14 MAYIS

0

14 Mayıs Anneler günüdür.

14 Mayıs Dünya Çiftçiler günüdür.

14 Mayıs 1950 Demokrat partinin iktidara geliş günüdür. Aslında 14 Mayıs 1950 Türkiye için çok partili hayatın başlangıcıdır.

Anneler günü kutlamaları güzel duyguların doruk yaptığı bir olaydır.

Türk toplumunda “anne”nin özel bir yeri vardır. İnancımıza göre de anne; en kutsal insandır. “Cennet, annelerin ayakları altındadır” “Anneye öf bile denmez” Bu ölçüler içinde bir insan için anneler günü yetmez. Anne’nin yeri hepimiz için çok çok önemlidir. Anne’nin saygınlığı, ailenin temelini oluşturur.

Anneleri sadece 14 Mayıslarda anmak yada kutlamak yetmez. Bu işin görüntüsüdür. Annelerimizi hangi şartlarda olursa olsun saymamız, saygınlığını yüceltmemiz evlatlar için ilk yükümlülüktür. 364 gün anneyi ihmal edip bir gün onu anmak, saymak çok yanlıştır. Onun için anne ailenin direği olmuştur, onun için anneleri üzmemek en önemli üzerimize düşen borçtur.

Her yıl anneler günü, babalar günü gibi pekçok gün yaşamaktayız. Böyle günleri sadece şekilci olarak yapmakta yanlıştır. Anneleri saymak, sevmek, onları başımızda taç etmek asıldır.

Anneler gününde ona bir hediye almak belki “hoş” olabilir ama asıl önemlisi annelerimize herzaman onun çocuklarına verdiği sevgiyi, feyzi, dürüstlüğü, saygınlığı verebilmemiz önemlidir.

14 Mayıs Dünya Çiftçiler günü ise Türkiye için çok farklı anlam taşır.

Türkiye öncelikle bir çiftçiler ülkesidir. Türkiye nüfusunun 60’ları çiftçi iken Türkiye “kendine yeten” bir ülke idi. Yani, dışarıdan hiç gıda almadığımız dönemlerde Türkiyedekilerin karnı doyuyordu. Hemde fazlasını ihraç edebiliyordu. 1965’lerden itibaren gıda ve ürün ihraç edebilen bir ülke konumunda idik. Hatta, yetiştirdiğimiz ürünün fazlasını dışarıya satıyorduk. Dışarıdan hiç gıda ürünü almadan kendi ürünün ile doymak çok güzel bir duygudur. Aradan elli sene geçti. Şimdilerde Türkiye gıda ithal eden bir ülke oldu. Fazlasını dışarı satarken, şimdi üretebildiğimiz yetmiyor, dışarıdan gıda ürünü alıyoruz. Bu çok kötü bir gelişmedir. Buğday satarken, buğday alıyoruz, bakliyatların hemen hemen hepsini dışarıdan alıyoruz. Kuru fasulye, nohut, mercimek, pirinç, bakla, susam aklınıza hangi yiyecek gelirse bunlar dışarıdan takviye geliyor.

Aynı sıkıntı kırmızı et ürününde var. 1,5 milyon ton kırmızı etin 300 bin tonunu dışarıdan alıyoruz.

Şeker ithal ediyoruz, şeker. Şu bildiğimiz toz şeker.

Üretim maliyetleri çok yüksek olunca üretim azalıyor. Türk çiftçisi pahalı maliyetler yüzünden üretemiyor.

Bu sorun mutlaka çözümlenmelidir. Aksi halde “aç” kalma tehlikesi kaçınılmazdır.

Ve 14 Mayıs 1950’de Türkiye’de bir siyasi parti iktidarı sona eriyor. Yeni bir siyasi parti iktidar oluyor. Tek partili devir sona eriyor, çok partili dönem başlıyor.

Bu Türkiye’de demokrasinin attığı en önemli adımdır. Türkiye’de açık oy, gizli tasnif(sayım) esası üzerinden yapılan seçimlerin yerine il bazında “çoğulcu” sistem geliyor. Bir ilde en fazla oy alan parti o ilin bütün milletvekillerini kazanmış oluyordu. Çoğunluk sistemi dediğimiz bu sistemde milli iradeyi tam yansıtmıyordu.

1950 seçimlerini ben şöyle hatırlarım. Demokrat partinin milletvekili adayları İnikli’ye gelirler, bizde kalırlardı. O yıllarda İznik’in siyaseti, İnikli’den yönlendiriliyordu. Köy kahvesinin önünde hasır yayılırdı. Milletvekilleri o hasırda oturmaya bayılırlardı.

Aynı şekilde 1954 ve 1957 seçimlerinde de hareket merkezi İnikli Köyü idi. O yılların pekçok anısı gözlerimin önündedir.

Yıllar geldi geçti. Şimdi 14 Mayıs sadece “Anneler Günü” olarak kutlanıyor.

Gönül isterdiki 14 Mayıs günü özellikle tarımda birşeyler yapılmalı.

Üretimi artırıcı günlerin yaşanması dileği ile bu günleri kutlamalıyız.

Hoşça kalın.

Leave A Reply

Your email address will not be published.