İNTİHAR VE NEDENLERİ

0

İntihar, kişinin istemli bir şekilde kendi ölümüne yol açma eylemi olarak tanımlanabilir. Sıklıkla intihar yalnızca ölümle sonuçlanmış olaylar olarak düşünülmektedir.

 

Ancak intihara yalnızca bu bakış açısıyla yaklaşıldığında bireyleri kendini öldürmeye götüren süreç göz ardı edilmekte ve tanım, intihar olayının bütün yönlerini kapsamaya yeterli olmamaktadır. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre gelişmiş ülkelerdeki ölüm olgularının en önde gelen on nedeninden biri olan intihar; kalp hastalıkları, kanser, serebrovasküler hastalıklar, kazalar, pnömani, diabet ve sirozdan sonra sekizinci sırada yer almaktadır. Yine Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre her 40 saniyede bir kişi intihar etmekte, yılda ise ortalama 1 milyon insan intihar sebebiyle ölmektedir.

İntihar sonucu meydana gelen ölüm olaylarının sayısı ülkemizde de giderek artmaktadır. Özellikle son günlerde ülkemizde siyanür ile gerçekleşen peş peşe toplu ölümler sonrası daha da dikkati çekmektedir. 2022 yılında ülkemizde kayıtlara geçen intihar nedeniyle ölüm sayısı 3161 kişi olarak saptanmış olup, gerçek sayıların çok daha fazla olduğu düşünülmektedir.

Cinsiyet açısından intihar olguları incelendiğinde; kadınların daha yüksek oranda intihar girişiminde bulunduğu; fakat, tamamlanmış intihar oranının (ölümle sonuçlanmış) ise erkeklerde daha yüksek olduğu görülmektedir. Cinsiyetler arasında görülen bu farklılık, temel olarak seçilen intihar yöntemlerinin farklılığı ile açıklanmaktadır. Erkekler genellikle ateşli silahlar ve kendini asma gibi şiddet içeren ve daha öldürücü olan yöntemleri kullanırken, kadınlar yüksek dozda ilaç alma ya da yüksek bir yerden atlama gibi yöntemleri kullanmaktadırlar.

İntihar davranışı her gelişim döneminde görülebilmekte fakat bazı yaş gruplarında intihar oranları dikkate değer biçimde farklılaşmaktadır. Ülkemizdeki intihar oranları incelendiğinde intihar kaynaklı ölümlerin ergenlikle birlikte bir artış gösterdiği, erken ve orta yetişkinlik döneminde sabit bir seyir izlediği, 65 yaşından sonra ise yine bir artış gösterdiği görülmektedir. İntihar davranışı ile medeni durum incelendiğinde genel olarak evliliğin koruyucu bir etkisinin olduğu, bekar ve boşanmış olmanın intihar davranışları için riski artırdığı görülmektedir. İntihar davranışları eğitim açısından değerlendirildiğinde eğitim düzeyinin düşük olmasının intihar için bir risk faktörü olduğu, eğitim düzeyi düştükçe intihar oranının arttığı görülmektedir. İntihar davranışı ile medeni durum incelendiğinde genel olarak evliliğin koruyucu bir etkisinin olduğu, bekar ve boşanmış olmanın intihar davranışları için riski artırdığı görülmektedir. Evli olmanın özellikle erkekler için koruyucu bir işlevi olduğu, erken yaşta dul kalmanın ise intihar davranışı için bir risk oluşturduğu belirtilmektedir.

 

İntihar bakımından en büyük risk etmeni kişinin intiharından hemen önce bir ruhsal hastalık yaşıyor olmasıdır. İntiharların yaklaşık %80’inin doğrudan bir ruhsal hastalıkla ilişkili olduğu kanıtlanmıştır. İntihar niyetinin anlaşılması, gereken ruhsal rahatsızlıkların tedavisi olası intihar girişimini önlemek açısından oldukça önemlidir. Bir sonraki köşe yazıma kadar hoşçakalın görüşmek dileğiyle.

Leave A Reply

Your email address will not be published.