İŞTE O SES – CAN SİVRİ

0

İşte o ses röportajlarına hız kesmeden devam ediyoruz. İznik Gazetesi ekibi olarak her hafta birbirinden farklı seslerin isimlerini siz değerli okuyucularımla buluşturuyoruz. Bu hafta sesiyle tüm dikkatleri üzerine çeken genç yeteneklerden bir tanesi olan sevgili Can Sivri. Aktör ve seslendirme sanatçısı olan babası Bora Sivri’nin Wolwerine adlı karaktere ses vermesiyle birlikte kulaklara kazınan efsane bir sese sahip olduğunu biliyoruz. Peki ya oğlu olan sevgili Can Sivri’ nin sesi nasıl sizce? Kulaklara pek aşina olmayan bu ses tam anlamıyla diğer sanatçıların sesine hiçbir şekilde benzemiyor. Dilerseniz nasıl başlamış ve bu işi yapmak için neler gerekli gibi soruların cevaplarını sevgili Can Sivri ile olan röportajımızdan okuyalım.

Seslendirme sektörüne kaç yılında ve nasıl başladınız?

Seslendirme sektörüne bir korku filmi seslendirmesi ile başladım.  Aslında mikrofon başında olmasam da küçükken babamla stüdyo stüdyo geziyordum. O kaydını alıyordu ben izliyordum. Daha evden çıkmadan televizyonda duyduğum sesler stüdyo lobilerinde yankılanıyordu.  İlk kaydımın ardından okul gereğiyle fazla ağırlık vermedim seslendirmeye. Fakat pandemi döneminde uzaktan kayıt ile geri başladım. Yalnız şöyle bir sıkıntı vardı, sesim hızlı büyüyordu. Bu sebeple bir tarihten sonra gelen her role cast olarak büyük kalmaya başladım. Nihayetinde bu sorun da çözüldü. Ses daha da büyüdü ve artık cast olarak belirli bir yere oturdu.

İlk ses verdiğiniz karakteri veya seslendirme hayatınız boyunca ses verdiğiniz  kaç karakteri hatırlıyorsunuz?

İlk ses verdiğim karakterin ismini maalesef hatırlamıyorum ama korku filminde öldüğünü hatırlıyorum. Severek konuştuğum rollerden bazıları; His Dark Materials dizisinde Balthamos karakteri (Digitürk), Godzilla vs Kong filminde Admiral Wilcox (Netflix), Lego Batman Aile Meseleleri filminde Solomon Grundy ve Killer Croc (Sinema Tv), Power Rangers Once and Always filminde  Robo Minotaur (Netflix), Peter Pan ve Wendy filminde Bill Jukes (Disney Plus).

Peki kendi sesinizi sosyal mecralarda veya TV de duyunca nasıl tepkiler veriyorsunuz?

Mükemmeliyetçi bir insan olduğum için yaptığım işler benim için hep geliştirilebilir bundan dolayı televizyonda veya sosyal platformda sesimle karşılaştığımda çok eleştirel bakıyorum. İyi konuşmuşum ya diyip geçemiyorum maalesef.

Her insan seslendirme yapabilir mi neler gerekiyor?

Seslendirme için artikülasyon, diksiyon, ses yönetimi ve tonlama şart. Hepsinden önemlisi ise oyun. Karakterin  sahnedeki duygusunu birebir yansıtmak her şeyden önemli benim kanımca. çünkü izleyenlere o duyguyu aktarmak sahneyi taşıyacaktır. Belki de orjinalinden daha fazla etki bırakacaktır. Dublaj sanıldığından çok daha karmaşık bir meslek. Düzenli pratik ve iyi bir eğitim ile kendinizi geliştirebilirsiniz ama yine de bu işi yapacağınızın garantisi yok. O garantiyi kendiniz almalısınız. Herkes seslendirme yapamaz ama gerçekten bu mesleğin hayalini kurup kovalayan bir insan doğru eğitim ile gelişebilir.

Peki son zamanlarda seslendirme sektörünü ve meslek hayatınızı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Öncelikle işimi çok severek yapıyorum ileride planladığım oyunculuk kariyerim için daha güzel bir temel düşünemezdim. Halimden mutluyum diyelim. Ancak eski dublajları özlüyorum. Eskiden gösterilen özen maalesef şuan yok. Bunun sebebi işlerin seri üretime geçmiş olması. Ve ülkemizde ne yazık ki dublaja karşı bir ısınamama durumu var. hatta çevremde animasyon dışında dublaj izlemem diyen arkadaşlarım var. Herhalde bunun sebebi işin hızının artışı ancak kaliteden ödün vermeye başlanması. Ama herşeyin daha iyiye gideceğinden şüphem yok.

Seslendirme sanatçısı olmak isteyenlere ne gibi tavsiyeler verebilirsiniz?

Seslendirme Sanatçısı olmak isteyen biri doğru eğitimi almalı diksiyon ve artikülasyon pratikleri yapmalı ve Tiyatroya ilgisi olmalı. Önceki  sorularda da belirttiğim gibi bu mesleğin hayalini kurup kovalayan bir insan bir yolunu bulacaktır ama asla pes etmemeli.

Peki son olarak bu sektörde gelecekte kendi konumunuzu nasıl görüyorsunuz?

Bu işi iyi yapmak ne kadar önemliyse sektörde iyi insan bilinmek de o kadar önemli. Eğer kötü bilineceksem en iyisi  olayım yine önemsiz.  Tiyatro/Oyunculuk için çabalayacağım. Baba mesleğine devam edeceğim anlayacağınız.

Çoğu insan sesimi ilk duyduğunda inanamıyor. Dönüp bir daha bakıyor. Özellikle toplu taşımada başıma çok geliyor bu durum. Tabi kendi sesim olduğu için bana çok farklı gelmiyor ama gelen yorumlar hep şaşkınlık barındırıyor. Zaten bana yazılan rollerden az biraz anlamalıyım. Öncelikle beni böyle bir projeye dahil ettiği için sevgili Celil Korkmaz’a ve İznik Gazetesi ekibine teşekkürü borç bilirim.

Leave A Reply

Your email address will not be published.