DUMLUPINAR DENİZALTISI BOĞAZIN SERİN SULARINDA KAYBOLDU

HÜZÜNLÜ BİR BAHAR GÜNÜ

0

4 Nisan 1971  Pazar . O gün Dumlupınar’ı anma töreninde Çanakkale Öğretmen Okulu öğrencileri olarak görevlendirilmiştik.  Arkadaşlarla Çanakkale iskelesinde duran askeri gemilerin yanına vardığımızda Milli Güvenlik öğretmenimiz bizi bekliyordu. Törende görevli olanlar gemilere bindiler. Biz de M sınıfı Mayın Avlama Gemisine, Çanakkale şehri protokolüyle  bindik. Flamalarla donatılmış gemiler, Çanakkale İskelesi ve kordonu arkada bırakarak Nara Burnu’na doğru yol aldı. Sahilde  Vilayet Binasını , Gen-Do Pasta hanesi , Belediye Sineması ve Astsubay Ordu evine bakarken ( Şimdi bunu yazarken rahmetli Şevket Ağbiyi de Astsubay gazinosuyla anımsamadan olmaz.) Nara Burnu’na yaklaşmıştık.  Çarşaf gibi boğazın serin suları üzerine pus çökmüştü. Üzerlerine, hüzün ve kasvetin çöktüğü gemiler arkalarında köpükler bırakarak yol alıyordu. Olay mahalline varıldığında demir atarak beklemeye başladı bütün gemiler. TCG Dumlupınar Denizaltısında şehit olan 81 denizciyi anma töreni için.    Konuşmaların ardından, şehit denizciler anısına, Dumlupınar’ın battığı yere sirenler eşliğinde Boğaz Komutanı tarafından çelenk bırakıldı. Boğazdaki tüm gemiler de saygı sireni   çalarak selam veriyorlardı.

Peki neydi Dumlupınar!!!

TCG Dumlupınar (D-6), 4 Nisan 1953… 86 mürettebatı olan Dumlupınar Denizaltısı katıldığı NATO Blue Sea Tatbikatından Gölcük Limanı’na dönüyordu. 9 mil hızla su yüzeyinde ilerleyen Dumlupınar, Çanakkale Boğazı Nara Burnu açığına geldiğinde yönünü Marmara Denizi’ne çevirecekti.. Zifiri karanlık yetmiyormuş gibi hava bir hayli pusluydu. İsveç bandıralı yük gemisi Naboland, manevra yapmasına fırsat kalmayan Dumlupınar’a çarptı. Güvertede bulunan denizciler, denize savruldu. Denize düşenlerin bir kısmı  Naboland’dan atılan can simitleri ve indirilen filikalarla kurtarıldı.
Çarpışmadan sonra burun üstü bir halde duran Dumlupınar, 5 dakika içinde battı. Denizaltının baş tarafından su aldığını gören denizciler, kıç tarafına doğru ilerlemeye başladı. Ne var ki denizaltının kıç tarafına 78 denizciden 22’si ulaşabildi. Diğer 56 denizci ise denizaltının batmasının ilk dakikalarında şehit oldu. 87 metre derinliğe batan denizaltının kıç tarafına sığınan 22 denizci,  acil durum şamandırasını su yüzeyine fırlattı.
Sabah 8’de denizaltında bulunan denizciyle  şamandıradaki ahize aracılığıyla bağlantı kuruldu. Astsubay Selami Özben, durumları hakkında bilgi verirken sağlık durumlarının iyi olduğunu söyleyerek ‘Vatan sağ olsun’ dedi. Hemen bir hesap yapıldı; denizaltının kıç tarafındaki hava en fazla 72 saat yeterdi. O andan itibaren 22 denizcinin hayatı için zamanla yarış başladı. Kurtarma çalışmalarına hemen başlandı. Dönemin en gelişmiş denizaltı kurtarma yöntemi olan tahlisiye çanını Dumlupınar’ın kaportasına bağlayacaklardı. Dalgıçlar şamandıra kablosunu takip ederek denizaltıya ulaşıp, can kılavuz telini kaportaya takacak ve çan yardımıyla 22 denizciyi kurtaracaktı. Fırtınalı hava nedeniyle Kurtaran gemisi, şamandıra kablosunu kopardı. Kurtarma operasyonu artık iyicene zora girmiş oldu. Dalgıçlar, 11 kez denizaltına inmeye denseler de şiddetli fırtına ve aşırı derinlikten dolayı Dumlupınar’a ulaşma başarılamadı. 72 saatlik havanın bittiği 7 Nisan sabahında M.S.B olayla ilgili tebliğ yayımladı; “Çanakkale’de Nara Burnu’nda batan Dumlupınar denizaltında kalan personelin kurtarılmasından tamamen umut kesilmiştir.”

Denizaltı Filosu Komutanı Fahri Korutürk, törende şehitlerimize şu sözlerle veda etti; “Komutan sıfatıyla sizlere bir çok emirler verdim. Bir çok mesajlar yolladım. Bu size son mesajımdır. Aziz isimlerinizi tüm denizciler kalplerimize gömdük.”

Ebediyete intikal etmelerinin 69´inci yıl dönümünde, ‘Vatan Sağ olsun’ diyerek canlarını vatana feda eden ve her zaman kalbimizde yaşattığımız şehitlerimizi rahmet, minnet ve saygıyla anıyoruz.”

Leave A Reply

Your email address will not be published.