İŞTE O SES ZEYNEP ECEM GÜNEŞ

0

Sesleri ile bir çok karaktere hayat veren seslendirme sanatçıları ile İznik Gazatesi ekibi olarak hız kesmeden, her hafta olduğu gibi röportajlar yapmaya devam ediyoruz. Bu hafta genç yeteneklerimizden birisi olan sevgili arkadaşım Zeynep Ecem Güneş ile harika bir röportaj’a imzamızı attık. Sesini daha çok Marvel yapımlarında duyduğumuz Zeynep Ecem Güneş seslendirme sektörüne nasıl başladı? İlk ses verdiği yapım hangisi? Ve sektörün gidişatını nasıl görüyor? Hepsi ve çok daha fazlasını siz değerli okuyucularımız için cevapladı. Röportaj’a geçmeden önce sevgili Zeynep Ecem Güneş’e İznik Gazetesi ekibi olarak sonsuz teşekkür ederiz.

 

Seslendirme sektörüne kaç yılında ve nasıl başladınız?

2014 yılında başladım. O yıllarda dramafeste katılarak ufak da olsa oyunculukla tanışınca konservatuar okumayı çok düşünmüştüm ama maalesef ülkemizde sanatçıya verilen değer malum. Ben de tamamen bu alana kanalize olmayı göze alamadım. Uzak kalmak da asla istemediğim için oyunculukla ilgilendiğim bir başka mesleğim olması adına seslendirme için şansımı denemeye devam ettim. Kısa bir demo kaydı vererek keşfedilmeyi beklediğim bir dönem oldu. Bu kadar hevesli olduğum işe başlama fırsatı yakalayınca da birlikte çalıştığım herkese bende ki bu enerjinin geçtiğini düşünüyorum.

 

İlk ses verdiğiniz karakteri veya seslendirme hayatınız boyunca ses verdiğiniz  kaç karakteri hatırlıyorsunuz?

 

Ben dizi film seslendirmesinden önce zaten reklam seslendirmesi yaptığım için direkt yan rolle başlama fırsatım oldu. Transformers the last night’da Izabella karakterini konuşmuştum. Zaten film

yayınlandıktan sonra da yavaş yavaş işlerim açılmaya başladı. İnanılmaz aile’de Violet, Dora the Explorer , X- men New Mutants’da Daniela, Starwars evreninde Ahsoka Tano, Marvel evreninde Ms. Marvel ve yine Marvel evreni filmi olan Eternals’da Sprite… Tabii ki farklı karakterler de var ama bunlar benim için yeri ayrı olanlar diyelim.

 

Peki kendi sesinizi sosyal mecralarda veya TV de duyunca nasıl tepkiler veriyorsunuz?

 

Sektöre girdiğim ilk zamanlar çok büyük heyecanla tekrar tekrar izliyordum. Kendi sesimi dinlemeyi çok seviyorum. Mikrofona karşı konuşurken de ses teknisyeninden özellikle rica ederim kulaklığa kendi sesimi de alabilir miyim diye. Seslendirdiğim çoğu karakter, zaten seslendirmemiş olsam da izleyeceğim yapımlara ait karakterler olduğu için sanıyorum arık sesimi duymaya fazlaca alıştm. Yine de her duyduğumda çok mutlu oluyorum tabii ki.

 

Her insan seslendirme yapabilir mi neler gerekiyor?

 

Her insanın yatkın olduğu meslek ve meslekler farklı. Haliyle buna hayır demek zorundayım. Seslendirme sadece yabancı dilde bir metnin türkcesini okumak değil. Mikrofon arkasında oyunculuk gerektiriyor. Özetle diksiyon, oyunculuk, çok fazla istek ve sabır gerekiyor diyebilirim.

 

Peki son zamanlarda seslendirme sektörünü ve meslek hayatınızı nasıl değerlendiriyorsunuz?

 

Sektör bu dönem inişli çıkışlı. Bu tarz değişkenlikler her sektörde zaman zaman yaşandığı icin geçiçi olduğunu tahmin ediyorum. Meslek hayatım için her zaman gelişmeye yer var diye düşünüyorum. Hayranlıkla izlediğim müzikal projelerinde yer alabilmek için belli bir dönem şan eğitimi aldım. Tabii bu eğitimlerin uzun soluklu olması gerekiyor. Hiç bir zaman bırakmayı düşünmedim ama maalesef önce pandemi sonra da akademik yoğunluk sebebiyle ara vermiş bulundum. Vakit buldukça almak istediğim eğitimleri almak ve yarıda bıraktığımı tamamlamayı düşünüyorum. Küçük yaşlarda başlamış olabilirim ama hiçbir zaman “ben oldum, artık öğrenecek bir şey kalmadı” diyeceğimi sanmıyorum.

 

Seslendirme sanatçısı olmak isteyenlere ne gibi tavsiyeler verebilirsiniz?

 

İmkanları varsa oyunculuk eğitimi almalarının onları çok öne atacağını söyleyebilirim. Şartları zorlayarak kayıtları da izleme fırsatı yakalayabilirlerse çok daha kolay aşina olurlar. Sağolsunlar benim ilk zamanlarımda da kendi sıram gelene kadar diğer konuşmacıları izlememe izin verirlerdi. Bu insanların arasında usta isimler de oluyordu. Haliyle hayran kalmamak elimde değildi. O hayranlıkla izlerken insanın algıları bir başka açık oluyor, ben de bu şekilde ister istemez çok şey öğrendim. Güzel şeylerin gerçekleşmesi zaman alıyor, umutlarını kesinlikle kaybetmesinler. Seslendirme sanatcılarının sektöre giriş hikayeleri birbirinden çok farklı olabiliyor, kendilerine en yakın olanı seçip o yolu kullanmayı denemeleri işleri hızlandıracaktır. Bu sırada da süreçten kopmamak adına, imkanlar doğrultusunda kendilerini eksik hissettikleri ne varsa tamamlamalarını önerebilirim. Günümüzde sadece seslendirme sanatcılığı ile geçinmek, proje bazlı kazandığımız için pek kolay değil. Zaten çoğu sanatcı da gelirini aynı zamanda oyunculuk, eğitmenlik gibi bu alanla bağlantılı işler ile destekliyor. Bu noktada da üzülerek bir de kendilerine hayatlarını finanse edebilecek bir başka iş daha edinmelerini tavsiye ediyorum.

 

Peki son olarak bu sektörde gelecekte kendi konumunuzu nasıl görüyorsunuz?

 

Sektörun evrilişine göre değişir tabii ki. İşimi çok severek yapıyorum ve yaparken çıkan zorluklar da benim için pek yıldırıcı olmuyor. Bu mentalle yaklaşınca başarılı olabilmek daha olası bence. Pek iş ayırdığım söylenemez, karşıma çıkan her projeye “buradan ne öğrenebilirim” diye baktığım için de gelecekteki konumumla ilgili düşüncelerim negatif değil. Herkes gibi benim de hayal ettiğim bazı roller var. Sektörün fazlasıyla değişken olduğunu göz ardı edemem bu yuzden benim için bu sorunun kesin bir cevabı yok. Ama “şimdilerde yer aldığım projeler de geçmişteki hayallerimdi” gibi düşünerek gelecekteki konumumun da şu ankinden iyi olmasını dileyebilirim.

 

Leave A Reply

Your email address will not be published.