BAYRAM GÜNDEMİ

0

Ramazan bayramı bu haftaya damgasını vurdu. Türkiye’de bayramlar ile tatiller artık iç içe girmiş durumda. Artan trafik yoğunluğu arkasından yeni sorunlar getiriyor. Bunların başında trafik kazaları başta geliyor.

Düşünün bir kere: Dört gün bayram tatili diye İstanbul gibi 17 milyonluk bir şehir boşalıyor. Sayılmadı belki ama 6-7 milyon araç İstanbul’dan Akdeniz’e, Ege’ye, Anadolu’ya yayılıyor. Sonra tekrar tatil dönüşü çileli toplanış.

Bunların çoğu bayram vesilesi ile tatile gidiyor. İstanbul’da yaşayanların büyük çoğunluğu ortamdan çıkıp birkaç gün şöyle bir rahat nefes almak için yollara düşüyor. Gel gör ki yollar felaket, yollar kan gölü, yollar savaş alanı. 4 günlük bilanço 69 ölü, 378 yaralı. Bu rakamlara henüz eklenmeyenlerde var.

Doğrusu bayramı yapıyoruz, savaş mı? Yollarımız şöyle, yollarımız böyle, geçin onları efendim. Biz, kuralsız bir milletiz, bütün mesele bu. Trafik kurallar sistemidir. Bu kuralları ihlal ederseniz karşınıza bu acı tablolar çıkacaktır.

Ne diyelim ölenlere rahmet, milletimizin başı sağolsun.

***

Bu Ramazan bayramı hutbesi diğerlerinden biraz faklı idi. Aynı hutbe Türkiye’nin her yerinde bayram namazı sonrası okundu.

Hutbenin özü birlik ve beraberlik idi. Önce ayet açıklaması ve Peygamberimizin bir sözü zikredildi. Peygamberimiz “Müminlerin birbirine bağlılığı, birbirine yaslanarak inşa edilmiş bir binanın duvarları gibidir” diyor. Oldukça uzun bir şekilde kaleme alınan hutbede birde okuyanın yani imamın okuyuş şekli önem arz ediyor.

Gerçekten şiirimsi bir şekilde okunan hutbe gönüllere ferahlık, zihinlere aydınlık veriyor. Zaten bizim camilerimiz yada diyanetin hutbelerinde kısa, öz ve sadece yol gösterici ifadelerin kullanılması gerekli ve bu da yeterli olur. Oysa çoğu hutbeler sıkıştırılmış ince yazılar ile bir sayfa veya daha fazla. İmam bunu iyi bir şekilde okuyamıyorsa cemaatın çoğu uyuyor veya uyukluyor. Yani bir şey anlamıyor, abdestte gidiyor, eh artık namazı düşün. Meseleyi bu noktaya getirmemek lazım.

***

Gelelim İznik’te bayram nasıl geçti sorusuna. Ramazanın rehaveti bayramada yansıdı. Ancak, ilçemiz özellikle bayramın 2. Ve 3. Günü çok yoğundu. Çevreden gelenlerin göl çevresinde tatil yapmaları dikkati çekti. Karayollarından Yenişehir-Gemlik sapağına kadar sahil doldu, taştı. Sahil yolunda trafik ve araç park sorunu bir kez daha yaşandı. Çay bahçelerinde oturulacak sandalye masa kalmadı. Bu yoğunluk içinde piknik alanları yetersiz kaldı. Hatta bu piknik alanlarında cız-bız, ızgara et kokuları çevredekileri, gelip geçenleri rahatsız etti.

Tabi bunun yanında bozuk yollarımız, toz başta olmak üzere çevre sakinleri rahatsız oldular. Ben şahsen hergün evimin önündeki yoğun çalışan sokağı suladım, tozdan birazcık kurtulmak için. Zabıtaya telefon açıp sokağı sulatıverin ricasında bulunduk ama tınlayan olmadı.

Bayramda da en çok şikayet esnaftan geldi. Özellikle Kılıçaslan Caddesinin kapalı olan ve yarım kalan yol çalışmaları o bölgelerdeki esnafı iş yapamaz hale getirdi. Çoğu esnaf işi tiye alıp “Bayram yollar kapalı olduğu için buralara uğramadan geçip gitti” diyor.

Hani Allah için haklılarda. Nerede ise çarşının büyük bir bölümü bir yıldır hafriyat alanı gibi.

Bayram öncesi kaymakamımız eşe-dosta, yani İzniklilere veda etti. Yeni kaymakamımız göreve başladımı bilemiyorum.

Ancak çiftçimiz 3-4 günlük bayram dönemi içinde olgunlaşan ürünlerini pazara sunamadığı içinde zarar etti. Malum son yıllarda sökülen zeytin bahçelerinin yerlerini şeftali bahçeleri aldı. Bu aylarda tam şeftali toplama dönemi. Birkaç gün toplama gecikince şeftali yumuşar ve pazara sunulamaz.

Bayram bitti, şimdi sırada sünnet ve evlenme düğünleri var. Her sene olduğu gibi hafta sonları eş-dost cemiyetleri olacak. Ve yine aylar, mevsimler, düğünler, bayramlar gelip geçecek. Ne demişler: Sağ olana hergün bayram.

Hoşça kalın.

Leave A Reply

Your email address will not be published.