman yok herhalde.

 

Bu yüzden de pek çok ölüm haberinden haberimiz olmuyor. Diğer anonsları önemsemiyorum. Ölüm haberlerini duymak, anlamak istemem kadar doğal bir istek olamaz. Bunca yıl bildiğimiz, tanıdığımız, beraber olduğumuz insanların ölümünü duyamıyoruz. Sonra da öğrenmemiz bizlere büyük bir acı veriyor.  Yani bu ölüm haberleri sırf ‘’Belediye başkanlığı olarak merhuma Allah’tan rahmet, yakınlarına baş sağlığı dileriz’’ reklamları için mi yapılıyor? Kimin öldüğünü anlamak mümkün olmuyor ama her ölüm haberinin sonunda bu belediye taziyeleri-reklamları standart olduğu için anlaşılıyor.

 

Bu soytarılıkları yapmayın sayın yöneticiler. Artık bunlar bayatladı, kabak tadı verdi, yakışmıyor.

 

Ses düzeni belki bozuk olabilir ama sade düzeni yani seslendiren kızlarımın da kendilerine konuştuklarını sanıyorum. Yani başkası duymasın bak yavaş söylüyorum misali konuşuyorlar. Nerden anlaşılıyor diyeceksiniz, çok basit. Hafta sonları anons memurları olmayınca zabıtanın biri çıkıp anonsu yapıyor. O kişi kim ise sesi hem duyuluyor hem anlaşılıyor. Ses düzeni ayarsız olsa bile duyum sağlanıyor. Diğer zamanlar niye anlaşılmıyor?

 

Yine yavaş söyleyeceğimiz bir başka konuya geçelim:

Göl kenarında su ve tuvalet meselesi.

Sahil düzenlemesi iyi kötü yapıldı, eksikleri pek çok ama en önemlileri olan içme suyu yani çeşme yok.
hit oluyoruz, hem üzülüyoruz. Sahi niye sahil boyunca birkaç çeşme yapmıyoruz. Piknikçilerin çocukları ellerinde plastik 5’lik bidonlar yoldan geçenlere soruyorlar: Amca buralarda çeşme var mı? Buyurun. Sular kadar ömrünüz olsun. Su olun akın. Göl düzenlemesinden önce yapılan Ahmet Turan hayratı çeşmeyi bile yok ettiniz. Bu mudur hizmet?

Gelelim tuvaletlere…

Sakın ha incir altından güneye doğru çişiniz falan gelmesin. Kakanız gün boyu hiç gelmesin. Biraz ishal falansanız yandınız, donunuza yaparsınız. Çünkü oralar çöl, tuvalet yok. Sahil düzenlemesinde tuvalet yeri ayrılmış ama iskelet gibi duruyor. Tuvalet taşlarının giderleri bile belli ama taşları yok, olsa bile henüz hiçbir şey yapılmamış. Geçerken bakıyorum ha burası tuvalet olacak diyorum. Kaç senedir öyle duruyor.

izmir escort

İyi ki göle inip sağa döndüğünüzde Kokonel otelden sonraki kısımda önü birkaç araçlık park yeri olan taa 1964’lerde yapılan Belediye tuvaleti duruyor. İyi ki bu tuvaleti 12 Eylül 1980 ihtilaline kurban vermedik. Atanan başkan rahmetli Rafet Savaş’a vali bey devamlı baskı yapıyormuş, o tuvaletlerin olduğu yeri emniyete ver diye. Herhalde 1981’in yaz aylarına yakın idi. Rafet abi yetti artık bu baskıya dayanamayacağım dedi. Aldım götürdüm vali beye. Vali Zekai Gümüşdiş benim yakın dostum idi. Hal hatırdan sonra başkana ne oldu yer işi dedi. Ben müdahale ettim. O yer kimseye verilemez dedim. O yerde tuvalet var, önünde otopark var. Orası en önemli ihtiyaç yeri kimseye veremeyiz isteme dedim. İllaki emniyete lojman yapacak iseniz güney tarafta şimdiki trafik denetlemenin olduğu yerleri gösterdim. Zaten krokisini, tapusunu getirmiştik, verdik, inceleyin dedik. Konu öylece kapandı. O tuvaletler de halen gölde en iyi hizmeti veriyor.

Yavaş söylüyorum, iş bu kadar basit, bir şeyler yapın efendiler.

Leave A Reply

Your email address will not be published.