Herhalde 2015 senesinde başkaca genel veya yerel veya ne olursa olsun seçim olmaz. Hani bu sene seçim hikayesine Türkiye’de “hayat durdu” demek en doğrusu olur.
İleri ülkelerde seçim var diye hayat durmaz, aynen devam eder. Bizde nedense başta yüce meclisimiz olmak üzere asıl işlerimizi bırakırız, seçim için koşturur durulur. Bu iyi birşey değil. Kendi kendimize gelişimi, çalışmayı sekteye uğratıyoruz, sonra da istikrar aramaya başlıyoruz.
1 Kasım 2015 seçimleri iktidarın beklenmedik başarısı ile sonuçlandı. Seçim akşamı televizyonlarda “Anketler” kaybetti diye yazar-çizerler tartışıyorlardı. Eee bu güne kadar anketler yönlendiriyordu, bu seçimde ise anketlerin hesabı tutmadı.
Neden tutmadı meselesine gelince:
Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir diye bir söz vardır bilirsiniz. Aslında bu sonuç 6 Haziran seçimleri akşamı kendisini gösterdi ama kimse bunun farkına varamadı, taa ki bu sonuç sandıktan çıkıncaya kadar.
6 Haziran seçimlerinde CHP’nin bazı yerlerde HDP’yi sandıkta desteklemesi kadar abes birşey yoktu. Bu yetmiyormuş gibi seçim sonuçları ortaya çıkınca MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin ilk değerlendirmesi ile “biz koalisyona veya başka bir oluşuma katılmıyoruz” Millet bize “Ana muhalefet” görevi verdi deyip kendisini, Türkiye’nin yönetiminde sorumsuzca davranarak, adeta daha ilk andan itibaren meclis çoğunluğunu kaybetmiş AKP’ye erken seçim yolunu açması kabul edilebilir bir siyasi tutum değildir. Başarıyı -kendi kendisine gölgeleyerek- partisini dışa atması ona oy veren, destek olan seçmenleri hem küstürmüş, hem kızdırmıştır. 6 Haziran’da MHP’ye oy veren seçmenin %4-5’i ki önemli bir sayıdır, bu kez “al sana” der gibi gidip AKP’yi desteklemiştir.
CHP yerinde saymış HDP’ye verilen “emanet” oylar geri dönmemiş aksine o oylarda AKP’ye gitmiştir.
Böylece kimsenin beklemediği büyük bir başarı AK Partinin olmuştur. Seçim çalışmalarında da iktidar partisi A’dan Z’ye hemen hemen tam kadro çalışmıştır. Diğer partilerde böyle bir çalışma olmamıştır.
Siyasi partilerin seçmenini küstürmemesi en önemli unsurlardan biridir. AK Parti bunu başarmıştır. Diğer partiler ise adeta oy verenleri küstürmek için çalışmışlardır. Bu doğru değildir, sonucu da apaçık ortadadır.
Ak Parti yanlışlarına rağmen beklenmedik bir başarı elde etmiş ise bunu kutlamak gerekir.
Şimdi Türkiye’de ilk defa 4 kez çoğunluklu olarak seçimi kazanan iktidarın “istikrarı” ciddi şekilde ve yanlışlardan arınarak sürdürmesi gerekir. Zira iç veya dışta pekçok kaynağın kuruduğu bu aşamada Türkiye’yi yönetmek kolay değildir.
Türkiye’nin artık krizlerden çıkması gerekir. Türkiye’nin artık içte birlik ve huzura ihtiyacı vardır. Tavizsiz iç politika ve bağımsız dış politika esas alınmalıdır. Özellikle komşularımız ve orta-doğu’nun getirdiği sıkıntılar son bulmalıdır.
Seçimler başta olmak üzere 2015 verileri olumsuz geçmiştir. Bu 2016’ya yansıyabilir ancak doğru teşhis ve doğru tedaviler ile daha iyi sonuçlara ulaşmak mümkündür. Bunu yapmamak içinde bir engel yoktur.
Türkiye’nin önündeki bu yeni dönemin ülkemiz ve milletimiz için hayırlı olmasını dileyelim. Birlik ve bütünlük içinde yarınları kucaklayalım.
Hoşça kalın.
