YASSIADAYA DOĞRU

0

Türkiye’nin gündemine oturan bu darbe teşebbüsünden sonra geçmişten anılarla sohbetimizin olması uygun olur diye düşünüyorum.

27 Mayıs 1960 ihtilali olmuş, sabah kalktık bir şeyden haberimiz yok. Zaten o yıllarda Bir Ankara radyosu, birde İstanbul radyosu var. Televizyon, telefon iletişimleri ne gezer.

Ben o dönem Bursa Erkek Lisesi 1. sınıfının sonunda bir hafta önceden izin vermişler İznik’e gelmişim. Ertesi günü de ovaya gidip göztaşı atacağız bağlara, babamda yeni bir göztaşı tulumbası almış Mehmet Atalay marka. Tulumbayı sırtıma aldım, nakliye kamyonuna binmek için Kılıçaslan caddesinden aşağıya doğru iniyorum, Ayasofya’nın yanındayım, Cevat’ın kahve de radyo var. Orada yüksek sesle biri konuşuyor ” Nato’ya bağlıyız, Cento’ya bağlıyız, ikili anlaşmalara bağlıyız falan filan tok sesli bir konuşma.

Ne oluyor demeden insanlar birbiri ile biraz tuhaf şeyler söylüyorlar. Dört yola geldim, oradan yalı otelin yanındaki kamyona binip ovaya gideceğim. Bir gün önce de İznik’te polis teşkilatı kurulmuş, polisler geziyorlar, tabii bize tuhaf geliyor.

Bir taraftan da “Evlerinize gidin diyorlar” Yahu ne demek bu?

Genç yaştayım (17) kamyona bindim ovaya gittim. Kamyonun beklediği kuyunun yanı diye bir merkezi yer var, oraya vardık.

Köy muhtarı Halil İbrahim Kaya amca ile karşılaştık. O bana soruyor ihtilal ne diye, bende ona soruyorum bildiğimiz bir şey değil ki.

Neyse yahu gelip geçer dedik.

Aradan günler geçmeğe başlayınca oooo iş kötü olmaya başladı. DP( Demokrat Parti) iktidarı silah zoru ile indirilmiş. Asker yönetime el koymuş, her şey değişmiş. Jandarma, karakol, polis derken insanlar ağzını açıtımı atıyorlar içeri Ne zaman ve nasıl çıkacak belli değil.

Babam DP’li ve önde gelenlerden biri imiş. Onun için 3-4 ay hiç köye çıkmadı. O kuyunun yanına çok yakın yerde bağımız vardı, birde içinde iki odası bağ evi yapmıştık. Babam hep orada kaldı, kuyunun yanına bile gitmedi. Çünkü hak aramak mümkün değil, soru suâl etmeden içeri atıyorlar. Yeter ki bu DP’yi konuşmuş demeleri yeterli idi.

Sonra ortam biraz yumuşadı. Aradan günler haftalar derken hayat normale dönmeğe başladı, Bu seferde radyo da “Yassı Ada Saati “diye bir program akşamları Yassı ada mahkemesinde olanların özeti orada anlatılmaya başlandı. O dönem en çok dikkati çeken bu programdı.

Menderes’in kendi sesinden mahkemede savunmasının bir kısmı veriliyordu. Bu konuşmalarda sanki Menderes suçlu imiş gibi bir intiba uyandırılıyordu. Tabii Türkiye’de büyük bir sessizlik, büyük bir endişe vardı.

Sonra korkunç şeyler oldu. Menderes – Polatkan – Zorlu için idamlar, infazlar Türk tarihinin acı günleri yaşandı. Bayar yaş haddinden kurtardı. 1961 de yeni anayasa ve siyasi partiler oluştu seçimler yapıldı.

Tek başına iktidar çıkmadı. İnönü’nün başbakanlığında CHP ile Adalet Partisi koalisyon oluşturdu. İhtilali yapanlar Milli Birlik komitesiydi onlar yeni Anayasa ile “Tabii Senatör” olarak meclisin senato kısmında yerlerini aldılar, iki meclisli yasama organı oluştu. Millet Meclisi ve Cumhuriyet Senatosu.

Cumhurbaşkanı da ihtilalin başına getirdiği Cemal Gürsel oldu. Eh işte seçimle filan ama ihtilalcilerin kontrolünde bir TBMM ve ardından onların istediği hükümet oluştu.

(Devam edeceğiz )

Leave A Reply

Your email address will not be published.