İŞTE O SES ASLI İPEK ÇAĞAN: DÜNYA MÜZİKLERİ İLE YOLCULUK

0

Uzun süredir ‘’işte o ses’’ başlığı adı altında çeşitli seslendirme sanatçılarıyla çeşitli röportajlar yapıp siz değerli okuyucularımızla buluşturduk. Artık seslendirme sektöründeki çeşitli sanatçılarımızla değil de daha geniş kapsamlı bir işte o ses yazı dizisine başlamış bulunuyoruz. Bu yazı dizisinin ilk röportajı, Agapi grubunun solisti ve Your Stage + Art isimli ‘’müzisyen destekleme platformunun’’ kurucusu olan sevgili Aslı İpek Çağan ile başlıyoruz. Röportajımıza geçmeden önce İznik Gazetesi ekibi olarak kendisine röportaj verdiği için sonsuz teşekkür ederiz.

 

Klasik olacak ama Aslı İpek Çağan kimdir ve neler yapar?

 

Ben şuan 25 yaşındayım ve Bartın’da doğdum, ancak Ankara’da büyüdüm. Hacettepe Üniversitesi’nde Felsefe bölümüne başladıktan sonra, müziğe olan tutkumu kariyerle birleştirmeye karar verdim. İçerik yazarlığına üniversite yıllarımda başladım ve şu anda da devam ediyorum. Ayrıca, Your Stage + Art isimli “müzisyen destekleme platformu”nu kurmak gibi kendi projelerimi geliştirmeye odaklandım. Agapi isimli grubun solisti olarak da Ankara’da farklı sahnelerde müzik yapıyorum. Sürekli bir öğrenci olarak müzikle ilgili farklı dersler alarak kendimi geliştirmeye devam ediyorum.

Gelecekte de farklı müzik projeleri içerisinde yer almayı, kendi şarkılarımı yapmayı ve müzikle alakalı farklı içerikler üretmeyi istiyorum.

 

Her insanın küçük yaşlardan itibaren belli başlı hayaller olur. Sizin içinde bu sektör hayallerinizden bir tanesi miydi?

 

Evet, kesinlikle! Küçük yaşlarımdan itibaren şarkıcı olma hayali hep içimde vardı. Hatta anneme küçükken sürekli olarak “Büyüyünce şarkıcı olacağım!” dermişim. Bu, evde giyinip dans edip şarkılar söyleme fasıllarına kadar uzanıyor. Çocukluğumda kendime verdiğim o sözü tutmak için emeklerimi sarf etmenin heyecanıyla doluyum.

 

Zorlukları nelerdir ve mesleğinizden memnun musunuz?

 

Evet, gayet memnunum fakat müzik yapmak, özellikle sahnede performans sergilemek oldukça farklı dinamiklere sahip bir iş. Bu süreç, başlangıçta seyirci karşısında kendimi “mahcup ve çekingen” hissettiğim zamanlardan, zamanla sahne kaygımın azaldığı ve yaptıklarımın alkışı hak ettiğini kabul ettiğim anlara kadar bir dizi öğretici an içeriyor. Seyircilerle iletişim kurmak ve sahnede doğru duruşu bulmak zamanla gelişen beceriler…

Ayrıca, sahnede olmanın getirdiği sorumluluklar da var. Sağlığımı ve sesimi korumak, enerjimi yönetmek, bu mesleği icra ederken dikkat etmem gereken önemli konular arasında. Müzikle uğraşmak benim için tutku dolu bir yolculuk ve bu yolda karşılaştığım her zorluğu aşmak, kendimi daha da güçlü hissettiriyor. Birkaç kere sahneye biraz hasta olarak çıkmak zorunda kaldığımı ve en iyi performanslarımı yaşadığımı hatırlıyorum.

 

Vokal olarak hangi tür parçaları okuyorsunuz ve çalmaya sevdiğiniz enstrümanlar nelerdir?

 

Herhangi bir enstrüman çalmak konusunda tam anlamıyla profesyonel değilim. Fakat evimde gitarım, klavyem, bağlamam, mızıkam, kavalım ve davulum var. Zaman zaman elime alıp becerilerimi geliştirmeye çalışmayı seviyorum.

Vokal olarak ise sesimin rengini belli edebileceğim, genellikle duygusal ve uzun girişli parçaları okumayı tercih ediyorum. Aynı zamanda bilmediğim dillerde dinlediğim şarkılar bende özel bir duygu oluşturuyorsa, bu duyguyu seyirciye aktarmaktan keyif alıyorum. Özellikle İspanyolca ve Farsça şarkılar, dillerin fonetik yapısı nedeniyle benim için çok keyifli. Sahnelerimde farklı dilde şarkılar söyleme şansım oldu ve ben de bu şansı değerlendirip farklı vokal teknikleriyle de şarkı söylemeyi öğrenmiş oluyorum. Son zamanlarda hayatıma ritmik melodiler ve caz müziği de girdi ve bu türdeki şarkıları seslendirmekten büyük zevk alıyorum. Müziğin geniş yelpazesinde kendimi ifade etmek ve dinleyicilere farklı duygular yaşatmak benim için gerçekten önemli.

 

Size göre mesleğinizin en eğlenceli yanı nedir?

 

Mesleğimde en eğlenceli bulduğum şey, duyduğum bütün şarkıların bana ilham vermesi ve bu şarkıları seslendirerek adeta oturduğum yerden dünya turu yapabilme imkanım. Farklı kültürlerden gelen şarkıları kendi kimliğimle buluşturmak beni büyüleyen bir deneyim. Müzik kariyerini boş bir tuval olarak düşündüğümde, ekleyebileceğim enstrümanlar ve detayların sonsuzluğuyla bir tablo çizmek gerçekten çok eğlenceli ve keyif verici bir süreç. Dünyayı “sesler” penceresinden görmek, farklı müzik türleri aracılığıyla insanların duygusal dünyasına dokunmak benim için heyecan verici ve öğretici bir deneyim.

Ayrıca, insanların şarkılarıma eşlik etmeleri veya onların mutluluğunu görmek, müziğin gücünün insanları bir araya getirme ve duygusal bir deneyim yaşatma potansiyelini anlamamı sağlıyor. Bu anlar, mesleğimin en keyifli ve anlamlı yönlerinden biri.

 

Dinleyici kitleniz ve sosyal mecralardan sizi takip eden hayranlarınızla aranız nasıl?

 

Sahnelerimde genellikle daha içsel bir odaklanma olduğu halde, sosyal mecralarda tam bir paylaşımcı ruh hali içindeyim, hatta tam tersine dönebilirim diyebilirim!  Her zaman kendi yaptığım işleri diğerleriyle paylaşmaya hazırım ve İnstagram gibi platformlarda gelen sorulara, benim sesim kullanılarak yapılan paylaşımlara özel bir ilgi gösteriyorum. Bu bağlamda, ilgili bir kitleye sahip olmak bir müzisyenin vazgeçilmez unsurlarından biri olduğunu düşünüyorum. Onun dışında olumsuz cevapların da geldiğini kabul etmek ve çok takılmamak gerekli bence.

Sahnede genellikle daha mahcup bir tavır sergilerim, bolca teşekkür ederim, ancak seyircilerimden gelen tepkilere göre gerçekten performansımın çok etkilendiğini fark ediyorum. İzleyiciyle olan etkileşimim, sahne deneyimimi zenginleştiriyor ve her konseri, sahneyi benim için özel kılıyor.

 

Müzik grubunuz olan Agapi’nin kurucusu ve üyeleri kimdir? Grup olarak etkinlikleriniz ve projeleriniz nelerdir?

 

Agapi, 2016 yılında Ankara’da Mehmet Ferit Aka (buzuki, ud, akordeon) ve Ulaş Akyol (vokal, gitar) tarafından kuruldu ve ben ise gruba 2 sene önce katıldım. Grubumuzda ayrıca Mustafa Fındık keman, Mert Atmaca ise perküsyon çalmaktadır.

Agapi, duygusal bir konseptle yola çıkan bir müzik projesidir ve Türkiye ve hatta Avrupa genelinde 8-9 farklı dilde söylediğimiz şarkıları anadili o diller olan insanlara da ulaştırmayı isteriz. İlk şehir dışı konserimizi 9 Aralık’ta gerçekleştirecek olmamız, bu hedefe doğru ilk adımımızı atmamız anlamına geliyor.

Özellikle “Ederlezi” yorumumuz, dinleyiciler tarafından çok beğeniliyor ve bu şarkıya yönelik kayıtlar ve klip çalışmaları da planlarımız arasında. Ankara içinde düzenlediğimiz etkinlikler için, güncel bilgileri takip etmek için Instagram hesabımızı @agapimuzik adıyla ziyaret edebilirsiniz. Agapi’nin müzikal yolculuğunu paylaşmaktan ve dinleyicilerle buluşturmaktan büyük bir heyecan duyuyoruz.

 

Sahneye ilk çıktığınız anı hatırlıyor musunuz? Nasıl bir duyguydu? O heyecanı tarif etmek gerekirse tam olarak nasıl tarif edersiniz?

 

Sahneye ilk çıktığım zaman 16 yaşındaydım ve okul müsameresiydi, gerçekten heyecanlanmış olsam da son anda yaptığım şeyin sorumluluğu da yüklendi ve güzel bir. Performans sergilemiştim. Profesyonel anlamda yaptığım ilk sahnemde ise bütün ailem, sevdiklerim, arkadaşlarım ordaydı ve kalbimin güm güm attığını, sahnede elimi ayağımı nereye koyacağımı bilemediğimi hatırlıyorum fakat her şeyiyle keyifliydi. Geçenlerde bir arkadaşım “Hala mı sahnede heyecanlanıyorsun?” demişti benim ise cevabım “Heyecanlanmazsam bir gün sahneye çıkmamam daha doğru” olmuştu. Bu gerçekten böyle bir şey, heyecan seni oraya çıkaran şey fakat paniğe dönüşmemesi üzerine çalışmak gerek.

 

Diğer müzik işlerinin aksine bambaşka amaçla oluşturulmuş olan Yourstageart hakkında ne söylemek istersiniz? Tam olarak faaliyet gösterdiğiniz şeyler nelerdir?

 

Your Stage + Art, müzikte fırsat eşitliği fikriyle yola çıktığımızda ve elimizdekileri bir araya topladığımızda ortaya çıkan bir proje oldu. Arkadaşımın mekanına bir sahne kurduk ve daha önce sahne deneyimi yaşamamış, uzun yıllar önce müziği bırakmış ve belki de müziğe o kadar rahat erişimi olmayan insanları odağımıza alarak bir etkinlik düzenledik, bu arkadaşlara profesyonel ekipler de eşlik ettiler ve bir günde 9 farklı müzisyen / müzik grubunu sahnede ağırladık. Burası aynı zamanda müzisyenlerin sosyal medya, müzik, paylaşım, grup arkadaşı bulma gibi konularda birbirilerine destek sağladığı bir platform. Yapılan ve yapılması planlanan eğitimler arasında

 

müzisyenler için sosyal medya kullanımı, söz yazarlığı ve teori eğitimleri, enstrüman workshopları ve dijital müzisyenlik konuları yer almakta. Sahneyi başka müzisyenlerle paylaşmak benim müziğimi de geliştiriyor. Bu projeyi takip etmek isteyenler @yourstageart hesabından inceleyebilir ve sahnede olmak için başvuruda bulunabilirler. Ayrıca tamamen özveri ile yapılan bir iş olduğundan ötürü her türlü desteğe açığız, bu konuda da instagram dan iletişime geçebilirsiniz.

 

Sizi siz yapan en önemli etken nedir ve müzik sektörü dışında nasıl bir Aslı İpek Çağan var?

 

Beni ben yapan şeylerden birisi iyi bir müzik dinleyicisi olmak. Sosyal bir yapım olsa da son zamanlarda kendimle vakit geçirmeyi de öğrenmeye başladım. Boş vakitlerimde uzun yürüyüşlere çıkmayı, müzik dinlemeyi, doğada vakit geçirmeyi yapabildiğim kadarıyla çok seviyorum. Yoga gibi bedensel pratiklerle de ilgileniyorum, müzik festivallerine katılmak da uzun yıllardır bir tutkum.

 

Son olarak sizin gibi genç ve yetenekli arkadaşlarımıza ne gibi tavsiyeler verebilirsiniz?

 

Tavsiye değil ama kendi yolculuğumdan notlar verebilirim. Zihnimi sakinleştirmeyi ve hedef belirleyip odaklanmayı öğrendiğimden beri kritik bir noktayı anladığımı hissediyorum. Sonrasında ise öncelik sırasına koyup emek verdiğim işlerde er ya da geç emeğimin karşılığını alacağımı biliyorum. Aynı zamanda sesimizi doğru kullanmayı öğrenmek de çok önemli. Yetenek parlatılan bir şey, bu durumda düzenli çalışmaya yani disipline tabii.

Leave A Reply

Your email address will not be published.