NEDEN OLAMAYIZ

0

 

Türkiye 60 yıldır Avrupa Birliği’ne girebilmek için uğraşıyor. Ne yazık ki bunca sene bir türlü tam üyelik hakkını kazanamadık.

Hatta son 20 sene öylesine tavizler verdik ki yine tam üyeliğe almadılar. Daha da 60 sene geçse yine tam üyelik hakkını alamayacağız gibi geliyor bana.

Neden mi?

Çok basit.

Birincisi, çok farklı yapılara sahibiz.

Asırlardır biz Avrupa’nın ilmini, fennini almak için kendimize Avrupa’yı hedef seçtik. Ne dedik: ileri medeniyet.

Osmanlı’nın sonu, Cumhuriyet Türkiye’si hep ileri medeniyet için Avrupa’yı hedef seçtik. Pekii yapabildik mi? Açıkcası yapamadık, hedefe varamadık.

Hedefe varamama sebeplerini de kendimizde aramadık, hep onlara yani Avrupa Birliği’ne yükledik. Sonrada suçlamalı yada kıvırmalı siyaseti maharet saydık. Hala da bu yanlışları ısrarla sürdürüyoruz.

Ey Avrupa, diye diye postal topladık. Avrupa’dan biri çıkıpta Türkiye’ye yeşil ışık yakınca da bu kez dediklerimizi unutuverdik. Adamlara küfür ediyorduk, bizim lehimize bir şeyler söyleyince bu kez de kahraman yaptık.

Oysa, kahraman yaptığımız o Avrupalı siyasetçiler aslında kendileri için Türkiye’nin konumunu ileri sürüyorlar bunun farkında olamıyoruz.

Adamlar bizi kendi çıkarları için kullanıyorlar, biz bunu bir türlü anlamadık.

Sonuçta dış politikamızın zaafını, yanlışları yapa yapa da olsa bir türlü kabul etmedik. Hep karşı tarafı yani Avrupalıları suçladık.

İkincisi, biz bize benzeriz. Biz Avrupalıya benzemeyiz. Avrupalı da bize benzemez, kendisine benzer. Bu ilkeyi bir türlü kabullenemedik.

İşte asıl yanlış burada başlıyor.

Avrupa kendi hesabını, kendi çıkarını bilir. Ona göre seninle muhatap olur. Yıllardır Avrupalı devlet olsun, şahıs olsun kendi çıkarına bakar. Siyaseten bebek katilini yıllarca ülkelerinde barındırdılar. Biz bu kişi bölücüdür, canidir, katildir dedik hiç oralı bile olmadılar.

Ammaaa kendilerine zarar vermeye başlayınca hiçbir Avrupa devleti onu barındırmadı. Taa Afrika’nın güneyine yolladı.

Bunun gibi yüzlerce örnek sıralayabiliriz.

Biz ne yaptık. Avrupa veya diğer ülkeler fark etmez, yaptıklarımıza hile katmayı beceri saydık.

Neden Avrupalı olamayacağımızı küçük gazete haberi ile noktalayalım: Haber aynen böyle geçiyor.

“Türkiye’den onay alan maskelere soruşturma. İtalya’nın Çin’den satın aldığı FFP2 tipi maskelerin standartlara uymadığı belirlendi. Maskelerin %95’lik olması gereken koruyuculuk oranı %50 de kaldı. Üretici firmaya, İstanbul merkezli bir şirketin “standartlara uygun” sertifikası verdiği tesbit edildi. İtalya ve Avrupa Birliği soruşturma başlattı.”

İnsanlar için en hayati konularda bile sahteciliği yapabiliyorsak gerisini siz düşünün.

Koronoya karşı kullandığımız maskelerde “standartlara uygun” onayı verilen bu maskelerin Türkiye içinde kim bilir kaç milyon tane yapılıp, piyasaya sürüldüğünü hiç düşündük mü?

Bunlardan milyonlarca insanımız alıp takıyor, virüs girmesin diye. Gel gör ki önüne gelen firma çeşit çeşit maske üretiyor.

Ve Türkiye’de bunların hiç denetimi yok. Hemde en hayati konuda.

Bu korona belası geldiğinden beri söyleyip duruyoruz: Devlet, bir maske dağıtımını bile beceremedi, diye.

Anlayabildik mi?

Hoşça kalın.

Leave A Reply

Your email address will not be published.