BLACK WIDOW: GECİKMİŞ BİR VEDA, UNUTULMAZ BİR HİKÂYE

0

Marvel Sinematik Evreni’nde yıllarca bir gölge gibi süzüldü Natasha Romanoff. Hiçbir zaman en güçlü, en ihtişamlı ya da en popüler kahraman olmadı belki ama her zaman en cesur olanlardan biriydi. Iron Man’in parlak zırhı, Thor’un yıldırımları ya da Captain America’nın kalkanı yoktu elinde. O sadece kendisini, zekâsını ve içindeki azmi silah olarak kullanıyordu. Yıllarca Avengers ekibinin en sadık savaşçılarından biri olarak gölgede kaldı, ta ki Black Widow filmiyle kendi hikâyesini anlatma fırsatını bulana kadar…

Natasha Romanoff, Marvel Sinematik Evreni’ne Iron Man 2 (2010) ile giriş yaptığında, kimse onun bir gün bir solo film alacağını hayal etmiyordu. O, daha çok bir yan karakter, gizemin ardındaki tehlikeli casustu. Yıllar boyunca Avengers ekibinin en önemli parçalarından biri oldu, ancak geçmişi hep bir sis perdesinin ardında kaldı. Avengers: Endgame’de dünyayı kurtarmak için hayatını feda ettiğinde, geriye ondan sadece bir anı kalmıştı. Ama Marvel, onun hikâyesini anlatmayı seçti ve Black Widow filmiyle Natasha Romanoff’a geç de olsa hak ettiği veda sunuldu.

Bu film, Natasha’nın karakter gelişimine derinlik katarken, onu bir süper kahraman olarak değil, bir insan olarak ele alıyor. Onun da korkuları, travmaları ve bağlanmaya çalıştığı bir ailesi olduğunu hatırlatıyor bize. Film, Natasha’nın geçmişine bir yolculuk sunarken, aynı zamanda Marvel’ın en başarılı aksiyon filmlerinden biri olmayı başarıyor.

Black Widow, bir casusluk hikâyesi olmasının ötesinde, bir aile dramı da sunuyor. Film boyunca Natasha, kendisini yetiştiren sahte ailesiyle yüzleşiyor. Yelena Belova (Florence Pugh), Natasha’nın hayatına dahil olan en güçlü karakterlerden biri olarak karşımıza çıkıyor. Yelena ve Natasha arasındaki abla-kardeş dinamiği, filme duygusal bir katman ekliyor. Birbirlerine duydukları sevgi, geçmişin getirdiği acılarla birleşerek hem içimizi ısıtan hem de burkan anlar yaratıyor.

Bir diğer önemli karakter Red Guardian (David Harbour), Natasha’nın geçmişinde baba figürü olarak yer alsa da, içten içe onun için hiçbir zaman gerçek bir baba olmadığını hissediyoruz. Yine de komik ve dramatik anlarıyla filme farklı bir tat katıyor. Melina Vostokoff (Rachel Weisz) ise Natasha’nın geçmişindeki en büyük hayal kırıklıklarından biri olarak karşımıza çıkıyor.

Ancak Natasha’nın gerçek ailesi her zaman Avengers oldu. Tony Stark, Steve Rogers, Clint Barton ve diğerleri… Onun için savaş meydanlarında bir araya gelen bu ekip, Natasha için gerçek bağları temsil ediyordu. Bu yüzden Black Widow, aslında Natasha’nın doğduğu ailesiyle, seçtiği ailesi arasındaki farkı da anlatan güçlü bir hikâye sunuyor.

Filmin en büyük tartışma yaratan unsurlarından biri Taskmaster karakterinin işlenişi oldu. Çizgi romanlarda korkutucu bir düşman olan bu karakter, filmde Natasha’nın geçmişiyle bağlantılı bir figür olarak yorumlandı. Ancak hayranlar, Taskmaster’ın beklenenden daha az derinlikli bir şekilde ele alındığını düşünüyor. Oysa ki Natasha Romanoff gibi bir karakterin karşısına daha büyük bir tehdit koyulabilirdi. Yine de film, aksiyon sahneleri açısından etkileyici bir iş çıkarıyor ve Natasha’nın zekâsını ve dövüş yeteneklerini en iyi şekilde sergiliyor.

Film, Natasha Romanoff’un vedasını anlatırken, aynı zamanda yeni bir Black Widow’un doğuşunu da işaret ediyor: Yelena Belova. Florence Pugh’un inanılmaz performansı, filmi daha da güçlü kılıyor. Yelena’nın hem trajik hem de komik taraflarını ustalıkla yansıtan Pugh, karakteriyle MCU’nun geleceğinde büyük bir rol oynayacağını kanıtlıyor.

Natasha’nın hikâyesi sona ermiş olabilir ama onun mirası Yelena ile yaşamaya devam edecek. Bu yüzden Black Widow, bir son olduğu kadar, aynı zamanda yeni bir başlangıç niteliğinde bir film.
Natasha Romanoff, yıllarca Marvel evreninde bir gölge gibi yaşadı, sonunda kendi hikâyesine kavuştu ama bu hikâye, onun öldükten sonra anlatıldığı için buruk bir tat bıraktı. Yine de, film bizlere onun ne kadar güçlü, ne kadar zeki ve ne kadar cesur bir karakter olduğunu bir kez daha hatırlattı.

Black Widow, sadece bir casusluk ya da aksiyon filmi değil; aynı zamanda bir veda mektubu. Natasha, kendisini her zaman yalnız hisseden, geçmişiyle yüzleşmeye korkan, ancak en sonunda seçtiği ailesi için her şeyini feda eden bir kahramandı. O, bir Tanrı ya da süper asker değildi. O, yalnızca Natasha Romanoff’tu. Ama belki de tam olarak bu yüzden en güçlü kahramanlardan biriydi.

Bize kattıkların için teşekkürler, Black Widow. Seni asla unutmayacağız.

Leave A Reply

Your email address will not be published.