YOLLARIMIZ(4)

0

Göl, ulaşımından sonra tekrar karayoluna dönelim. İznik-Mekece yolunu anlatalım.

30km uzunluğu olan Mekece yolu da kazma-kürek ile yapılmış vergi yoludur. Anlattığım gibi nüfusumuzun hızla artması için konulmuş “yol vergisi” kapsamında yapılmıştır.

Yaylı ve üzeri kapalı çift koşumlu at arabalarının bugünün mersedesi olduğu 1930’lu, 40’lı yıllarda insanların Mekece tren istasyonuna ulaştırıldığı dönemleri anlatırlardı. Ben, at arabalarının bu yolda ulaşımı yaptıklarını görmedim, anlatılanların şahidiyim.

Mekece yolunda benim ilk yolculuğum herhalde 1956 veya 1957’lerde oldu. O zamanlar şimdiki Topkapıdışı yerleşim bölgesi çoğu tarla olan yerlerdi. Bazı kısımlarında ağaçlar ve üzüm bağları dikildi.

İznik’in belki de ilk terzilerinden olan İlyas Battal benim için İlyas amca vardı. Oğlu Nizamettin ağabey 70’li yıllarda terziliği bırakıp sarraflığa başladı. O yıllarda terzilik önemli idi. İlyas amca, Ali Ersöz, Nuri Koçum hatırladığım en eski terzilerdi.

Yine o yıllarda İznik’te tütün ekimi yapılırdı.

Birde pancar ekimi önemli gelir kaynaklarındandı.Topkapı dışı olan şimdiki yerleşim yerlerinde tütün, pancar ekimleri çok yapılırdı. Tarımsal alan olan bu bölgeye, Abdulvahap Tepesi’ne doğru olan kısımlar dahil Doktorsuyu mevkii denirdi, öyle bir su kaynağıda vardı. Zaten o bölgelerdeki kaynaklardan göle Elbeyli sapağına kadar 5-6 tane dere var idi, sular göle akardı.

O bölgede İlyas amcanın geniş bir tarlası var idi. Oraya pancar ekmişler. Pancarları sökmüşler, bir kamyona direnli küreklerle yüklemişler. Bende ortaokul yıllarında İlyas amcanın dükkanına gider oyalanırdım. Hatta ufak-tefek terziliğin, ütü, iğne, iplik, düğme dikim, teğel vs işlerini de öğrenmiştim. Dükkanda çalışanlarla birlikte hep birlikte gittik, pancarı da yükledik, kamyonun üzerine oturup o yoldan Mekece tren istasyonuna gittik. Pancarları vagona aktardılar, sonra yine kamyonla İznik’e döndük.

İznik-Boyalıca_Orhangazi karayolu yapıldıktan sonraki dönemlerde de İznik-Mekece yolu İstanbul ulaşımı için kullanıldı. 1963 de İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde öğrenime başladıktan sonra epey bir süre İznik-İstanbul direk sefer yapan otobüs İznik-Mekece-Adapazarı Dörtyol-İzmit-İstanbul Eminönü yol güzergahını kullandı.

Bizim dönemimizde İstanbul’a üniversiteye giden öğrenci sayısında artış oldu. Bizden önce Eczacı İsmail Yücel, Dişçi Ünal Güngör, Fizik-Matematik bölümünde Sadettin Topçu vardı. Benim dönemimde Rıfat Uğur, Hayri Koçum, Ünal Ergün, Mustafa Ürkmez, Ali Uzunoğlu, Şadan Tuncer, Tahir Uysal, Güler Ürkmez, müdür Seyfi beyin kızları Gülen ve Deren Köktürk’ler, Nesrin Gürsay, Yüksel(Kumcu) hatırlayabildiklerim. O dönem, İznik’te sanki bir eğitim hamlesi olmuştu.

Genelde İznik’e gelirken bazen İznik otobüsünde yer olmaz, Adapazarı’na kadar başka otobüsle gelirdik. Dörtyolda İznik otobüsünün aralarına bazende üste bagaj vardı, çıkardık orada gelirdik.

Tabii olarak karayolu Boyalıca-Orhangazi hattı tamamlanınca bu seferde Yalova’dan deniz bağlantılı gidip-gelmeye başladık. Yani İznik-İstanbul yolu hem direk otobüsle olurdu, hemde Yalova’ya kadar minübüs oradan vapur ile Galata Köprüsü’ne ulaşırdık.

İstanbul’da ilk boğaz köprüsü Boğaziçi(15 Temmuz) Köprüsü’dür. 1973 senesinde hizmete açılmıştır. Köprü açıldıktan sonra da Harem-Sirkeci arabalı vapur seferleri devam etti. İznik otobüsü de Eminönü’ne kadar gidiş-gelişi devam ettirdi. Zaten İstanbul’da otogar önce Topkapı’ya sonrada şimdiki Esenler’e yapıldı. Bunlardan önce İstanbul’da otogar yoktu. Sirkeci semti caddeler şehirlerarası otobüslerin kalkış yeri idi. Yani Sirkeci-Eminönü o zamanlar için İstanbul’un merkezi idi.

Haftaya devam edeceğiz.

Hoşça kalın.

 

Leave A Reply

Your email address will not be published.