KOLAJ VE MOZAİK

0

Bana öyle geliyor ki pek çok kimse ilkokul yıllarında resim dersinde yırtma yapıştırma şeyler yapmıştır, çalışmıştır.

Bu hem eğlenceli, biraz zahmetlide olsa biraz yaratıcılık isteyen, gerektiren bir çalışma idi.

Bir kalem ucu ile renkli kağıtları yapışkan yani zamk sürülmüş bir kağıda tasarladığınız bir resmi meydana çıkarmak üzere bastırıp keserek, kopartarak çalışıyordunuz. İlginç şeyler çıkıyordu ortaya.

Bu tür çalışmalar var mı hala pek bilmiyorum.

Biz yaptık. Daha büyük renkli el işi kağıtları ile kimi kez bazı resimlerden de yararlanmak sureti ile çok güzel resimler ortaya çıkıyordu.

İyi bir öğretmenin yardımı ile çok hoş güzel resimler yapılabilir.

Nedense bu resim dersini önemserim.

Eflatun’un “Devlet” adlı kitabında da resim dersine vurgu vardır. Bu estetik zevkini geliştirir. Zarif olmayı, güzelleştirmeyi öğretir. Buna şüphe yok.

Prof. Dr. Sinan Canan’da bir konuşmasında sanata vurgu yaparak insanoğlu bunu yine tabiata hediye eder, diyor.

Bu çok önemli bir şeydir. Sanat insanla birlikte hep vardır. Bu konuyu daha geniş ve etraflı bir şekilde inceleyeceğiz.

Kolajın çok gelişmiş bir şeklini bazı sanatçıların çalışmalarında da görmek mümkün. Çiviler çakmak yolu ile yapılmış kolajlar var. Yine bir sanatçı kimi fotoğraflar yanına, çevresine kimi şeyler yapıştırma sureti ile harika şeyler yapıyorlar. Korona nedeni ile bu sanatçıların açtığı sergileri gezmek imkanımız yok. Ne ki televizyonda verilen haberler ve gösterilen sergiler dolayısıyla bir fikir sahibi olabiliyoruz.

Yalnızca fikir sanat programları ile meşgul bir kanal var. Oradan izlemekte kabul.

Mozaik biraz farklı.

Mozaiki anlatmadan önce birkaç örnek olay üstünde duracağım.

O zaman annem Lüleburgaz’da. Ben iznim nedeni ile Lüleburgaz’dayım. Liseye gittim. Gençlik yıllarımdan arkadaşım Atilla K. lisede öğretmen, onu ziyaret ettim. Hoş beş ettik çıktım. Askeri Gazino tarafına doğru yürüyorum. Bu yol çok civcivli bir yol. Volta attığımız, gezindiğimiz bir yol. Hem gezip hem de konuştuğumuz bir yol.

Bir kız öğrenci elinde renkli bir levha gördüm. Durdum onu incelemek istedim. Kız camı parçalara ayırmış, kırmış ve değişik boyalar ile boyayarak bir levhaya yapıştırarak bir resim yapmış ve güzel de olmuş.

Çok iyi resim öğretmenleri var.

İstanbul’da Suadiye’de Suadiye Camisinin arkasında sanatçılar sokağı vardır. O sokak insana nefes aldırır, rahatlarsın. Ressamı, mozaik sanatçısı, heykeltraşı, dersler vereni, sergiler her türlü şey var.

Sık sık giderim.

Sık sık oturduğum ve genellikle okuduğum ve yazdığım AUM/PASTA SAFİ den sonra doğru oraya.

Hemen Suadiye Camisi’nin arka tarafında olan bu sokakta yer alan bir mozaik sanatçısı vardır.

İstanbul’da kaldığım süre içinde o sokakta yer alan aslen felsefe okumuş olan bu arkadaşın yanına gidiyor ve uzun uzun sohbet ediyorduk.

Aslında niyetim onun hakkında bir yazı yazmak gibi bir niyetti.

Mozaik çalışmaları farklı idi. Zaman zaman elverişli bir başka renk büyük parça ile çalışmaya farklı bir kompoze veriyordu.

Kimi çalışmaları vitrinde idi.

Bunlardan bir tanesini de almayı kafama koymuştum.

O iyi dost iyi bir fiyata benim beğendiğim bir mozaik tablosunu verdi bana.

Eve geldiğimde, daha doğru bir ifade ile kızımın evine geldiğimde o tablo duvara asılacaktı, ama nasıl?

İznik’te fıçı yapan yaşlı ve üstelik çok iyi bir usta var. Bir aralar ondan tahta bir saksı aldım. Yalnız bu tahta saksı çok farklı yapılmış bir saksı idi. Dışı yakılmış ve altı ve yine ağzı madeni bir şeyle çevrelenmiş bir saksı. Yani diyeceğim çok farklı bir ağaç saksı.

Yukarı kata çıkan merdivenin başına o aldığım mozaiği çaktık, merdivenin dibine biraz aşağıya da saksıyı koyduk.

Harika bir kompozisyon teşkil etti. Göz okşuyor, zevk veriyor bakınca.

Bundan bir süre önce İznik’te Selçuk Hamamı’ndan Pazar yerine giderken hemen Afyon Dede mezarına varmadan bir kazı sırasında bir mozaik bulundu.

Müzeden gelen bir arkeolog tarafından hemen üstü uygun bir şekilde kapatıldı. Ve koruma altına alındı.

Bu işin meraklısı arkadaşlar bu mozaiği görmek için gidip görmek istediler.

Adil Can, arkeolog Dr. Füsun gibi isimler. Ne yazık ki mozaiğin üşüt kapanmıştı. O yüzden ki göremediler.

İznik önemli bir merkezdi.

Birçok medeniyet yaşamıştı. Başkentlik yapmıştı. İlk konsüle ev sahipliği de ona aitti. Tarih bakımından zengin bir kentti. Roma İmparatoru anfi tiyatronun açılışına gelmişti.

Mozaik yer döşemelerini çok geniş bir alanda Efes’te görüyoruz. Bir kanalda yayınlanan Anadolu Arkeolojisi adlı programda bu mozaik bütün ayrıntıları ile gösterildi, anlatıldı.

Zeugma Mozaik Müzesi dünyanın en büyük mozaik müzesidir.

Müze 30 bin metrekarelik sergileme alanıyla dünyanın 1 numaralı müzesidir. Koleksiyonunda 1450 metre kare mozaik, 140 metrekare duvar resmi, 4 Roma dönemi çeşmesi vs.

Bu müzedeki mozaikleri ilginç kılan özellikler var. Zeugma Mozaik Müzesi’nde yer alan mozaiklerin büyük bir çoğunluğu yemek davetleri mimari bağlamının bir parçası olarak mekanların tabanlarında yer alıyor.

Not: yazılarımı yayından daha önce hazırlayıp Gazeteye yolladığım için Gara’da ve daha sonra bir helikopter kazası sonucu ölen şehitlerimize Allah(c.c) ‘tan rahmet dilerim. Hastalara acil şifa niyaz ederim. Allah(c.c) geride kalan ailelerine sabırlar versin. Milletimizin başı sağolsun.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Leave A Reply

Your email address will not be published.