Gün geçtikçe seslendirme sektörüne olan ilgi ve alaka biraz daha artıyor. Özellikle gençlerimiz tarafından merak edilen ve yapmak istedikleri işler arasında yer alan seslendirme sektörü son zamanların en çok merak edilen işler arasında yerini almış durumda. Peki her insan seslendirme yapabilir mi? Ve neler gerekli gibi soruları İznik Gazetesi ekibi olarak sevgili Alper Develioğlu’ na sorduk. 2004 yılından beri seslendirme yapan Develioğlu Arka Sokaklar’da Murat’ı yani Uğur Pektaş’ ı, Aşk Kapıyı Çalınca’da Emre’yi yani Burak Kut’ u, Genco dizisinde Tibet’ i yani Faik Ergin’ i, Ihlamurlar Altında dizisinde Cenk Ertan’ ı, Kırık Kanatlar Cansel Elçin’ i, Hatırla Sevgili Cansel Elçin’ i, Cennetin Çocukları Cansel Elçin’ i, Kaybolan Yıllar dizisinde Saruhan Hünel’ i, Yaprak Dökümü’ nde Oğuz’ u yani Tolga Karel’ i, Yeşeren Düşler’ de Bilgehan Birincioğlu’ nu, Kurtlar Vadisi Pusu’ da İstihbarat Ajanı Alper’ i, Kurtlar Vadisi Pusu’ da Murat Prasayar ve Tarkan Tüzmen’ i, Ayakta Kal filminde Mehmet Aslanı, Shrek 3 filminde Lancelot’ u, Fantastik Dörtlü filminde Toby Kebbell’ ı, Tron Efsanesi filminde Garrett Hedlund’ ı, Thor, Avcı: Kış Savaşı filminde Chris Hemsworth’ u, Pamuk Prenses ve Avcı Chris Hemsworth’ u, Yenilmezler filminde Chris Hemsworth’ u, Hazine Avcıları filminde Matt Damon’ ı, X-Men: Apocalyps filminde Oscar Isaac’ ı, G.I. Joe: Kobra’ nın Yükselişi filminde Channig Tatum’ u ve daha sayamadığımız karakterlere ses veren Develioğlu Dublaj piyasasının en çok bilinen sesleri arasında yer alıyor. Dilerseniz son zamanlarda seslendirme sektörüne dair sıkça sorulan soruların cevaplarını Sevgili Alper Develioğlu ile yaptığımız harika röportaj’dan siz değerli okuyucularıma aktaralım.
Seslendirme sektörüne kaç yılında ve nasıl başladınız?
2004 senesinde rol aldığım bir dizide kendimi konuşmak üzere gittiğim stüdyoda, yönetmenim Faruk Üstün’ün dublaj yapmayı düşünür müsün sorusu ile, kariyerim başlamış oldu. Öncesinde herhangi bir deneyimim yoktu. Avukat rölündeydim ve 3 sayfa durmadan konuşuyordum. Daha önce mikrofon deneyimi olmayan biri için oldukça güç bir durum. Ancak biraz şans, biraz da konservatuar tiyatro eğitiminin getirdiği beceriyle üstesinden gelmeyi başarmıştım. O gün bugündür de mikrofon başından hiç ayrılmadım.
İlk ses verdiğiniz karakteri veya seslendirme hayatınız boyunca ses verdiğiniz kaç karakteri hatırlıyorsunuz?
Benim için her şey o kadar hızlı ilerledi ki, dönüp baktığımda bir rüya gibiydi süreç. Bu nedenle çok net hatırlayamıyorum. İlk rolüm bir yabancı filmde başroldü. Ancak maalesef adını hatırlayamıyorum. Türk dizilerinden ise ilk rolüm Kırık Kanatlar dizisin de Cansel Elçin’in canlandırdığı Yüzbaşı Cemal’di. Dönüp baktığımda geçen bu 19 yıl içinde yüzlerce oyuncu, binlerce bölüm dizi ve film, sayısız reklam seslendirme şansına sahip oldum. Aklıma gelenleri hızlıca saymam gerekirse; Mehmet Aslan,Nihat Altındağ,İlhan Mansız,Hakan Ural,Burak Kut,Cenk Ertan,
Cansel Elçin,Tolga Karel,Uğur Pektaş,
Haluk Piyes,Serhan Yavaş, Faik Ergin
Saruhan Hünel,Tüzmen,Kaan Urgancıoğlu
Umut Sezgin,Bülent Polat,Fırat Çelik
Murat Parasayar,Hakan Eratik,Kamil Güler,
Burak Özçivit,Birkan Sokullu,Bora Gencer. Türk dizilerine örnek verecek olursam; Arka Sokaklar,Kurtlar Vadisi,Kırık Kanatlar,Yaprak Dökümü,Ezel,Ihlamurlar Altında,Serçe, Unutulmaz,Doktorlar,Aşk ve Ceza,Kanıt,
Fatmagül’ün Suçu Ne,Küçük kadınlar…
Peki kendi sesinizi sosyal mecralarda veya TV de duyunca nasıl tepkiler veriyorsunuz?
Seslendirdiğim her işi dinlemeye özen gösteriyorum. Kendime karşı oldukça acımasız bir eleştirmenim. Benim için yayında kendimi dinlemek aslında işimin bir parçası. Tekniğim, vurgularım, sesimi kullanış şeklim ve en önemlisi samimiyet noktasında başarılı olup olmadığımı sürekli olarak eleştirel gözle incelediğim için çok da eğlendiğimi söyleyemem açıkçası 🙂 Yani kısacası, kendimi dinlerken, bir anlamda çalışmaya devam ettiğimi söyleyebiliriz.
Her insan seslendirme yapabilir mi neler gerekiyor?
Ben maalesef bunun mümkün olmadığını düşünenlerdenim. Çok iyi taklit yapıyorum, ses tonumun çok güzel olduğunu söylüyorlar gibi sözlerle dublaj yapmak istediğini dile getiren pek çok arkadaşla karşılaşıyoruz. Ancak kimsenin hevesini kırmadan şunu söylemek isterim; Diksiyon, ses, nefes gibi teknik konuları eğitimle ve çok çalışarak geliştirebilirsiniz. Oyunculuğunuzu ve supleksinizi de kendi sınırlarınız içinde belli bir seviyeye taşıyabilirsiniz.Ama tüm. bunları harmanlayıp ortaya güzel bir yemek çıkarmak için yeteneğe ihtiyacınız var. O da maalesef tek bir yolla elde ediliyor; Allah vergisi!
Peki son zamanlarda seslendirme sektörünü ve meslek hayatınızı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Tüm meslek gruplarında olduğu gibi, bizim işimizde de emek ve karşılığı hakkında ciddi sıkıntılar var. Ancak ilk kez güçlü bir şekilde bizleri bir araya getiren meslek birliğimizin çabalarıyla bugünlerde sesimizi daha güçlü çıkarmaya başladık. Bunu çok önemsiyorum. Ben ve benim gibi yıllarını bu işe vermiş kişiler, bugün kariyerimizde belli yerlere gelmiş, taleplerini daha rahat dile getirebilir bir noktadayız. Ancak bunu mesleğe yeni adım atan gençlere borçluyuz. Onlar için birlikteyiz ve artık daha güçlüyüz. Ustasıyla, çırağıyla bu birliktelik bana gurur veriyor.
Seslendirme sanatçısı olmak isteyenlere ne gibi tavsiyeler verebilirsiniz?
Öncelikle diksiyon, ses, nefes kontrolü, oyunculuk gibi başlıklar altında eğitimlerini tamamladıklarını varsayarak, sonrası için şunu söyleyebilirim; Sabır, ben artık oldum demeden çok çalışmak ve mikrofon başına her geçişte sanki ilk sefermiş gibi heyecanını korumak. Bu meslekte kalıplarınızdan ne kadar sıyrılır, sesinizi işin gerektirdiği ölçüde özgür bırakır ve mikrofonun başına sevgiliyle buluşmaya gider gibi özenle geçerseniz o kadar başarılı olursunuz.
Peki son olarak bu sektörde gelecekte kendi konumunuzu nasıl görüyorsunuz?
Ben özellikle ülkemizde çok kişiye nasip olmayan bir şekilde aşık olduğum işi yaparak hayatımı idame ettiriyorum. Bunun bilinciyle de ona karşı özenli davranıyor ve elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum. Bu ilk gün de böyleydi, ömrüm yettiğince de böyle olmaya devam edecek. Ölmeyecek bir mesleğim var, ve ona karşı bu tavrımı sürdürdüğüm sürece onun da beni yarı yolda bırakacağını sanmıyorum. Bu sebeple gelecekte de aynı aşkla işini yapan biri olarak mesleğime devam edeceğimi söyleyebilirim.