İŞTE O SES / AYŞE NURCAN ÖZDEMİR

0

İşte o ses röportajlarımız bu hafta da tam gaz devam ediyor. Severek izlediğimiz dizi veya filmleri sesleriyle hayat veren bir isim sevgili Ayşe Nurcan ÖZDEMİR.

Saatlerce oturup konuştuğum ve çok çok keyif aldığım bu röportaj tam anlamıyla bir başarı hikayesi. Siz değerli okuyucularımı daha fazla merak içinde bırakmadan başlıyorum. Uzun bir hayat hikayesine sahip olan Ayşe Nurcan ÖZDEMİR seslendirme benim için oyunculuğumun bir parçası diyebilirim. Daha çocuk yaşta Radyo tiyatrosu dinlerken tiyatro oyunları izlerken oyuncu ve seslendirmen olma hayalim oluştu. Bireyi olduğum devlet memuru ve garantici ailemin oyunculuğu bir heves ve belirsizlik olarak görmesinden ötürü İzmirde üniversitede tekstil mühendisliği bölümüne gittim. Ama asıl amacım elime gücümü aldıktan sonra oyuncu olmaya uğraşmak olduğu için üniversite boyunca tiyatro eğitimleri aldım ve tiyatrolarda oyunculuk yaptım. Mezun olur olmazda hayalim için İstanbulda mühendislik işi buldum ve akşamları prova alan özel bir tiyatronun seçmelerine girdim . işte seçildiğim bu tiyatroda oynadığım bir oyunun provalarını izlemeye gelen seslendirme kast direktörü Sait Çataldaş ile tanışmamla başladı herşey. 2008 yılında başladı ama yarım kaldı , yıllar sonra tamamlandı diyelim.

O gün oynadığım o oyunda 10 yaşında erkek çocuğu ,yaşlı kadın ve genç sarhoş bir kadını canlandırıyordum. Kast direktörünün sesimle oynama yeteneğimi ve oyunculuğumu beğenmesiyle işi bıraktım ve soluğu seslendirme stüdyosunda aldım. Böylece seslendirme öğrenciliğim başladı. Hayranı olduğum seslendirmenlerle stüdyolara giriyor onları izliyor bu işi nasıl yapıyorlar öğrenmeye çalışıyor arada bir mikrofon başına geçiyor bir cümle iki cümlede olsa konuşuyor rabarbalara katılıyordum. Stüdyoya gelmeden önce oyunculuğuma yeteneğime güvenip bu işi bir iki ayda kıvırır sonrada geçinecek para kazanırım diye düşünürken oyuncu da olsam işin aslının öyle olmadığını gördüm. En az bir, bir buçuk sene stüdyolarda öğrenci olarak tüm gün zaman geçirmek deneyim arttırmak mikrofon başında hız kazanmak gerekiyordu ve benim okadar süre için kıyıda köşede param yoktu . İstanbulda tek başına yaşayan biri olarak seslendirme stajeri olarak kazandığım parayla ne kiramı ödeyebilir nede karnımı doyurabiliyordum. Bir çıkış yolu için Devlet tiyatrosunda açılan sözleşmeli oyuncu seçmelerine girip kazanmıştım ancak oynıyacağım oyundan alacağım aylık parada kiramı ödemeye yetmicek bir meblaydı. Ailemde oyunculuğu hala bir heves macera olarak gördüğü İstanbulda tek başıma olduğum için korktukları için ne devlet tiyatrosundaki oyuna katıldım ne de seslendirmeye devam edebildim.

Stajerliğimin dördüncü ayında para biriktirip tekrar dönme ümidiyle tekstil mühendisliği işine geri döndüm. Ama seslendirmeye dönüşüm hayatın bana getirdiği farklı zorluklardan ötürü çok uzun sürecekti bilmiyordum. Geçen yıllarda küçük küçük rollerle dizilerde oynuyor akşamları tiyatrolarda oyunculuk yapıyor çocuk oyunları yazıyor arada tv programlarında editörlük yapıyor bunlarla yetinmeye çalışıyordum ki bir gün gerçekten karar verdim ve nihayet aileminde beni desteklemesiyle 2016 nın 1 martında aynı stüdyoya aynı kast direktörünün beni stüdyoya öğrenci olarak almasıyla geri döndüm. 2016 yılından bu yanada farklı stüdyolarla da çalışmaya başladım. Bu defa Seslendirme stajerliği dönemimi drama öğretmenliği, dizi reklam oyunculuğu , tv programlarında editörlük yaparak geçirdim. Şuanda öğrenci olarak girdiğim saran stüdyolarının dışında başka bir çok stüdyo ile çalışıyorum, seslendirme dışındada yine oyunculuk ve yazarlık yapmaya devam ediyorum. Şuanda Show tvde yayınlanan kızılcık şerbeti adlı dizide kıvılcım Hanımın sekreteri Ayşe olarak rol alıyorum ve geçen mart ayında trt1 de yayınlanmaya başlayan Türkiyenin mutfağı adlı yemek yarışmasının editörlüğünü yaptım. Tabi arada drama öğretmenliği de yapıyorum yine. 2008 yılında Seslendirmeye stajer olarak başladığım da ilk gün bir filmde bir cümlesi olan beş yaşlarında bir erkek çocuğunu konuşmuştum. Ve rolün adı erkek çocuk bir idi. İlk uzun rolüm de 2016da sektöre tekrar döndüğümde bir hint dizisinde devamlı bir karakter olan bir genç kızdı ama dizinin adını da karakterin adını da hatırlamıyorum. Konuştuğum diğer karakterlerden bazıları DURGUN SU filminde Allison karakteri. (genç kız) . American gods dizisinin 3. Sezonunda Laura Moon. Exxende yayınlanan çizgi dizi serisinde kötü karakter Rachel. Exxende , Bibi blogsberg cizgi serisinde Yaşlı cadı Mania. Netfixde yayınlanan lego city maceralarında erkek çocuk Billy mcclaoud . Birta filminde Kata. ( 7 yaş kız çocuğu) . Nıght of the animated filminde katee sackhoff. Injustıce filminde harley quin. 8 bit christmas filminde hem kız çocuğu hem erkek çocuğunu bir arada konuştum mikey ve tammy rolleri, Aşk Yakar hint dizisinde Kötü karakter Angeli ve daha bir çok film, dizi, çizgi film ve belgeseller var. Seslendirmeye ilk başladığımda herkesin sesi çok güzel kendi sesim karga sesi gibi geliyordu. O düşüncemi yani kargayı da biri seslendirmeli değilmi diye dönüştürmeye çalışıyorum. Ben seslendirmenleri ralli sürücülerine benzetiyorum. Herkes eğitimini alınca araba kullanır ama herkes ralli sürücüsü olamaz ve o rallide de şampiyon olamaz. Yani seslendirme çok yönlü bir meslek. Düzgün diksiyon, oyun verme yeteneği, sesini tanıyabilme yetisi, göz kulak ve tepki verme kordinasyonu bir arada ve hızlı olmalı. Tek başına oyunculuk da yeterli değil çünkü ikisi farklı. Oyunculukta önceden metni alıp çalışıyor prova ediyorsunuz. Seslendirmede ralli sürücüsü gibi olmalısınız, akan görüntüyle eş zamanlı görüntüdeki oyunu anla duyguya gir oyunver yani konuş bir taraftan teksti takip et. Buyüzden zaten stajerlik aşaması uzun sürüyor. Ama tabiki sadece bu çeviklikte yeterli değil doğru oyunu vermekte sesini role göre ayarlamayı becerebilmek ve karaktere uygun o sesi film boyunca devam ettirebilmekte önemli. Örneğin erkek çocuğu konuşuyorsunuz ve 30 dakika boyunca aralıksız konuştuğunuz bu rolde sesinizi kontrol edebilmelisiniz. Bu da çalıştıkça deneyim kazandıka gelişiyor, ama herkeste o hıza ulaşamıyor o da ayrı bir mesele.  Stüdyoya ilk girdiğimde kaydın alınma hızını gördüğümde şok geçirmiştim. Nasıl yapıyorlar dediğimi çok iyi hatırlıyorum. Seslendirmede 2008 yılında aldığımız ücretle 2023 yılında aldığımız ücreti karşılaştırırsak epey geride kalmış ücretlerle çalışıyoruz diyebilirim. Bu konudaki handikabı çözmek adına Seslendirmenler sendikalaşma yoluna gitti ve bir nebzede olsa ücret artışı sağlandı ama günümüz şartlarındaki durumu ele alırsak ücretlerimiz yine aşağıda kaldı. Uzun süredir ücret yetersizliği yüzünden rahat bir hayat yaşamak farklı işleri de süekli olarak kovalamak zorunda kalıyoruz. Oyunculuk, müzisyenlik, radyo spikerliği, dj’lik, editörlük, drama öğretmenliği seslendirme eğitmenliği vb işler yaptığımız içinde piyasa koşulları dalgalandığında bizim işlerimizde zorlaşıyor.

 

Yeni başlayacaklara da tavsiyem şu şekilde. Yani ben her sabah ilk uyandığımda artikülasyon çalışıyor stüdyoya hazır gitmeye uğraşıyorum. Sesimi korumak adına kendimce yöntemlerim var. Oyüzden ilk olarak iyi bir diksiyona sahip olmak önemli, oyunculuk önemli ve seslendirme kıvraklığına ulaşmayı başarmaları önemli. O yüzden iyi bir eğitim almalarını tavsiye ederim. Diksiyon oyunculuk ne olursa.

 

Gelecek hakkımda Ben hayalmi söylemek gerekirse, Seslendirme sektörü hep inişli çıkışlı ve umarım sektörümüzdeki ücretlerde çıkışlar yakalarken ben de başarılar yakalarım diye açıklama da bulunan sevgili Ayşe Nurcan Özdemir dublaj sektöründe sesiyle karakterlere can veren  isimlerden yalnızca bir tanesi. Gün boyunca sayfalarca metin okuyup doğru Türkçe kullanımı öğreten bu güzel insanlara sonsuz teşekkür ederiz. Esen kalın.

Leave A Reply

Your email address will not be published.