Bazen çoğu insanında yaptığı gibi, geçmişte yaşanan kötü anılar ve kötü hikayelerimizle yaşayıp günümüzü mahvediyoruz. Gerek geçmişte yaşadığımız aşklar, gerek hiç bitmesini istemediğimiz çoğu güzel şey maalesef ki bir gün bitebiliyor.
Pek geçmişi geçmişte bırakmak mümkün mü?
Elbette bilim adamları bile bu soruya tam olarak net bir şekilde cevap veremiyor. Çoğu zaman geçmişte yaşadığımız kötü olaylar neticesinde geleceğimize kötü bir şekilde yön verebiliyoruz. İyi veya kötü anlamda da olsa bu yaşanan olaylar maalesef ki kolay kolay unutulmamak ile birlikte günlük yaşantımıza kadar da etki edebiliyor bazen. İster psikolojik olarak bir takıntı olarak görün, isterseniz de bazı duygusallıklar yüzünden unutamamak deyin.
Bazen geçmişe dönüp, ah keşke şöyle yapsaydım dediğimiz o kadar çok şey olabiliyor ki bundan daha acı veren başka bir şey henüz yok gibi. Bazen sadece geçmişi unutup yepyeni bir sayfa açmak ister ya insan, bu çoğu zaman oldukça zor olabiliyor. Yaşamının sonuna kadar seninle birlikte olan iyi veya kötü anıların, olumlu ama çoğu zamanda olumsuz yönde etkiliyor olması acı bir gerçek.
Hiç bitmesini istemediğimiz şeyler için çoğu zaman çırpınıp duruyoruz ve aslında, o bitmesini istemediğimiz çoğu şeyin çoktan bittiğinin farkında olsak bile, hiç durmadan boşa kürek çekmeye devam ediyoruz.
Boşu boşuna çırpınıp kürek çektiğimizi fark etsek bile, bir umuttur yaşamak misali gibi deyip ihtimaller üzerine yaşıyoruz. Çoğu zaman aslında biz insanlar, bazen gerçekler ile yüzleşmek yerine çoğu zaman kendimizi kandıran varlıklar değil miyiz aslında? Maalesef ki hiç bitmesini istemediğimiz aşklar bazen bitebiliyor ve biz psikolojik olarak bunu kabullenmek yerine geçmişimizde olumsuz yönde sıkışıp kalıyoruz. Hal böyle olunca ister istemez geleceğimiz de olumsuz yönde etkilenebiliyor. Aslında geçmişe bir an olsun gitme şansımız olabilseydi şayet, o kadar çok değiştirmek istediğimiz şeyler var ki saymakla bitmez.
Bazen kendimiz ile bir arkadaş gibi dertleşmek, sorunlara iyi yönde çözüm bulmak, olmuyorsa oluruna bırakmak ve geçmişi düşünmeden geleceğimize odaklanmak her ne kadar zor olsa da yapmamız gereken tek şey bu maalesef. Psikolojik olarak bitik halde bulunan insan sayısı, diğer ülkelere oran ile maalesef ki ülkemiz en baş sıralamada diyebiliriz. Geçmişte tıkanıp kalmak, hem günümüzü, yarınlarımızı ve geleceğimizi olumsuz yönde etkilemek ile birlikte, insanı yavaş yavaş öldüren acı bir gerçek daha.
Geleceğimize her ne kadar zor olsa da sıkı sıkıya sarılmalı, zamanında üzüntü duyarak yaşadığımız günlere sünger çekmeli ve hayatımıza yepyeni bir sayfa ile kaldığımız yerden devam etmeliyiz. Geçmiş günler gelecek mi sizce? Bizi biz yapan bir takım yaşadığımız şeyler mi? Yoksa asıl bizi biz yapan kişiliklerimiz mi? Geçmişlerimize sıkışıp, esir kalmadığımız nice güzel yarınlara.