Üçok ; Mücadelemize devam ediyoruz
Kayınormanı Derneği 3 Mart Dünya Yaban Hayatı Günü münasebeti ile bir basın toplantısı düzenledi.
Dernek başkanı veteriner Bülent Üçok “Yuvacık RES projesini açtığımız davalar sonucunda engellemeyi başarmıştık şimdi ise Karamürsel RES projesine karşı yeni kurduğumuz dernek adına dava açarak doğasever dostlarımızla birlikte mücadele ediyoruz. Bugün 3 mart dünya Yaban hayatı Günü nedeni ile yaban hayatının önemine dikkat çekmek ve İznik’te nesli tehlike altında olan yabani hayvan ve bitki türlerine dikkat çekmek adına bir toplantı düzenledik. İznik çok önemli bir yaban yaşamı habitatıdır. İnsanoğlu bazı etkileri ile bu uyumu bozmaktadır ve kendi sonunu hazırlamaktadır. İnsanoğlu vakit kaybetmeden doğa ile barışık bir yaşam biçimine geçmek zorundadır. Bizde bu konuda mücadelemize yılmadan devam edeceğiz dedi.
Üçok’un yaptığı yazılı basın açıklaması şu şekilde;
Değerli Basın Mensupları;
İlçemiz İznik’in de içinde bulunduğu Güney Marmara coğrafyası, Karadeniz ve Akdeniz iklim kuşakları arasında bir geçiş bölgesidir. Marmara Denizi ile İznik Gölü arasında Gemlik Körfezinden Sapanca Gölüne kadar batı-doğu yönünde uzanan Samanlı Dağları silsilesi, daha güneydeki Uludağ’dan sonra bölgenin en önemli yükseltilerindendir. Karadeniz ve Marmara Denizi’nden gelen yağışlı ve nemli havayı ilk göğüsleyen bu dağlar, nispeten bol yağan yağmur ve kar ile yazın düşen çiy nedeniyle çok zengin bir bitki örtüsüne sahiptir. Yüksek kuzey kesimlerde nemli ormanlar oluşturup pek çok canlı türüne de ev sahipliği yapan saf ve karışık kayın ağacı mescereleri, bu bölgeye Doğu Karadeniz coğrafyasını andıran bir mikroklimatik özellik kazandırır.
Samanlı dağlarının İznik ilçesine bağlı yüksek rakımlı dağ köylerine yıllar önce gelip yerleşmiş ve bu bölgede doğa ile uyumlu çeşitli uğraşılar sürdüren bir grup doğasever olarak, bizleri bu bölgeye çeken doğaya karşı sorumluluklarımız olduğu düşüncesiyle bir araya geldik ve 2022 yılında Kayınormanı Derneği’ni kurduk. Amacımız; ortalarında bir vaha gibi yükseldiği büyük sanayi kentlerinin yegane oksijen, su ve rekreasyon kaynağı da olan bu önemli doğa parçasını ve üzerinde yaşayan tüm canlıları, karşı karşıya bulunduğu tehditlerden koruyarak, gelecek kuşaklara tükenmeden, bozulmadan, kirlenmeden ve yozlaşmadan devredebilmektir. Bu amaçla üzerinde çalışmakta olduğumuz çeşitli çevre eğitimi, biyolojik envanter ve koruma çalışmalarıyla kırsal kalkınma yöntemleri gibi projelerin yanı sıra, sözkonusu tehditlere karşı hukuksal mücadele de yürütmekteyiz. Geçtiğimiz yıllarda henüz dernek olarak tüzel kişilik kazanmadan önce, Güriş Holding tarafından Gölcük ile İznik arasındaki ormanlık bölgede yapılması planlanan ve büyük miktarda orman ve habitat kaybına yol açıp, özellikle göçmen kuşlar ve yaban hayatı üzerine olumsuz etkileri olacak Yuvacık RES projesini, açtığımız davalar ve yürüttüğümüz kamuoyu çalışmaları sonucunda engellemeyi başarmıştık. Geçtiğimiz yıldan bu yana ise, bu kez Cengiz Holding tarafından Karamürsel ile İznik arasındaki ormanlık bölgede yapılmak istenen Karamürsel RES projesine karşı, yeni kurmuş olduğumuz Derneğimiz adına dava açarak İzmit ve Karamürsel’deki doğasever dostlarımızla birlikte mücadele etmekteyiz. Geçtiğimiz hafta gelen bilirkişi raporu da bilimsel olarak iddia ve itirazlarımızı destekler nitelikte olduğundan, ormanlarımızı ve yaban hayatını tehdit eden bu olumsuzluğu da bertaraf etme konusunda umutluyuz.
Değerli Basın Mensupları;
Bugün 3 Mart Dünya Yaban Hayatı Günü. 20 Aralık 2013 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 68. Toplantısında; yaban hayatının önemine dikkat çekmek amacıyla, Nesli Tehlike Altında Olan Yabani Hayvan ve Bitki Türlerinin Uluslararası Ticaretine İlişkin Sözleşmesi’nin (CITES) 1973 yılında imzalandığı gün olan 3 Mart, Dünya Yaban Hayatı Günü olarak ilan edilmiştir. Gezegenimizin sahip olduğu yabanıl bitki ve hayvan türlerine dikkat çekmek ve koruma çabaları hakkında farkındalık yaratmak için oluşturulmuş olan bu gün, ülkemizde de kutlanmaktadır.
Türkiye florasında 10.000’den fazla bitki türü, faunasında ise 170’den çok memeli , 470 kuş, 480 balık, 350 kelebek, 10’ün üzerinde sürüngen ve 80 binden fazla omurgasız tür yaşamaktadır ve omurgalı türlerin 400 kadarı yok olma tehdidi altındadır. Dünya genelinde ise yaban hayatına yönelik fauna ve floraya ait 30.000’e yakın türün yok olma tehlikesi altında ve savunmasız durumda olduğu bilinmektedir. Bunlardan 8.400’ün üzerinde tür, ciddi şekilde yok olma tehlikesi ile karşı karşıyadır. İlçemiz İznik, hem dünyaca ünlü İznik Gölü, hem de Samanlı Dağları üzerindeki ormanlarıyla çok önemli bir yaban yaşamı habitatıdır. Gölümüzde endemik bir kaya balığı türü, sayısı iyice azalmış olan su samuru, çok ender görülen saz kedisi gibi pek çok nadir tür barınmaktadır. Dağlarımız ise bozayıdan karaağaçkakana, vaşaktan burunlu engereğe, salepten kardelene kadar çok değerli yabanıl hayvan ve bitkiye ev sahipliği yapmaktadır. Yapılacak ayrıntılı çalışmalarla, bölgemizde tespit edilecek endemik ve nadir tür sayısının çok daha artacağına inanıyoruz. Doğadaki tüm canlılar mükemmel bir puzzle’ın parçaları gibi uyum içerisinde birlikte yaşarken, yalnızca insanoğlu bazı etkinlikleriyle bu uyumu bozmakta ve böylece bir parçası olduğu sistemi sabote ederek aslında kendi sonunu da hazırlamaktadır. Geldiğimiz noktada iklim krizi ve kuraklık başta olmak üzere çeşitli doğal afetler ve bazı küresel salgın hastalıklar, hep insanın yarattığı doğa tahribatları sonucunda ortaya çıkmaktadır ve bedelini de suçsuz canlılarla birlikte yine insanlık ödemektedir. Bu yüzden, insanoğlu hiç zaman yitirmeksizin doğa ile barışık bir yaşam biçimine geçmek zorundadır.
6 Şubat tarihinde ülkemizin 11 ilinde etkili olan deprem felaketinin bu kadar çok cana mal olmasının en önemli nedeni, doğa düşmanı beton uygarlığıdır. Hepimizi derin acılar içinde bırakan bu afette kaybettiğimiz canlara rahmet, yaralılarımıza şifa, ulusumuza başsağlığı diliyoruz. Evleri yıkılan yüzbinlerce ailemizin bir an önce yeni, sağlam ve sıcak yuvalarına kavuşmaları en büyük dileğimizdir. Ancak bu konuda orman alanlarımızın ve meralarımızın yapılaşmaya açılması kararını yeni felaketlerin hazırlayıcısı olarak görüyoruz. Hele ki, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın tam yetkili kılınarak, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın tümüyle konunun dışında bırakılmasını kesinlikle doğru bulmuyor, yetkilileri bu yanlıştan dönmeye çağırıyoruz.
Değerli basın mensupları;
Kayınormanı Derneği olarak, 3 Mart Dünya Yaban Hayatı Günü’nü kutlarken; daha temiz, sağlıklı ve adil bir dünyanın tüm canlı sakinleriyle birlikte, bir orman gibi hür ve kardeşçe yaşama davetimizi bir kez daha dile getiriyor, basınımıza ve kamuoyuna teşekkürlerimizi ve saygılarımızı sunuyoruz.
Kayınormanı Derneği Yönetim Kurulu Adına;
A.Bülent Üçok