AŞKIN ÇEKİCİ: MIGHTY THOR’UN YÜKSELİŞİ

0

Sinema tarihine baktığımızda, çok az kahraman vardır ki kendi yolculuğunu bu kadar uzun soluklu ve derinlikli yaşasın. Thor, o kahramanlardan biri. İlk kez 2011’de tanıdığımız yıldırım tanrısı, Marvel Sinematik Evreni’nin ilk günlerinden bugüne kadar yanımızda oldu. Kimi zaman krallığını kaybetti, kimi zaman ailesini, kimi zaman da kendini… Ama ne olursa olsun ayağa kalkmayı başardı. İşte bu yüzden Thor: Aşk ve Gök Gürültüsü, yalnızca bir süper kahraman filmi değil; bir kalbin, bir ruhun, bir tanrının dağılmış parçalarını toplama çabasıdır.

Film başladığında, Thor’un aslında savaşmaktan yorulmuş bir ruh olduğunu görüyoruz. “Dünya’yı kurtar” sözü artık ona ağır gelmektedir. Çünkü savaşlar bitse de kalbindeki boşluk bitmemektedir. İşte Marvel burada bizi çok insani bir noktadan yakalar: Hepimiz bazen yorulmaz mıyız? Hepimiz bazen kaçmak, sadece sessizliği dinlemek istemez miyiz? Thor’un Endgame sonrası ruh hali aslında hepimizin kalbine dokunur.

Ve sahneye Jane Foster çıkar. Natalie Portman’ın yıllar sonra seriye dönüşü, adeta sinema salonuna büyük bir heyecan dalgası yaydı. Ama bu dönüş, yalnızca romantik bir “yeniden kavuşma” değildir. Jane artık Mighty Thor’dur; Mjölnir’in yeniden canlanan gücüyle sahnede, Thor’un yanında savaşmaktadır. Ancak işin trajik kısmı şu ki, Jane’in bedeni içeride büyük bir savaşı daha kaybetmektedir.
İşte bu nokta, filmin kalbini oluşturur. Çünkü “Aşk ve Gök Gürültüsü” aslında bir kahramanlık hikâyesinden çok, ölümün gölgesinde bile yeniden açan bir aşkın hikâyesidir. Thor ve Jane’in yan yana geldiği sahnelerde, seyirci yalnızca bir tanrı ve bir savaşçıyı görmez; yarım kalmış bir sevgiyi, belki de kendi hayatında asla kapanmayan defterleri görür.

Bir film, güçlü bir kötü karakter olmadan tamamlanmaz. Ve burada sahneye Gorr the God Butcher çıkar. Christian Bale’in muhteşem performansıyla hayat bulan Gorr, Marvel’ın en karanlık, en dramatik kötü karakterlerinden biridir. Onun öfkesi, tanrıların kayıtsızlığına, adaletsizliğe, ihmal edilen dualara yönelmiştir. Çocuğunu kaybetmiş bir babanın çığlığıdır Gorr’un öfkesi.
Marvel’ın çoğu kötüsü güç ve hırsla hareket eder. Ama Gorr’un hikâyesi trajediden doğar. Bu da seyirciyi şaşırtıcı bir şekilde ona yakınlaştırır. Çünkü bizler de bazen, kaybettiklerimizin acısıyla isyan etmez miyiz?

Filmin ortasında karşımıza çıkan Zeus (Russell Crowe), tanrıların ihtişamlı ama aynı zamanda umursamaz yüzünü temsil eder. Gösterişli salonlarda eğlenen, halklarının acılarına kayıtsız kalan tanrılar, Gorr’un öfkesini haklı kılar. Ve bu sahneler aslında Marvel’ın derinlikli bir sorusunu fısıldar: “Tanrılar gerçekten insanlara kulak verir mi?”

Taika Waititi’nin imzası olan mizah, film boyunca kendini sıkça gösterir. Renkler, şakalar, abartılı sahneler… Ama perdeyi biraz araladığınızda, aslında her esprinin altında ince bir hüzün gizlidir. Marvel burada bize şunu hatırlatır: Gülmek bazen en ağır acıları gizlemenin yoludur.
Müziğin gücü de bu noktada devreye girer. Guns N’ Roses’ın ikonik şarkıları, savaş sahnelerine adeta bir rock konseri atmosferi katarken, seyircinin kalbinde hem coşku hem de nostalji bırakır. Çünkü Marvel filmleri sadece görsel efektler değil, aynı zamanda ruhumuzda yankılanan melodilerle de hatırlanır.

Filmin sonunda, Thor hâlâ yalnız bir yolcudur ama yanında yepyeni bir sorumluluk vardır. Jane’in kaybı, Thor’un kalbinde yeni bir boşluk açsa da, hayat ona yeni bir amaç sunar. After credits sahneleriyle Marvel, geleceğin kapısını aralar; Hercules’in sahneye çıkışıyla, tanrıların hikâyesinin daha yeni başladığını hissettirir.

Sevgili okuyucularım, “Thor: Aşk ve Gök Gürültüsü”nü yalnızca renkli sahneler, espriler ya da görkemli savaşlarla hatırlarsak eksik kalır. Bu film, aslında hepimize şunu söylüyor: Tanrılar bile kaybedebilir. Tanrılar bile sevebilir. Ve tanrılar bile yalnız kalabilir.
Thor’un yolculuğu, bizlere kendi hayatımızı hatırlatır. Çünkü hepimiz bazen kayıplarla savaşır, bazen yeniden sevmeye cesaret ederiz. Marvel’ın büyüsü de tam burada gizlidir: Bize yalnızca kahramanları değil, kendi kırılganlığımızı da gösterir.

Leave A Reply

Your email address will not be published.