Türkiye’de özellikle son yıllarda en çok işlenen suçların başında taciz ve tecavüz suçları geliyor.
Her gün pek çok haberde bu konuları kapsıyor. Ne yazık ki pek çok kanal, medya, basın, bu olaylara ilişkin haberleri abartarak veriyor.
Türkiye’de basın, medya ya da haber kaynakları olayların sonuçlarını haber yapmaktan kaçınıyor. Bir olay haber olmuş ise o olayın sonrası da haber olmalıdır. Örneğin taciz olayı haber oldu, yayımlandı. Bu olay yargıda ne oldu? Yani sonuç ne oldu? Efendim bunun sonucu aylar sonra mahkeme bitince belli olacak. Evet sizde haberi hatırlatarak mahkemesi bitince yayınlayın ki kamu oyu sonucu bilsin. Bu, sonuç pek haber olmayınca sanki hiçbir şey olmamış gibi sanılıyor.
Bazen de bu konularda bilen-bilmeyen, yetkili-yetkisiz açıyor ağzını konuşuyor. Çoğu da ‘’cezalar hafif’’ diyor. Acaba öyle mi?
Şimdi de Başbakan Yardımcısı Bozdağ da bu suçu işleyenlere, yani tecavüz suçunu işleyenlere cinsel kastrasyon (kimyasal hadım etme ) uygulamasını kapsayan yasal düzenlemelerin yapılacağını söylüyor.
Bu, bir görüştür ama ne derece doğrudur tartışılır. Zira, yasa yolu ile de olsa devlet adına suç işleyene karşı ceza verilir, suç işleyene karşı bir suç işlenmez.
Meselelerin nedenlerini ve çözümlerini belirlememiz gerekir. Türkiye’de bu yapılmadan yasal düzenlemeler yapılmakta. Bu düzenlemelerin pek çoğu uygulanmamaktadır.
Aklıma, taa öğrencilik yıllarımdan hocamız Nevzat Gürelli’nin yaşayıp bizlere naklettiği bir olay geldi. Olay şöyle:27 Mayıs 1960 ihtilalinden sonra kurulan (AP-CHP) koalisyon hükümetinin adalet bakanı İstanbul Üniversitesinden iki öğretim üyesi, Ankara Üniversitesinden 2 öğretim üyesi, bakanlık mensupları filan 8-10 kişilik bir komisyon kurulur. Bu komisyon ile ‘’cezaların infazı hakkında’’ kanun tasarısı hazırlanacaktır. Komisyon toplanır, bakan bey neler istediklerini açıklar. Bizim Nevzat Hoca söz ister, der ki ‘’ sayın bakanım istediklerinizin hepsi güzel, yeni hususlar ve hakkında ceza hükmü kurulmamış, henüz şüphe altında olan kişilerin haklarının korunmasına yönelik, bunlar iyi de bunları yapmak için çok uzun zaman ve çok para- yatırım gerekir.(nedir bunlar?) Her karakola 5 yıldızlı otel odası gibi nezarethaneler, şüphelinin nezarette kaldığı süre içerisinde tüm istek ve ihtiyaçları karşılanacak, telefon, gazete her şey olacak, Türkiye’de 2000 civarında polis, jandarma karakolu var. Her karakola en az böyle lüks 5-6 tane nezarethane yapılması gerekir. Yani 8-10 bin lüks oda. Bunun maliyetini hesap edebildiniz mi?
Türkiye bu yatırımın altından kaç senede kalkar…’’ şeklinde konuşunca bakan bey çok kızmış. ’’efendi o iş bizi ilgilendirir, siz karışmayın’’ diye sert bir tavır koymuş. Bundan sonraki toplantıya da bizim Nevzat Hoca’yı çağırmamışlar.
Komisyon tasarı, rapor v.s.yi meclis bu tasarıyı kabul etmiş. Tasarı 647 sayılı cezaların infazı hakkında kanun olarak o tarihlerde yürürlüğe girdi. Sadece birkaç maddesi uygulanabildi. Diğer, belirtilen maddeler hala uygulanamadı.
Taciz, tecavüz, hırsızlık, gasp gibi pek çok suçlar bir toplumun yüz karasıdır.
80’li yıllarda başladı. Futbol sahalarında seyirci ‘’…ne hakem’’ demeye bir profesör beyanat verdi:’’ bu bir deşarj hareketidir hakeme karşı suç sayılmalıdır.’’ Düşünün, bir bilim adamı binlerce kişinin hep bir ağızdan hakeme ‘’küfür’’ etmesini suç saymadı. Bu toplum hala ‘’…ne hakem’’ diye tribünleri inletiyor. istanbul Escort Alınan tüm tedbirler yetersiz kalınıyor.
Bu bir eğitim meselesidir. Bu bir ahlak meselesidir. Bu bir edep, terbiye, aile anlayışı meselesidir.
Daha birkaç ay önce din uleması geçinen, kendini bilmez densizin biri 7-8 yaşındaki kız çocuklarının evlenebileceklerinden bahsetti. Bu ne densizliktir, bu ne ahlaksızlıktır.
Şimdi, şişli escort hem de dini akidelere dayandığını söyleyen bu densizlerin dillerine de konuşamamaları için kimyasal hadım yapmak gerekmez mi?
Hani öyle bir noktaya geldik ki kimin ne yaptığı belli değil, karmakarışık bir toplum olduk.
Bu sadece taciz ile, tecavüz ile ilgili değil. Her konuda karmakarışık bir haldeyiz.
Ne diyelim.
Belki aklımızı başımıza toplarız.
Hoşça kalın.
