İŞTE O SES CANSIN AÇAR

0

İznik Gazetesi ekibi olarak her hafta olduğu gibi seslendirme sektöründe isim olarak bilmediğimiz ama seslerini duyunca ‘’ ya ben bu sesi bir yerden hatırlıyorum’’ dediğimiz mikrofon ardında saklı kalmış ünlü seslerin isimlerini siz değerli okuyucularımızla buluşturmaya devam ediyoruz. Son dönemlerde diğer meslek gruplarına göre daha çok dikkat çeken seslendirme sektörü herkesin yapmak isteyeceği son derece havalı bir iş haline geldi. Peki her insan seslendirme yapabilir mi? Neler gerekli gibi önemli soruları sesi ve güzelliği ile dikkat çeken sevgili Cansın Açar’a sorduk. Röportajımıza geçmeden önce şunu söylemeliyim ki sevgili Cansın Açar ile yaptığımız röportaj  diğer röportajlara en hızlı ve en güzel röportaj oldu. Şimdi seslendirme sektörü ile alakalı merak ettiğiniz her şey bu röportajımızda.

Seslendirme sektörüne kaç yılında ve nasıl başladınız?

İlk seslendirmemi daha çok küçükken, ilkokul çağında yaptım. Yaşımı tam hatırlamıyorum. Annem o sıralar dublaj yönetmenliği yapıyordu, “Hadi sen gir şunu konuş.” dediler ve beni stüdyoya sokuverdiler.  Tüm çocukluk çağım annemle beraber stüdyolara giderek geçti diyebilirim. Çok başarılı sanatçıları dinleme ve gözlemleme fırsatım oldu. Çok ilgimi çekiyordu.  Bu şekilde de devam etti. Ara ara bazı projeler için lise dönemimde de çağırılmaya başladım. Fakat benim için hiçbir zaman düzenli bir iş halinde değildi. Güzel Sanatlar Lisesi’nde sinema tv okuyordum, daha sonrasında da konservatuar oyunculuk bölümünü bitirdim. Önceliğim oradaydı. Okul döneminde ara ara bazı seslendirme işlerim oldu ama şimdiki gibi değildi.

İlk ses verdiğiniz karakteri veya seslendirme hayatınız boyunca ses verdiğiniz  kaç karakteri hatırlıyorsunuz?

Animasyon bir filmde bir fare seslendirmiştim. “Beynini alalım!” diye bağırarak birine saldırıyordu. Hiç unutmuyorum. İlginçtir ki, eskiden izlediğim ve çok sevdiğim çoğu işi ve spesifik olarak sevdiğim karakteri büyüyünce seslendirme fırsatım oldu. Hemde bunlar tamamen rastgele denk geldi. Aynı iş içinde farklı karakter de gelebilirdi, benim sevdiğim geldi hep. Kendi kendime bilmeden bir enerji çalıştırmış olabilirim. Bu konularda ilginç bi yeteneğim var. Kalpten sevdiğim istediğim şeyler hep beni bulur. Winx’te Bloom’u, Dont Look Up filminde bayıldığım Ariana Grande’yi, My Little Pony’de Sunny’i, Lol’deki favori karakterlerimden olan Jinx’i Netflix dizisi Arcane’de seslendirdim. Çizgi film ve animasyon işlerini çok seviyorum. Beni deşarj ediyor. Cartoon Network’te bir çok işte seslendirme yaptım, son zamanlarda yayınlanan Jade Armor çok seviliyor. İşlerle alakalı izleyenlerden gelen tatlı mesajlar beni çok mutlu ediyor.  Bunun dışında seslendirmekten keyif aldığım başka oyun işleri de var tabii, son zamanlarda Fortnite’ta Evie karakterini seslendirdim. Mobile Legends, Legends of Runeterra, Honor of Kings gibi oyunlarda da sesimi duyabilirsiniz. Aklıma bunlar geldi şuan. Elbette unuttuklarım vardır.

Peki kendi sesinizi sosyal mecralarda veya TV de duyunca nasıl tepkiler veriyorsunuz?

Hoşuma gidiyor. Bundan zevk alıyorum açıkçası, başlarda çok heyecan verici gelse de sonradan normal karşılamaya başlıyor insan. Evde temizlik yaparken Cartoon Network açıktı, 2 saat içerki odadan kendi sesim gelerek temizlik yaptım.  Gayet normal karşılıyordum. Sonra bi an “Varolan tüm elementler zırhım olun, beni Jade’e dönüştürün!” diye bağırıp dövüşen sesim gelirken yabancılaştım ve “Oha, aslında bu garip bişey ya.” dedim. Güldüm kendi kendime.

Her insan seslendirme yapabilir mi neler gerekiyor?

Ben herkesin her işi yapabileceğine inanmıyorum. Yetenek ve istek çok önemli. Örneğin ben çarpım tablosunu zor öğrenmiş, bu yaşımda hala karıştıran bir bireyim. Matematiğim rezalettir. Bana anlatsanız, beynime enjekte etseniz işe yaramaz. Benden mühendis olur mu? Kapısından geçemem. Hayat boyu kendi yeteneğim doğrultusunda ilerledim. Herkes için de böyle olmalı. Bu iş hem oyunculuk yeteneği, hem müzikal yetenek, hem de belli bir teknik istiyor. Bunun da doğuştan geldiğine, ve iyi bir eğitimle geliştirilebileceğine inanıyorum. Ben küçük yaştan beri müzik eğitimi aldım, lisede sinema tv sonrasında üniversitede oyunculuk bölümü bitirdim, kendimi bu anlamda elimden geldiğince geliştirmeye çalışan biriyim. Tabii ki öğrenme asla bitmeyen bi süreç. Her geçen gün kendimize bir şeyler katıp geliştirmek zorundayız. Aksi takdirde başarılı olmak mümkün değil.

Peki son zamanlarda seslendirme sektörünü ve meslek hayatınızı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ben işime aşık, çok severek yapan biriyim. Her gün işe giderken moralim çok bozuksa bile yüzüm güler. Stüdyo kapısından içeri girince kendimi çok mutlu ve pozitif hissederim. Bu yüzden mesleğimle alakalı olumsuz şeyleri görmezden gelmeye çalışıp daha iyi şartlara dönüşme aşamasında olduğunu söyleyebilirim. Tabii ki bazı sıkıntılar var, ama büyük ilerlemeler de kaydedildi. Türkiye gerçekten seslendirme anlamında çok başarılı bir ülke, çok yetenekli insanlarla çalışıyoruz. Umarım hepimiz emeğimizin hak ettiğimiz karşılıklarını almaya başlarız.

Seslendirme sanatçısı olmak isteyenlere ne gibi tavsiyeler verebilirsiniz?

Kesinlikle oyunculuk eğitimi alsınlar. İyi bir oyunculuk eğitimi ile zaten ses, nefes, diyafram, artikülasyon gibi temeller de sağlanır. Kişisel bir tavsiye olarakta şunu verebilirim; sesi doğalından çok uzak bir şekilde kasarak pilot havasıyla “Benim sesimin çok güzel olduğunu söylerler…” şeklinde işe girişmesinler. Ben hep doğallık arıyorum türkçe dublajda. Aksi takdirde dinlemekten zevk almıyorum. “Of ne kötü konuşmuş” diyip  orjinali tercih ediyorum. İyi bir yerelleştirme çoğu işi olduğundan daha keyifli hale getirebiliyor. Bunun yanında kendi ses tonunu değişik renklere büründürmeyi deneyerek bulmak çok önemli. Kötü amerikan dublajı taklidi tonlamalarından da uzak dursunlar. Daha doğal, oyuncunun kendi tavrına yakın oyunlar vermek her zaman daha iyidir.

Peki son olarak bu sektörde gelecekte kendi konumunuzu nasıl görüyorsunuz?

Büyük bir sevgiyle yapılan herhangi bir işte başarısız olmanın imkansız olduğunu düşünüyorum. İşimi hayatım boyunca yapmak isterim. 1 gün stüdyoya gitmesem elim ayağım titriyor, çok özlüyorum.

Leave A Reply

Your email address will not be published.