DEĞİŞEN ZAMAN

0

Bu hafta siz değerli okuyucularıma geçmişe dönük bir yazı yazmak istiyorum izninizle. Büyüklerimiz söze başlayacağı zaman bizim zamanımızda böyle miydi? Veya ah şu eskiler gibisinden sözler işitmişsinizdir. Eskiden daha kıymetli bir hayat vardı sanırım. Çok değil 50 yıl öncesine gidelim. İnternetin bile daha adının pek yaygın olmadığı dönemlerde insanların elinde telefon veya tablet değilde daha çok birbirleriyle sohbet ettiği dönemler daha çok iyiydi sanırım. Oturup iki sohbet etmek yerine şimdilerde telefonlarımıza deve kuşu gibi kafalarımızı gömüyoruz. Sanki bizler akıllı telefonları kullanmıyoruz da onlar bizi onlar bizi kullanıyor gibi bir durum söz konusu. 2000’li yıllar da sadece alo demeye yarayan bu aletler bir alo dan çok daha fazlası maalesef. İnsanlar eski dönemlerde daha çok yüz yüze sohbet eder hal hatır sorardı, maalesef ki bu gibi durumlar değişiyor ve yerini bir kısa mesaj veya internet üzerinden yaptığımız sesli veya mesajlı uygulamalara bırakıyor. Eskiden hayat daha bir farklı daha bir güzeldi sanki. Buluşmak için kızın arkadaşları sayesinde mektup göndermeler veya gece yarısı cama taş atıp fısıldaşarak konuşmalar daha bir yasak ve tatlıydı sanırım. Şuan tek bir mesaj ile istediğin kişiye anında ulaşılabiliyor ve istediğimiz sonuçlara kolaylıkla ulaşabiliyoruz. Eski dönemlerde yaşamayı çok isterdim. Buluşmak için mektuplaşmayı, buluşma yerinde acaba mektubumu aldı mı? Gelecek mi? Diye düşünüp heyecanla beklemeyi çok isterdim. Hani derler ya çoğu zaman ne varsa eskilerde var diye, şimdilerde bakıyorum da aşkın tanımı bile değişmiş o olmazsa öbürü gibi bir alğı var. Elimde telefon sosyal mecralarda istemediğin kadar insan var, o olmazsa başkasına yazarım olur biter düşüncesi çok yaygın. Eskiden bir insan ile mektuplaşmak ondan gelecek mektubu beklemek bile heyecan verici bir olay değil miydi? Zaman geçtikçe insan ilişkilerimiz değişiyor daha çok kabuklarımıza çekiliyoruz sanki. Sosyal mecralarda gün boyu takılıp çevremizdeki insanlardan uzaklaşınca sosyal bir insandan ziyade daha çok asosyal bir insan oluyoruz sanki. Her şeyin fazlası zarar diye bir söz var o ne güzel bir sözdür. Belki de insanlar kendilerini bazen bilerek yalnızlaştırmaya veya insanlardan uzak durmaya zorluyorlar kendilerini bilemiyorum. Lakin ne zaman toplu taşıma kullansam veya insanların ortak kullandıkları alanlara gitsem manzara her zaman aynı. Telefon ekranlarına dört gözle kenetlenmiş gözler görüyorum. Dünya dan bir haber yanında birisini öldürseler telefondan başını bile kaldıramayacak kadar dalgın insanlar var. Bazen öylesine imreniyorum ki toplu taşıma da kitap okuyan insanlardan. Ya bu insan yolculuk yaparken bile kitap okumayı ihmal etmiyor bundan daha güzel ne olabilir? Ülkemizdeki insanlara mikrofon uzatıp sorsak kitap okuyor musunuz diye e yani vakit bulamıyoruz ki veya okulda zaten çok okuttular gibisinden sözler söyleyeceklerine eminim. Lakin isteyince insan bir şekilde kitap okumak için vakitte ayırıyor telefonda takılmak içinde. Zaman değiştikçe bizler de değişiyor çok fazla yeniliğe ayak uyduruyoruz. Büyüklerimiz veya yaşlı toprak dediğimiz insanlar bu hayatı daha bir samimi ve heyecanlı yaşamış bence.  Eskiden olsa büyüklerimizin ne varsa eskilerde var sözüne hak vermezdim ama şu sıralar sonuna kadar hak veriyor ve destekliyorum. Şuan ki neslimizin gençleri sosyal medya bağımlısı ve gerçeklik algılarını kaybetmiş durumda. Ah ne varsa eskilerde var…

Leave A Reply

Your email address will not be published.