GERGİN ORTAM

0

Dünya, bilhassa 21. yüzyılda kabına sığmaz hale geldi. Süper güçlerin gövde gösterisi, güç gösterisi, orta doğunun petrolü başta olmak üzere pekçok yerde kaynayan bir kazan oldu.

İleri teknolojiyi kullananlar ile geri kalmışlık adeta yoksulluk, fakirlik, cahillik o ülkeleri sömürü düzeninin içine itti. Özellikle Sovyetlerin parçalanması ile ABD tek tabanca olarak Dünyaya jandarmalık yapar oldu. Irak, diğer Arap ülkeleri kaynaklarını kendileri kullanamadıkları için bu güçlere teslim oldular, boyun eğdiler. Netice de orta doğu güçlerin savaş meydanı oldu.

Zaten dikkat edilirse güçlü devletler kendi ülkelerinde sıkı ve düzenli bir rejim kurmuşlar, hiçbir yanlışa fırsat vermiyorlar. Bu akıllı politikalarının yanında ekonomik ve siyasi güçlerini de ortaya koymuş oluyorlar.

Bu hür Dünya için tehlikeli bir oyundur. Ve bu oyun yıllardır, Dünya’nın orasında burasında oynanır.

Türkiye’nin bu oyunun içinde olması doğru mudur? Bunu irdelemek gerekir.

Öncelikle Türkiye’nin dış politikası “Yurtta sulh, cihanda sulh” ilkesine dayanmaktadır. Herkesle iyi geçinmek, kimsenin toprağında gözü olmamak, özellikle komşu devletler ile birlik ve bütünlük içinde yaşamak. Hak ve Adalet üzere yaşamak.

Bunlar genel ilkelerimizdir.

Öte yandan batılılaşmak, hür dünya içerisinde yerini almak, ülkeler arası sorunlara barışçı çözümler bulmak, yine dış politikamızda genel ilkelerimizdir.

Kardeş ülkeler ile yakın olmak, birlik ve ekonomik bağları artırmak yine dış politikamızın ilkelerindendir.

Türkiye batılılaşmayı isterken teknoloji, ilim, fen gibi gelişmeleri öne almak için kalkınma için batılılaşma istemiştir. Batının kültürü, inancı için değil. Zaten Dünya da bütün ülkeler bizim batılılaşma dediğimiz ileri teknoloji alabilmek içindir.

Komşularımız değişik siyasi ortamlarda devletlerini idare etmektedirler. Kuzey de Rusya otoriter bir demokrasi içinde Gürcistan, Ermenistan henüz demokrasiyi özümleyememişlerdir.

Doğuda İran Şahlık dönemini bitirmiş, ancak Molla’lık dönemi başlamamıştır. İslam Cumhuriyeti dense de zaten öyle bir rejim yoktur. Bir tarafta dini lider diğer tarafta ise farklı bir seçim ve kısıtlamalarla parlemento oluşmaktadır.

Güney ise Irak yıllarca Saddam’ın ülkesi olmuş, bu güçler onu götürmüş yerine kürt kökenli ve bölünmüş bir Irak ortaya çıkmıştır. Bu savaş sonrası bir rejimdir. Suriye ise Baas ve Esad ile Sovyet rejimine yakın bir yönetim oluşturmuştur.

Diğer Arap ülkelerinin çoğunda rejim soy, sülale elinde demokratik olmayan kadrolardadır. Batıda Yunanistan batıya en yakın demokrasiyi benimsemiş görünmektedir.

Kısacası Türkiye bu sıkıntıları senelerdir çeken bir ülkedir, ancak bizde de demokrasi hazırdan alınmış ve değeri yeterince bilinmeyen bir rejim haline dönüşmüştür.

Son zamanlarda komşuların bu sıkıntıları bizleri de ciddi boyutta rahatsız etmekte, hatta taciz etmektedir. Herşeye rağmen iyi komşuluk ilişkileri içinde olduğumuz Rusya ile Suriye sınırındaki Rus uçağının Türk semalarını taciz etmesi üzerine düşürülmesi aramızı ciddi boyutta açmıştır. Bunlar iyi şeyler değildir.

Zaten güç gösterisi, gövde gösterisi yada devletlerin birbirine karşı hava atması her iki ülkeye de zarar verici olmaktadır. Bunu Rusya da iyi bilmektedir.

Zaten bundan sonraki savaşlarda kazanan olmayacaktır. Neden? Her atılan silah kendisini de taciz etmektedir, zarar vermektedir. Savaşın galibi savaşmayanlardır. Hatta onlar bile olumsuz etkilenmektedir.

Neticede devletleri, ülkeleri insanlar yönetmektedirler. Bu insanlar savaşın kendilerini de götüreceğini bilebilecek durumdadırlar. İki ülke arasındaki sosyal ve ekonomik bağlantıların ve hatta siyasi ve komşuluk ilişkilerinin biraz mesafeli olacağı da kesindir. Şimdilik durum öyle görünüyor ama bunun yansımasının her iki ülkeye de zararı olacağı kesindir. Artık ülkelerin mevcut siyasi sınırları o ülkeleri şeklen birbirinden ayırıyor, sosyal ve ekonomik ilişkiler öylesine ileri aşamalara gelmiş ki bir süre sonra herkes bu sürtüşmelerin bitmesini beklemek durumunda kalıyor. Sonuçta öyle olacak, başka çözüm yok çünkü.

Dileriz kavgasız, savaşsız, iyi ilişkiler içinde herkesin hür ve mutlu olacağı bir Dünya’ya kavuşmak.

Hoşça kalın.

Leave A Reply

Your email address will not be published.